VİRÜS/ YENİ DÖNEM DEVLET BABA

Virüs bütün yerküreyi esir aldı ve hayatlarımıza adeta çöktü. Sınır, sinir tanımıyor. Pervasız. Üstelik kendi bizatihi olarak görünmüyor. İcraat yapıyor, sonuç alıyor. Görmediğim şeylere inanmam diye efelenen Allahsız güruh görmediği virüsü inkar edemiyor. Hatta korkudan tap ulan şu virüse desen yerlere kapanacak. Bir çift söz de muhalefet ile düşmanlığı karıştıran beyinsiz güruha söylemek istiyorum. Muhalefet faydalı ve hatta zorunludur. Bir bakıma insani ve vicdani bir görevdir. Düşmanlık ihanetle üvey kardeş gibidir. Bundan vazgeçiniz. Muhalefet ediniz, vicdani ve insani noktada birlik olalım. Düşmanlık etmeye devam ederseniz bertaraf olmayı göze almak durumunda kalırsınız. Virüsle ilgili bu üçüncü yazım. Bir anlamda tarihe tanıklığımı kayıt altına alıyorum. Karınca kararınca. Önceki iki yazıda virüs ve korku üzerinden süreci incelemeye çalışmış ve muhtemel etkileri sıralamıştım. Bu yazıda modern ulus devletlerin yeni dönemde nasıl bir evrim geçireceğini incelemeye çalışacağım. Yirminci yüzyılın liberal politikaları belki finans kapitalizminin de tahrikiyle devletleri neredeyse sembolik hale getirdi. Küreselleşme revaç buldu ulus üstü yapılar neredeyse kutsandı. Hatırlayın Türk (sözüm ona) elitleri için AB kutsal bir hedefti. Egemenlik devrini bile alkışla karşılıyorlardı. Küresel kurumlar, küresel sermaye, küresel kültür, küresel vatandaşlık.. Şimdi ne oldu... Herkes can derdine düştü. Şimdi gemisini kurtaran kaptan. Kutsal (!) AB kurucu ortağı İtalya'nın yüzüne bakmıyor, yardım çığlıklarına kulaklarını sıkı sıkıya kapatıyor. Yeryüzüne küresel leş meyi (!) dayatan anglosakson uygarlık salgın karşısında kuyruğunu kıstırıp kaçıyor. Birleşik Krallık "ölen ölür kalan sağlar bizimdir." diyor. Bütün dünyaya ayar vermeye çalışan ABD salgın karşısında çaresiz bir aptallık içinde. Daha dün sigortası olmadığı için özel hastaneye alınmayan 19 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Yıllardır batı batı diye tepemizde tepinenler biraz olsun utanırlar mı acaba. Söz çok. Ama bende söylemeye mecal yok. Görünen o ki, devlet yeniden "baba" rolüne geri dönmek zorunda kalacak. Koruyan, kollayan, güven veren, güvenlik sağlayan, kamu yararını daha çok gözeten, daha eşitlikçi ve daha adil bir yapıdan bahsediyorum. Bu saatten sonra devlet, vatandaşını ve vatanını azgın, bencil, yağmacı kapitalistlerin insafına bırakamaz. Ekonomik model değişecek, daha kamucu yeni bir model uygulanmaya çalışılacaktır. Dikey büyümeyi esas alan Amerikan modeli çökmüştür. Her alanda yatay büyüme modelleri gelişecektir. Yeni dönemde güçlü tarihi ve güçlü devlet geleneği olan ülkelerin yıldızı parlayacak diye düşünüyorum. Büyük bir hata yapmazsak Türkiye’miz yeni dönemde eksen belirleyen yıldız bir ülke olacaktır. Yeni Dünya düzeni güçlü Ulus devletlerin düzeni olacaktır. Bu öngörüm doğruysa, Türkiye, Almanya, Rusya, Çin/Japonya, ABD, İngiltere, Fransa başat güçler olacaktır. Afrika da Cezayir şanslı görünmektedir. İran birliğini koruyabilirse kısmen etkili olacaktır. Doğrusu herşeyi hakkıyla bilen Allah'tır (CC)