YETİMLERİN GÜNÜ…

Yetimlerle ilgili konuya dikkat çekmek için, yetim konusunu gündemde tutmak adına, yetimlerle ilgili faaliyetler güzel şeyler. Günümüzde savaşların, işgallerin yol açtığı facialar sonrasında ortaya çıkan göz yaşartıcı tabloda, yetim, öksüz, çaresiz, kimsesiz çocukların yürek burkan görüntüleri ve gerçekleri karşısında yaşlı dünyamızın çaresizliği, çare olmak istemeyenlerin vurdumduymazlığı, umursamazlığı biz insanların ve sorumluluk sahibi olmayan devletlerin ayıbı. Üstelik bu kadar çok yetim, öksüz kalan yüz binlerce çocuk varken. Hemen yanı başımızda yer alan Ortadoğu coğrafyası, bu acıyı olabilecek en ağır travmalarla yaşıyor. Bu coğrafyada her nereye bakarsanız bakın, yetim, öksüz ve korunmaya muhtaç çocuklar görmeniz mümkün. Dünya Yetimler Günü bu işe karşılamaya, göğüslemeye elbette yeterli değil. Böyle bir gün, dramatik bir gün olmaktan ileriye gidemiyor. Ne yazıktır ki, yılın 365 gününü değişik günlere tahsis eden bizler, her günün sonrasında, o günü unutup, bir başka güne gözlerimizi açmıyor, dikkatimizi vermiyor muyuz? Böyle bir günde, ne yaptık? Yetimlerin bir günlüğüne gönlünü aldık! Yarım elma, gönül alma gibi bir şey… Hiç yoktan elbette iyi… Bu konuda İslam coğrafyası içerisinde çalışmalar yapmakta çok güzel… Lakin, bir konu için gün ayrılması, üzücü de olsa, burukta olsa, o gün geçip gittikten sonra, yılın geriye kalan 364 gününde, bir daha kolay kolay gündeme getirilemiyor diye bir anlayışında hakim olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Keşke; Dünya olarak, İslam alemi olarak, Ülke olarak, Yetimlere sahip olan, Sahip çıkan, Onları bir araya toparlayan, Haklarını, hukuklarını el ele vererek koruyan adımlar atabilseydik, Neler olmazdı neler. Yetimler için iftar güzel bir şey… Yetimler için söylenenler hoş cümleler… Yetimler için her Ramazan ayının 15’ine denk gelen yani Ramazan’ın ortasında yetimler günü yapmak, yetimlerin problemlerini dünyanın ve ülkelerin gündemine taşımakta az şey değil. Ancak yetmiyor! Oldukça zengin İslam ülkeleri var. İslam ülkelerinin bulunduğu coğrafyada, yetimler, öksüzler, çaresizler, korunmaya muhtaç çocuklar için yapılabilecek çok şey vardı. Ve inanın çok kolaydı. Avrupa’nın birçok ünlü Futbol Takımını satın alan petrol zengini Arap dolar milyarderleri, neden böyle bir konuya eğilmezler? Neden yetimler için bir fon oluşturmazlar? Neden onları koruyan, gözeten, hayatlarını idame ettiren kurumlar kurmazlar? Yıllardan beri hemen yanı başlarında yaşanan savaşlar, kan ve gözyaşı dolu olaylar hiç mi etkilemedi bu insanları? ***** Biz Türk milleti olarak, yetim, öksüz, korunmaya muhtaç çocuklara karşı oldukça duygusal bakan bir milletiz. Bizde, yetim hakkı deyince, akan sular durur. Yetim hakkı konusu, vicdanı, merhameti olanımız için elimizi-kolumuzu bağlayan, gözlerimizi dolduran bir konudur. Yetim hakkını yiyenlere, yetim hakkına göz dikenlere karşı tepkimiz serttir. Sevgili okurlar! Yetim, babasını kaybetmiş çocuk demek. Toplum olarak, yetim çocuklarla ilgili hem bir çok hikaye dinledik, hem bir çok olaya şahit olduk. Yetim hakkı, vebali oldukça ağır bir haktır. Yetim hakkına göz dikenlerin onmayacağı, Bu hakkın onlara fayda sağlamayacağı, Cezasını bu dünyada değilse, Öbür dünyada çekeceğine olan inancımız, Yetim hakkına el uzatmaya kalkanlar için bir caydırıcılık gibi görünse de, Yetim hakkına göz dikenler, bu işten geri adım atmadılar. Yetimler, öksüzler, kimsesizler, çaresizler toplumun yardıma, ilgiye ve korunmaya en fazla ihtiyacı olan kesimi. Bu kesim öncelikle bizlere, milletimize emanettir. Bu çocukların haklarına el uzatma dinen yasaklanmış olsa da, El uzatanların helak olacakları bildirilse de, Vicdanı, merhameti ve acıma duygusu olmayanlar, Gözlerini mal ve mülk hırsı bürümüşler, Yetimin, öksüzün malına el uzatmaktan hiçbir zaman vaz geçmediler. Yetimlerin küçük yaşta olmalarından, güçsüz olmalarından istifade edenlerin hırslarına yenilerek yetim malına, hakkına göz dikmeleri bugüne kadar kime ne getirdi? Yetim malını zorla alan, amcalar, dayılar, dedeler, akrabalar dünde vardı, bugünde var, yarında olacak! Yetim hakkını korumayan, yetim hakkına el uzatan, göz dikenler, zorla bu hakkı yetimin elinden alanlar için, koyulan tavırlarımız, artık sözde kalmamalı. Bu yaptırımlar, bu haksızlıklar kendi toplumumuz içinde de dolu-dolu yaşanıyor. Dünya yetimlerine, öksüzlerine, kimsesiz ve çaresizlerine eğilmenin yanı sıra, inşallah kendi yetim ve öksüzlerimizi de unutmayız!