Konya
°C
Yeni Meram
30.10.2015 18:38

'Yardım isteyene mutlaka yardım edeceksiniz'

TİKA Başkanı Çam, "Cumhurbaşkanımız Başbakanken bize, 'Dünyanın neresinde olursa olsun, bizden yardım isteyen bir devlet olursa yardım edeceksiniz' talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz" dedi.

A+
A-
30.10.2015 18:38
0
2766
ABONE OL
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam, "Cumhurbaşkanımız Başbakanken bize, 'Dünyanın neresinde olursa olsun, bizden yardım isteyen bir devlet olursa az ya da çok yardım edeceksiniz' talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz. Aslında bu, Ahmet Yesevi hazretlerinin bize nasihatıdır; 'Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol' diye bir sözü vardır. Biz de onu yerine getiriyoruz" dedi. Çam, AA muhabirinin, TİKA'nın faaliyetleri konusundaki sorularını yanıtladı. TİKA'nın, ağırlıklı Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri olmak üzere ihtiyaç duyulan, Türkiye'nin tecrübesinden istifade edebilecek bütün ülkelere yardım yapmak, bu ülkeleri desteklemek üzere kurulmuş bir teşkilat olduğunu anımsatan Çam,  "Öncelikle tabii o zamanki Türkiye'nin şartları, 90'lı yılların imkanları, altyapıları çerçevesinde, Türk cumhuriyetlerine belli katkıda çalışmalar yapılmaya gayret gösterilmiş. Tabii imkanlarımız arttıkça, devletimizin gücü, imkanı, vizyonu genişledikçe Balkanlar, daha sonra Ortadoğu, Orta Asya, Afrika derken şu an 5 kıtada Latin Amerika, Pasifik Adaları ve Karayip Bölgesi olmak üzere her alanda çalışmalar yürütülüyor" diye konuştu. Ülkelere göre değişen, sürdürülebilir bir kalkınma yardımları sürecinin yürüdüğünü anlatan Çam, şunları kaydetti: "Ekonomik ihtiyaçları fazla olan ülkelerde hemen hemen her şeye destek olmaya çalışıyoruz. Yani tabiri caizse bir bebeğin anne karnındaki sürecinden başlanıyor. Doğumundan ölümüne kadar geçen her alanda proje geliştirebiliyoruz. Yani doğumhane inşasından sağlık yardım malzemelerinin götürülmesinden tutun, gasilhane yapılması, mezarlıkların inşası ve güzelleştirmesine kadar geçen her aşamada destek olmaya çalışıyoruz. Temel noktada bir devletin kapasitesinin artırılması, kendi ayaklarının üzerinde durması ve ekonomik olarak ihtiyaç olabilecek her alanda hizmet üretilmesi gibi bir çalışma yapıyoruz. Bunun temel olarak başlıklarına bakacak olursak; sağlık, eğitim, kültür sanat altyapılarının güçlendirilmesi, sosyal ihtiyaçların karşılanması, bakanlıkların ve devlet kapasitesinin artırılması, meslek edindirme faaliyetlerinin artırılması gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yürütmekteyiz." Yılda yaklaşık 2 bin proje Serdar Çam, şu an için yıllık yaklaşık 2 bin projeye ya başladıklarını ya da bunları tamamladıklarını belirterek, "50 kadar ülkede ofisimiz mevcut. 140 ülkeye yakın yerde de proje geliştiriyoruz" bilgisini verdi. Temel noktada bir insanın yaşam döngüsü içinde en önemli ihtiyaçlardan birinin sağlık olduğunu, çok basit konularda bile sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyan ülkeler söz konusu olduğunu anlatan Çam, "Mevcut hastanelerin güçlendirilmesi, tadilatı, tefrişatı ya da yeniden yapılmasına destek veriyoruz" dedi. Çam, çalışma yürüttükleri diğer bir alanın eğitim olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer bir topluma siz yeterince eğitim desteği sağlayamazsanız, o toplumda sağlıklı bir şekilde ekonomik gelişimi, kalkınmayı bekleyemezsiniz. Hele hele egemenlik, özgürlük ve başkalarının boyunduruğu altına girme tehdidinden kurtaramazsınız.  Dolayısıyla her alanda mutlaka eğitim projelerimizi ortaya koyuyoruz. Bu eğitim derken, mevcut okulların kapasitelerinin güçlendirilmesi, tadilatı veya tefrişatı ya da yeni okulların yapılması. Dolayısıyla yüzlerce okul inşaatının yapılması ve tamamlanması konusunda çalışmalarımız olmakta. Tabii verimli toprakları olan, altyapısı yetersiz olup da işletmesini bilemeyen pek çok ülkede tarım projelerimiz var. Bunların yanı sıra, kıymeti ekonomik yetersizliklerden dolayı fark edilemeyen ama dünya mirasına ait olan kültür zenginliklerinin korunması, yaşatılması ve geleceğe taşınması ile ilgili de projelerimiz var." "Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından çıktığınız zaman aslında iki ayrı dünya var" görüşünü aktaran TİKA Başkanı Çam, şunları söyledi: "Bir, bizim için yabancı olmayan bizim dediğimiz, onlar da biz olarak gördükleri bir coğrafya var ki, orayı biz farklı bir coğrafya olarak görmüyoruz. İndiğimiz zaman evimize inmiş gibi yuvamıza varmış gibi bir yaklaşım içinde karşılanıyoruz. Hoşgeldiniz denmeyi gerektirmeyecek bile samimiyetle.... Dolayısıyla yakın coğrafyamız, daha düne kadar beraberce yaşadığımız, duygularımızı beraberce hissettiğimiz bir bölge var. Doğu Avrupa Bölgesi, Balkanlar Bölgesi özellikle Kuzey Afrika, Orta Afrika'ya kadar uzanan coğrafya, Ortadoğu. Asya'nın çok geniş coğrafyası. Yakın zamana kadar beraber yaşadığımız alan var ki bunların bir kısmı 'bizi bırakmayın, biz buradayız ve lütfen uzak kalmayın' şeklinde telkinlerde bulunuyor. Yani Lübnan dağlarında yaşayan kardeşlerimiz 'bizi unutmayın, neredesiniz' diye sitem ederler. Etiyopya'nın Harar eyaletindeki o son Osmanlı binasını restore ederken aslında aradaki geçmişi, kopuklukları da tamir ettiğimizi hissederek yaptığımız." Serdar Çam, 15 bin kilometre ötedeki Vanuatu Adasına gidip onlara küçük, simgesel de olsa ihtiyaçlarının karşılandığı projeler gerçekleştirdiklerini belirterek, "Veya Orta Amerika'daki Karayip Bölgelerine bakıldığında 22 ayrı devlete biz çeşitli alanlarda destek olmuşuz. Belize ülkesine sağlık yardımı yaptık. Belize Başbakanının eşi teşekkür için Türkiye'ye geldi" şeklinde konuştu. "Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol" TİKA Başkanı Çam, çalışmalarının amaçlarını şu sözlerle anlattı: "Bu, Cumhurbaşkanımızın Başbakanken bize verdiği talimat. 'Dünyanın neresinde olursa olsun bizden yardım isteyen bir devlet olursa az ya da çok yardım edeceksiniz', talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz. Aslında bu, Ahmet Yesevi hazretlerinin Yesi'den bize nasihatidir; 'Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol' diye bir sözü vardır. Biz de onu yerine getiriyoruz. Küçük de olsa simgesel olarak yardımlarımızı yapmaya çalışıyoruz ve Türk halkının oraya sevgi mesajını iletmeye çalışıyoruz. Çok da etkili oluyor. Çok büyük bir sevgiyle karşılaşıyoruz, bazen mahcup oluyoruz. Yani yaptığınız yardım küçük bir şey. Bundan çok daha fazlasını size bir törenle etkinlikle göstermeye çalışıyorlar.  Biz de teşekkürleri, bir şekilde devletimize, milletimize ulaştırmanın gayreti içinde oluyoruz." Türkiye'nin, özellikle insani yardımlar ve kalkınma yardımlarında da ses getirici çalışmalar içine girdiğini belirten Çam, "Arka arkaya iki yıldır insani yardımlarda Türkiye, ABD, İngiltere'den sonra Türkiye 3'üncü oldu" dedi. Çam, "Şu anda STK'lar ve özel sektörün de katkılarını bir tarafa koyarsak, 4 milyar dolarlara yaklaşan bir dış yardım kapasitesine ulaştı. Bu tabii çok ciddi bir rakam. Biz dünyanın 16'ncı büyük ekonomisiyiz ama insani yardımlarda 3'üncü oluyoruz. Hem gurur duyacağımız bir alan ama aynı zamanda da düşünülmesi gereken bir alan" şeklinde konuştu. "Türkiye model ülke" Türkiye'nin ekonomisi toparlandıkça, siyasetinde istikrar oluştukça, hemen kendi içindeki sıkıntıları bir tarafa bırakıp etrafındakilerle paylaşmaya başladığını belirten Çam, şöyle devam etti: "2001 krizini Türkiye çok ciddi bir şekilde, ağır bedeller ödeyerek yaşadıktan sonra, ülkemiz toparlanmaya başladı. Toparlandıkça da bunu etrafındaki bütün zenginliklerini değişik ülkelerle paylaşmaya başladı. Afrika açılımında gösterdi. Suriye'deki kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntılarda gösterdi. Arap Baharı süreci denilen bir süreç yaşandı. Türkiye her alanda yardım kapasitesini adım adım artırdı. Dolayısıyla Türkiye, şu anda yardımlar konusunda bir model rol olarak dikkate alınan, AB ülkelerinin, gelişmiş bütün zengin ülkelerin, Türkiye'yi yakından takip ettiği, zaman zaman kıskanarak, zaman zaman da iltifat ederek ve gerçekten takdir ederek değerlendirdiği bir ülke." TİKA'nın kültür alanındaki çalışmaları Çam, kültür alanındaki çalışmaları hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "Soyut ve somut kültür olarak ikiye ayrılmış bir alanımız var. Türkiye'de de yurtdışı kültür varlıklarının korunmasına dönük bir eş güdüm çalışmasının da TİKA, sekreteryasını yürütüyor. Ve bizden sorumlu bakanımız da bu komitenin başkanı. Bu çerçevede yılda bir kere en azından buluşmaya çalışıyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA ve buna benzer çeşitli kuruluşlarla bir araya geliyoruz. Ecdat yadigarı pek çok eser var. Etiyopya'da Harar'da Osmanlı eserleri var. Mekele'de Peygamber Efendimiz'in heyetini kabul eden o zaman Hristiyan, daha sonra Müslüman olmuş Necaşi Kral'ın kabri var. Etrafında Sahabi kabirleri var. Onların restorasyonu var. Orta Asya'da Merv'de Sahabe mezarlarının restorasyonu. Sultan Alparslan'ın yerinin bulunmasıyla ilgili arkeolojik çalışmalar yürüyor. Tonyukuk Anıtı var Moğolistan'da. Etrafının kazı çalışmaları bitti. Bir müze yapma çalışmaları, karayolunun yapılması, yine Orhun Anıtları'nın olduğu Karakum'da çalışmalarımız var. Balasagun'da ilk Türk Müslümanlarının olduğu bölgeyle ilgili çalışmaları başlattık.  Buna benzer, ortak tarihimizle alakalı yakın ve uzakta, yani İslam öncesi ve İslam sonrası da olmak üzere pek çok eserle ilgili, elimizin yettiği kadar, arttırarak bir gayret içindeyiz. Sadece İslam ve Türk eserleriyle ilgilenmiyoruz, bize talep geldiğinde bu noktada makul olmak kaydıyla, dünya mirası olan diğer bütün kültürlerin de yaşatılması, korunması ve insanların huzur içinde olmasını sağlayabilecek katkı vermeye çalışıyoruz.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.