Konya
°C
Yeni Meram

Yüce dinimiz İslam

Yüce dinimiz İslam-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
11.01.2018 10:15
0
2158
ABONE OL
Dinimiz İslam konusunda düşünmek, yazmak, uygulamalar hakkında görüş söylemek, anlaşılmayan şeyleri sormak, bilenleri aramak bulmak, onlardan doğruları öğrenmek ihtiyacı duyuyorum Sevgili Okuyucularım. Bunlara ihtiyaç duymak, ya da bu tür sorularla ilgilenmek, yalnızca din alimlerine, veya din okulunda okuyanlara mı ait? Tabii ki öyle değil bence. Her Müslüman aklına gelen her din sorusunun doğru cevabını, aradığında kolayca bulmalı. Ülkede asırlarca bunun tersi yapıldı. 600 yıl bir din devleti (teokratik devlet) olarak Osmanlı Devleti, Halifelik ve Şeyhülislamlık şemsiyesi altında, ülkenin yaygın alanlarında, tebasını (vatandaşlarını) cahil ve hayat kültürü olmayan din görevlileriyle baş başa bıraktı. Bu insanlar, “sakın ha, Allah taş yapar, sırat köprüsü, cehennem, cinler, şeytanlar, günah, haşa vs” sözcüklerinin gölgesinde ahaliye yalnızca din korkusu verdiler, din sevgisi asla. Bütün yurt diyarlarında, bilhassa Müslüman Türkler’in yoğun yaşadığı Anadolu Yarımadası’nda asırlar böyle geçti. Müslüman milletimiz bütün olumsuz din görevlilerine rağmen, sahip olduğu ırsi yetenek ve samimi imanıyla milli mücadelelerinde, savaşlarında din ve iman gücünden yararlanmıştır. İmparatorluk zamanındaki fetih savaşlarında böyle olduğu gibi, 20. asrın ilk çeyreğinde maruz kaldığı beka (ölüm-kalım) felaketinde, 1. Dünya Savaşı’nda, muharebelerinde, süngü saldırılarında, iman gücünden, “Allah Allah” nidalarından üstün başarı ve zafer direnci kazanmıştır. Türk Milleti kurtuluş ve bağımsızlık savaşını, Yüce Allah’ın Türk Milleti’ne bir lütfu olan, dahi General Mustafa Kemal’in önderliğinde, yoksulluk içinde ve fakat yüksek imanıyla kazanmıştır. Milletini iyi tanıyan Mustafa Kemal, Samsun’dan başlayarak, Amasya, Erzururum, Sivas illerinde kurtuluş mücadelesinin ilk kıvılcımlarını ateşlerken, yörelerin dini liderlerini hep yanına almıştır (1919). İlk TBMM, Ankara’da Hacı Bayram Camii’ndeki namazdan sonra, yürüyerek gelinen ilk meclis binası önünde bütün vekillerin ve halkın duasıyla gerçekleştirilmiştir (1920). Türk Milleti, önce bağımsızlığına (1922) sonra da cumhuriyet idaresine kavuşmuştur (1923). Dünyanın en büyük emperyalistlerinin elinden kurtulup, çöken Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından bir milli ulus yaratan Türk Milleti bugün 80 milyon nüfusu ile ve dünyanın ilk 20 büyük ekonomisinden biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti adıyla hayatına devam etmektedir. Devlet, din işlerini ve ibadet yerlerini yönetmek ve bu konuda halkı aydınlatmak için 3.3.1924’te Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmuştur. Dinine bağlı Türk Halkı, ibadetlerinde Arapça’nın yoğun ağırlığından muzdariptir. Öğrenemediğimiz, anlayamadığımız Arapça dilindeki Mübarek Kuranı Kerimi, hoş bir ilahi gibi dinlemeye devam mı edeceğiz? Yüce Allah’ın söylediklerini neden anlamayalım? Her Müslüman, bilhassa genç Müslümanlar bunu soruyorlar. Dini literatürde, İmamı Azam’ın beyanlarında, ayetleri insanın kendi dilinde okuyup anlamasının caiz olduğu yazılıyor. Din görevlilerinin dinimizi, karışık ve zor anlaşılır gösterip kendilerini önemli yapmak istediklerini biliriz. Oysa İslam dini, insan aklına en uygun ve kolay bir dindir. Bu can alıcı noktalarda Diyanet hep suskundur. Devletimizin yeterli bir bütçeyle görevlendirdiği Diyanet İşleri Başkanlığı, neden halkımızı dini uygulamalarda aydınlatmaz? Başkent için söylüyorum, neden mesela Kızılay’da bir danışma bürosu yok? Neden zaman zaman Diyanet’in tertip ettiği konferanslar yok? Niye bir ilahi konseri yapılmasın? Geçenlerdeki bir yazımda belirtmiştim. Ankara’daki yeni A.H. Akseki Camii bakımsız. Mihrabın etrafındaki ışık çerçevenin bazı lambaları sönük. O yüzden çerçeve topal, çevre hala çamur. Oysa cami açılalı 3 yıl oldu. Çok yazık. Saygılarımla…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.