Konya
°C
Yeni Meram

'Üstün olmak için, Türk olman kafidir!'

'Üstün olmak için, Türk olman kafidir!-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.03.2017 10:37
0
2683
ABONE OL
“Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!" Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında, Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ! Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.” (Mehmet Akif Ersoy) *** Çanakkale Cephesi I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’nin saldırısı sonucu açılmış bir cepheydi. Dünya tarihinde kanlı savaşlarının yapıldığı bu cephede Türk ordusu olağanüstü başarı gösterdi, onlarca şehit vermesine karşın düşmanın geçidini engelledi. İngiliz savaş gemileri, 18 Mart 1915’de Nusret Mayın gemisi ile gizlice döşenen mayınlara çarpınca Boğazın derinliklerine gömüldü. ... Mustafa Kemal, Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı ve Kilitbahir’de düşmanı yenerek önemli başarılar elde etti, tarihi emrini verdi; “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” ... Çanakkale Savaşları, 1915–1916 yılları arasındaki Gelibolu Yarımadasında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İhtilaf Devletleri Osmanlıların Başkent’i İstanbul’u alarak, sonuçta İstanbul- Çanakkale Boğazlarının denetimini ele geçirmek istiyor, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak uğraşısı içindeydiler. Amaç İstanbul’u alıp Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakmak, İttifak Devletlerini zayıflatmak ilk hedef Çanakkale Boğazı'na yönelikti. Ancak saldırıları başarısız olunca geri çekilmek zorunda kaldılar. Kara ve Deniz Savaşı sonucunda iki taraf ağır kayıplar verdi. Almanya’ nın Rusya'ya savaş ilan ettiği günün ertesinde İmparatorluk (1 Ağustos 1914’de) Almanya ile bir ittifak antlaşması imzaladı. İmparatorluğun İttifak Devletleri safında yer alarak fiilen savaşa gireceği kaçınılmaz hakle geldi. Enver Paşa, çeşitli nedenlerle savaşa girmeyi, ertelemeye çalışmıştı. Almanya savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürünce savaş da fiilen başladı. Geçen süreç içinde karşı taraf denizden İstanbul'a ulaşılamayacağını anladı ve kara harekâtı planını devreye koydu. Plan uyarınca İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915’de Gelibolu Yarımadasının güneyinde beş noktada karaya çıkarıldı. Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde Osmanlı kuvvetlerinin savunmaları ve giriştikleri karşı taarruzlarla Gelibolu Yarımadası'nı işgal edemediler. Mustafa Kemal Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında karşı taarruz gerçekleştirdi, bu hattaki Anzak birliklerini geri attı. İngiliz ve Anzak güçleri 2. Anafartalar muhaberesinde Osmanlı savunmasını aşamadı ; Fransa İngiliz, Anzak güçleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayında boşaltmak zorunda kaldı. --- ■ Seddülbahir ve Conkbayırı’nın büyük kahramanlarından biri de Bombacı Mehmet Çavuş’tu. İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar, karşı tarafa geri iade ederdi. İngilizler bunu anlamışlar ve bombaları, pimini çektikten biraz sonra fırlatarak Mehmet Çavuş’un bombaları tekrar kendilerine atmasını önlemeye çalışmışlardı. İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş’un elinde patlamış, sağ elinin bileğinden kopmasına neden olmuştu. Mehmet Çavuş’un tabur kumandanına söylediği, kurtuluşun ön sözü gibidir; “Sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolum var. Onunla da iş görebilirim. Beni üzen düşmanla çarpışmama engel oluşturan neden yaramın henüz kapanmamış olmasıdır.” Mehmet Çavuş, bunları söyledikten kısa bir süre sonra kan kaybından şehit oldu. --- ■ Çanakkale Savaşlarında kolunu kaybeden Dursun Bayraktaroğlu anısında dile getiriyor; “ Harbiye öğrenicisiyken Çanakkale Savaşı başlayınca 19 yaşında bir asteğmen olarak kendimi savaşın içinde buldum. Seddülbahir cephesinde bir çarpışma sırasında kolumdan yaralandım. Emir eri olarak hizmetime verilen İbrahim, beni hemen sırtlayarak sıhhiye çadırına götürdü. Orada ilk yardım yapıldıktan sonra da çadırlı hastaneye sevk ettiler, fakat kolumu kurtaramadılar.” Emir Eri İbrahim de bir dilekte bulunuyor; “Bana müsaade edin kumandanım, cepheye döneyim intikamınızı alayım. Benim ve benim gibilerin intikamını alacak binlerce asker var, dediysem dinletemedim, direndikçe direndi; “ Kumandamın, seni bu halde görmek çok müşkil, hele cephedeki arkadaşlara, ‘İbrahim kaçtı’ dedirtmem, mutlaka gitmeliyim! Uğurlamaktan başka yapacak bir şey yoktu; “ Öyleyse Allah yardımcın olsun evladım! İbrahim arkadaşlarının yanına dönmüştü, fakat onu fark eden bir düşman askerinin kurşunu ile yolda şehit düştü. ... ■ Üstün olmak için, Türk olman kâfidir. (Mustafa Kemal Atatürk) .... ■ Düvel-i muazzama denilen, Batı’nın tek dişi kalmış canavarları, bütün kin ve hınçlarıyla vatanımızı işgale kalkıştıklarında, Türk donanmasının şanlı direnişi ve onları denize döküşünün yıldönümüdür. Bunu yüksek sesle kutlamak ve bütün gerçekleri dillendirmek, şehitlerimize borcumuzdur.. Biraz Çanakkale istihkamlarını tanımaya ne dersiniz: Türk kuvvetlerinin Çanakkale Boğazı’ndan karşıya yani Çimpe’ye, Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman paşa komutasında 1349’da geçişleri ile Avrupa’ya ilk şanlı adım atıldı. Yıldırım Bayezid Han, Saruca Paşa’ya boğazın iki yakasını istihkamlarla donattırdı, İstanbul Boğazına da Anadolu Hisarını inşa ettirdi. Fatih Sultan Mehmet Han, Çanakkale boğazının en dar yerine 2 kale yaptırdı. Bunlar Rumeli yakasında Kilid-ül bahr, Anadolu kıyısında ise Çanakkale veya Kala-i sultanidir Ancak bu padişahların ardından, bir hanımefendi Boğaza kendi parasıyla askeri stratejiye uygun kaleler yaptırdı. Ne dersiniz, Dünya kadınlar gününde adını anmaya değmez miydi? Sultan İbrahim’in hanımı ve Sultan 4. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan, 1659’da Çanakkale Boğazına 4 adet kale ve kalelerin içine okullar, cami, hamam, asker koğuşları ve subaylar için evler yaptırdı. Bu kaleler; Sedd-ül bahr, Sultaniye, Sultan hisarı ve Kilid-ül Bahrdir. 30 milyon akçe yani yirmi milyon altın harcandı. Bu günün değeri ile en az beş katrilyon Tl. Kalelere büyük toplar yerleştirildi. Turhan Sultan İstanbul Eminönü’nde Yeni Camiyi de vakıf olarak yaptırdı. Caminin kapılarında, namazlardan sonra, cemaate bal şerbet dağıtılırdı. Bu kıymetli istihkamlar İngiliz, Fransız ve Rus donanmalarının hefsaldırısında onları defetmede büyük hizmetler görmüştür. 1915 Mart saldırısında, bu tabyalardan atılan mermiler ve mütevazı paslı mayınlar, Batı’nın modern armadasını, denizin dibine gönderdi. 18 Mart Deniz Zaferi için Padişahı Sultan Reşat Han’ın Gazel-i Hümayunu yazdı; Savlet etmişti Çanakkal’a’ya bahr-ü berden, Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden. Asker evlâtlarımın pişgeh-i azminde, Aczini eyledi idrâk nihayet düşmen. Lâkin imdad-ı ilâhî yetişip ordumuza, Oldu her bir neferi, kal’a-i pulâd beden. Kadr-i haysiyyeti pâmal olarak etti firar, Kalb-i İslama nüfuz eylemeye gelmişken.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.