Vazife'i Aladan Bir Mucizevi Hizmet Avrasya Tüneli

Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapılmış tarihi eserler, günümüz dünyasına değin ayakta kalıp insanlığa hizmet verirken, ecdat yadigarı eserlere bakıp göğsümüz kabarmaktadır. Bu tarihi eserlerin, günümüz dünyası nüfus potansiyeli geliriyle orantılı olması bir tabii gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti geçtiğimiz hafta açılışı yapılan ‘AVRASYA TÜNELİ’ maliyetinin nüfusumuzun geliri ile orantılı olmadan, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile devlet bütçesinden bir kuruş çıkmadan, YAP-İŞLET DEVRET SİSTEMİ ile vücut bulması bir aklın, bir azmin, ürünü olmasından dolayıdır ki; ‘BİR MUCİZEVİ HİZMET DİYE’ adını koydum. Türkiye Cumhuriyeti, AKP Hükümetlerinin başarı hanesinde, tarihin derinliğine akıp gidecek bu eseri projelendirenlere, şükran borcumuz vardır. Türkiye Cumhuriyeti vazifeyi asliye ile yetinmeyip, devasa yatırımlarla Muasır Medeniyete dev adımlarla ilerlerken, BİR MAVİ TÜNEL, BİR HIZLI TREN, ilden ile otobüsler yerine UÇAK SEFERLERİ gibi yatırımların öne çekilip, ülke ve ulusumuzun yararına sunulması takdire şayandır. Biz şimdi tarihin derinliğindeki TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN kuruluş yıllarına bakalım. Ulu Önde ATATÜRK’ün yoktan var ettiği bir yüce devlet, Osmanlı’nın küllerinin içinden dirilip çıkarken fakrı zaruretten ezilmiş, adeta tükenmiş bir necip ülkenin yaratılmasındaki maddi imkanlar adeta sıfır iken, bir mucizeler zinciri ile hayata tutunup, Dünya İslam Alemine örnek bir Türk İslam Cumhuriyetinin temelleri atılmıştır. Dünkü bu özelliği inkar edilmez, bugünkü varlığının içinde dünya ülkelerinin gıpta ile izlediği AVRASYA TÜNELLERİ ve diğerleri vardır. Başımızı ellerimiz arasına alıp düşünürsek, Cumhuriyetimizin kuruluşundan çok partili hayata geçişimize değin geçen zaman sürecinde, 13 milyonluk nüfusumuza rağmen demir çeliğinden, kiremitine, basmasından şeker fabrikalarına ve bilhassa Savunma Sanayii araç gereçlerine değin onlarca fabrikanın dumanlarını tüttürmüş, şarkılarımıza DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK BU YURDU DÖRT BAŞTAN vecizesini getirdik. Milli gelirimiz, o günkü nüfusumuza rağmen minicikti. Şimdilerdeki 80 milyonluk nüfusumuza rağmen de maalesef yine miniciktir. Bu gelirin artması ancak ve ancak daha nice AVRASYA TÜNELLERİNİN açılıp hizmete sokulması ile mümkün olabilir. AVRASYA TÜNELİNE duyduğumuz sevinç kadar da, KANAL İSTANBULLARI, boğazlara köprüleri ve hele 10 sene sonrasını düşünmek bile kabuslar görmemize yetecek şu büyük metropollerin METRO VE HAVA RAY SİSTEMLERİNİN sıra sıra hayata geçmesine ihtiyaç vardır. İmkanlarımız yok değil… O malum ata sözümüz gereği, Kuru Kavaktan Düdük çıkararak hizmet vermenin zamanı geçmektedir. Konya Valilerimizden Cennet Mekan, Cumhuriyetin ilk yılları Valisi İSMAİL İZZET BEY; Koya’nın nüfusu Karaman Ermenek dahil 508 bin, Harf İnkılabı 1928 halk mektepleri açılıyor, iki yılda 105 bin kişiye okuyup yazmayı öğretiyor. Bu bir Eğitim Mucizesidir. Hakimiyeti Milliye, Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal, İsmet Paşa gibi devasa okulları yaptırıyor. Dere Elektrik Santralı ile Konya Halkını Elektrik ışığı ile nurlandırıyor. İlk Devletin Sağlık kuruluşu Memleket Hastanesini yaptırıyor. Konya Harasını kuruyor. İlk fenni ekmek için Fenni Fırını yaptırıyor. Kendisi il içi seyahatte iken Vali Evi yapılması ile ilgili il genel meclis kararını yırtıp atıyor. Kiralık evde oturuyor. Tam sekiz yıl Konya ve Konyalılara hizmeti müteakip sen yaşlandın gerekçesi ile Resen Emekliye sevk ediliyor. Bu emri alan nazik kalbi duruyor. Ve bizim Ebedi misafirimiz olarak Musalla Mezarlığı VALİLER KABRİSTANINDA yatıyor. Cumhuriyetin tarihinde Konya Valilerinden İZZET BEY’in ne hizmetini ve ne de eserlerini sollayıp rekorunu kıracak birileri ne yazık ki çıkmadı. Kabri Pür, Nur Cennet mekanı olsun. Amin