Konya
°C
Yeni Meram
23.12.2014 00:37

Ya Hazreti Mevlana!

A+
A-
23.12.2014 00:37
22.12.2014 23:39
0
1890
ABONE OL
Ümitsizlik köyüne gitme, ümitler var. Karanlığa doğru yürüme, güneşler var. (Hz. Mevlana) ***    Bu gün de Hz. Mevlana’yı yazacağız.    Şeb’i Arus’un İstanbul’da zamanında değil de daha erken kutlamasına ilişkin tartışmalar sür-git devam edip gidiyor.     Etkinlikler neler getirdi, neler götürdü? İyiler ve yanlışlar neydi? Bunlar hakkında bir yargıya varmak için daha bir süre gerekir. Ancak görünen o ki, henüz kimi kalıpları aşmış ve tek düzelikten arınmış değiliz. Eksikler devam ediyor ve bir türlü “ Her an, kendini görüp, gözet.” Yüce Mevlana’nın bu özdeyişi post modern anlamda, özeleştirinin  en doğru tanımıdır. Bundan güzel ve anlamlı bir sorgulama olabilir mi? Elbette eleştireceğiz ve tartışacağız. Doğruyu ve güzeli bulmanın demokratik yolu da bu denli yaklaşımlardır. Mevlana’nın  Türk olmasına karşın, Farsça söyleyip yazması da sıkça gündeme getirilmekte ve eleştirilmektedir.Dil tercihinin   Farsça’nın  o günkü  koşullarda edebiyata daha yatkın  durmasından  kaynaklandığı kanısındayız.;  “Aslen Türkest egerçi Hindu guyem.”    (Her ne kadar Farsça   söylüyorsam da aslım Türk’tür.) Görüş ve düşüncelerin yaşamasında ve sürekliliğinde  “dil” kuşkusuz önemli etkenlerden biridir. Ancak,  dört dörtlük yapıtlar ve özellikle de evrensel  boyutlu olanlar, dil yabancılığının duvarlarını da aşarak bütün çağlarda değerini koruyabilmektedir. Mevlana’daki  unutulmazlık ve ölümsüzlük gizemi de bu değerlerin içinde saklı bulunmaktadır.  Konya’ya gelenler “Mevlana” için geliyor. Ne umuyorlar ne buluyorlar? Kalıcı etkinlikler için eleştiri ve özeleştiri de bulunmak durumundayız. Gerçek olan şu ki, Mevlana’nın yüceliğinden , gönül ve fikir zenginliğinden  ülke ve Konya olarak yeterli oranda yararlanamıyoruz. Ünlü düşünürlerimizden Hilmi Ziya Ülken diyor ki; “Mevlana, bin yıllık kültür tarihimizin en büyük simalarından biridir. Yalnız büyük bir şair, bir tarikat kurucusu, derin bir sûfi, etraflı bir âlim değil, aynı zamanda Anadolu’daki kültürümüzün unsurları arasında büyük bir kaynaşma ve birleşme temin eden derin bir ruh ve hamle adamıdır”   Yurt dışındaki ünlü kişilerce de  onun görüş ve düşünceleri  aynı terazide tartılmakta ve koşut değerlendirilmektedir. Irk, laik - anti laik, siyah-beyaz, zengin-fakir, güzel-çirkin, din- dil ayırımı  bulunmayan  Mevlana  düşüncesinin kimilerinin aksi görüşü savunmasına karşın  evrensel bir  temele oturduğu da yadsınamaz. İnsanı insan olduğu için seven  ve değer veren, kavgayı değil, barışı, şiddeti  değil uzlaşmayı, düşmanlığı değil, kardeşliği, savaşı değil, barışı yeğleyen düşünce sistemi dünya coğrafyasını aydınlatmaya devam edecektir.    “Şevkat ve merhamette, güneş gibi ol, başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol, sahavet ve cömertlikte akarsu gibi ol, hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,  alçak gönüllülükte toprak gibi ol, hoş görülükte deniz gibi ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”    Özdeyişler, öyküler ve anlatımlar “hümanizmin ana ilkeleri eş anlamda ve değerdedir. Mevlana’nın diriliği ve tazeliğin de yapıtlarının “hümanist esintilerin “ ürünü olmasındandır. Tanıtımı ve anlatımı için klasik öngörü  ve düzenlemelerin dışında yeni etkinlikler de yaşama geçirilmelidir; “Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa. Bugün yeni şeyler söylemek gerek cancağızım!”   Bir damla; Elsiziz biz, ayaksızız biz; Sevgiliye doğru yuvarlanıp gidiyoruz biz. ( Hz. Mevlana)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.