YENİ VEKİLLERİMİZE BİR IŞIK VE YOL!

Geçtiğimiz hafta sonuydu yolum doğup büyüdüğüm Akören Bölgesine düştü. Yakınlarımın cümlesinin hal hatırını sorma fırsatı bulmuştum ki bir acı gerçek gözlerim önüne serildi. Akören’in Orhaniye Mahallesi sakinlerinden bir yakınımın çocuğu babası ve dedesinden geleneği çiftçilikle iştigal ederler mahallenin de bu aile eşrafı sayılır. Hatırı sayılan bir varlıkları söz konusudur. Tarımsal faaliyet ve bankalar danışmanları mahalleye gelir ve kendilerine teşvik ve kredi teklifinde bulunurlar. Bu teklif cazibesi ile son derece çekici olmalıdır ki kabul görür. Teminata tapulu araziler alınarak talep edilen kredi verilir. Vadesi gelen kredi ödenemediğinden temerrüde girer ve borcun icra yoluyla tahsili yoluna gidilir. Bu yolla yapılan tarım arazisi muhammen bedelle borcu karşılamadığı içindir ki oturduğu evi ahırdaki ineği ağıldaki koyunları traktörü, sair ekipmanların hepsi haciz envanterine alınır. Neredeyse tabir yerindeyse haczedilmedik malı kalmaz. Şimdi burada sorgulamak lazım, ey banka sen bu krediyi verirken teminat değerinin bilmem ne kadar kat fazlasını almadın mı? Almadıysan bu onurlu aile bireyi bir tongaya düşürülmüş sayılmaz mı? Borçlandırılan çiftçinin borcunu ödeyememesi halinde onu kösteklemek yerine onu desteklemek varken, niye onun adeta ölüm fermanını yazdın? Bu ölüm fermanı bile bu onurlu çiftçiyi ekonomik hayattan silerken borç bakiyesi ile ömür boyu bunu takiple eline ne geçecek? Ey banka sen bu krediyi verirken kredi alacaklının kültürel varlığını hiç mi döküp ölçmedin? Sen bu krediyi verirken milyonlarca kredi zedenin birisinin de bizim aziz cifçi olacağını da düşünmedin mi? Ey banka senin plan program yapma yeteneğinin günahının yıkılan onurlar ve had da İntiharlara varan sonuçlarından hiç mi ders almadın? Şimdi saygıdeğer parlamenterlerimize sesleniyorum. Kredi müesseseleri verecekleri krediye eş değer ve hatta bir miktarda fazlası teminat alıp kredi talep edene borcunu ödeyemediği takdirde teminatının elden gideceği ikaz ve ihtarı altı çizilerek yapılmalı ki sonuçta borçlunun zirai faaliyeti veya sair ticari sınai faaliyetini sürdürecek imkanlar yasal müeyyidelerle elinden alınmamalı. Ekip biçme makine ve ekipmanları, ahırdaki ineği, traktörü ve sair araç ve gereçleri onun yeniden üretime geçme im kanları mutlak surette sağlanmalı. Sayın Parlamenterler 2008 Global Krizinde iki buçuk milyon iş yerinin kapandığı yüksek malumlarınız olmalıdır. Bu arada, iş yeri ile evini barkını da kaybedenlerden intihara girenleri ulusal basınımızdan izlediniz. Bu yürek yakan ve kadınları dul çocuklarını yetim bırakan gelişmelere lütfen kayıtsız kalmayın. Sadece alacaklıdan yana olmak bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadı ve kazandırmayacak. Bir yasal düzenleme ile mağduriyetlerin telafisi için verilen krediye karşılık alınan teminatlar dışında borçluya sorumluluk yüklenmemesi vecibesinin getirilmesi mümkündür. Alacaklı da borçluda hırs ve ihtirasının kurbanı olmasa, günahı olmayan eş ve çocuklar bir hukuki korumaya alınmakla böyle bir teklife imza koyacak Parlamenterlerimizin belki de mesleki faaliyetlerinin en hayırlısını yapacaklarından emin olmaları gerek. Sesimizi duyup gerekeni yapacak Parlamenterlerimize dualarımız olacağı inancıyla başarılar dileriz.