Ulusal Egemenlik

■ Türkler size dokunmadıkça siz onlara sakın dokunmayınız. (Hz. Muhammed) ■ Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetin dayanağı, Türk topluluğudur. Bu topluluğun  bireyleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluluğa  dayanan cumhuriyet de o denli kuvvetli  olur. (Atatürk) *** ■ Türk’ten köle olmaz. İki Türk tek düşmana saldırmaz. Adlı bir Türk yaya düşmana saldırmaz. Yalan söylemek yasaktır. Aman diyene el kaldırılmaz. Kadın ve çocuğa vurulmaz, esir edilmez. Bunlara riayetsizliğin cezası ölümdür. Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki yoksulluk suç sayılsın. (Bilge Kağan) ...     İsyancılar Bilge Kağan’a elçi yolladılar;    “ Bulunduğumuz toprakları bize iade ederseniz, üstünüze yürümeyeceğiz.” Bilge Kağan mektup la yanıt verdi; “ Bak tarihe, Türk’e başkaldıranların   sonu ne olmuş!” ... ■ Ey Türk; yukarıda mavi gök delinmedikçe, aşağıda kara toprak çökmedikçe senin töreni kim bozabilir?" (Bilge Kağan-Göktürk Yazıtları -732) ... ■Türk kelimesi, bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan dili, dini, ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, mezhebi ne olursa olsun, tüm vatandaşlarca oluşturdukları, kucaklayıcı  milletin ortak adıdır. (Danıştay’ın, 18 Şubat 2011 Tarihli Kararı) ... Pazar günü Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır.  Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir. Demokrasinin özünü oluşturan  bu amaç Cumhuriyetin de kapılarını açtı. Türk Ulusu egemenliğini “çat kapı” elde etmemiştir. Milli Egemenlik sürecine top ve süngü sesleri içinden gelinmiştir. Misak-ı Milli Sınırları Mehmetçiğin kanıyla çizilmiş ulusal bir yurt haritasıdır. Kanla yoğrulmuş vatan  topraklarında, kahramanlık bereketi ve   egemenliğini sırrı saklıdır.      Ulusal egemenlik kavramı, ulus devlet anlayışının da temel taşlarından biridir Ülkemizi emperyalizmin yedeğinde tutmak isteyen art niyetliler ile kuzu postuna bürünüp, aslında ayı olanlar var.    Temsili demokrasilerde, ulusal irade- ki bu aynı zamanda egemenliktir- seçilenlerle işlerlik kazanmaktadır. TBMM’nin açılışı ulusal egemenlikle koşuttur. Bu nedenle 23 Nisan ayrı bir anlam taşımakta, bayram  olarak kutlanmaktadır. TBMM açılmasıyla ulusal irade tek kişinin hükümranlığından alınmış ve halkın temsilcilerine teslim edilmiştir. Halkın kayıtsız, şartsız egemenliği 23 Nisan 1920’de gerçekleştirmiştir. Daha sonra bu egemenlik 29 Ekim 1923 de Cumhuriyet ve 14 Mayıs 1950’de  demokratik yaşamla güçlendirilmiştir. ...    Ulu Önder Atatürk, Ulusal Egemenliği çok sevdiği çocuklarla bütünleştirmiş, yeni bir bayramın üretimine olanak vermiştir; Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ulusal bağlamda çocuklar için Bayram geleneğini sürdüren tek ülke Türkiye’dir. Bugünün çocukları, yarının gençleridir. Çocuklarımıza ve gençlerimize yüce Atatürk’ün verdiği önemi bir ileri görüş olarak değerlendiriyoruz. Çocuklar birer tomurcuktur; onlara yarınlarımız için de sahip çıkacağız. ... Milli Egemenlik gibi çok önemli bir bayramın çocuklara armağan edilmesi, Atatürk’ün sezgisiyle onlarda güven ve özgüven bilincini pekiştirmektir. Küreselleşen dünyada yönetim ve demokrasi anlayışları da artık kabuk değiştirmektedir. Tek kişinin egemen olduğu siyasal iradeler, günümüzde sadece nostaljik açıdan müze kavramı içinde değerlendirilmektedir. Kimi ülkelerde İngiltere’de olduğu gibi geleneksel kültürünün doğrultusunda yaşatılmaktadır. Günümüzde padişah, hükümdar, kral, prens, prenses ve şah gibi modası geçmiş sözcükler,  ansiklopedilerde birer anı  olarak kalmışlardır. ... Egemenlik, çağın anlayışına koşut kayıtsız ve şartsız milletindir. Bu anlayış ve  görüş slogan olmaktan çıkmış, tam anlamıyla  uygulamaya dönük bir değere dönüşmüştür. Genç demokrasimizi daha ileriye götürmek için çoğulcu, katılımcı ve laik bir anlayışın havuzunda, hukukun üstünlüğüyle de mayalayarak kalkınma ve çağdaşlaşma yolunda ilerliyoruz. Atatürk'ün sağlam temeller üzerinde kurduğu devlet, Türklüğün kök değerleri ve çağdaş anlayış üzerinde yükselen ulus devlettir.  Türkiye Cumhuriyeti ulus devlettir ve öyle kalacaktır.    Cumhuriyetimiz etnik temele dayalı değildir. Kuruluş amacı, tek devlet, tek ulus, tek bayrak , tek dile dönüktür. Cumhuriyete vatandaşlıkla bağlı olan herkes Türk’tür! ... Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımın mezarı başındaki konuşmasını iyi özümsemek gerekmektedir; “Validemin ruhuna ve bütün ecdat ruhuna ahdetmiş olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Validemin kabri önünde ve Allah'ın huzurunda yemin ediyorum. Kan dökerek milletimin elde ettiği ve sağlamlaştırdığı hakimiyetin korumak, gerekirse validemin yanına gitmekten asla tereddüt etmeyeceğim. Milli hakimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.” ... Vatanımız, düşman çizmelerinden bu anlayışla kurtarıldı, Cumhuriyet, bu egemenliğin temelleri üzerine kuruldu. Demokrasiye açılan yolların ana ekseninde Atatürk ilke ve inkılapları vardır. İnsanlığın ulaştığı anlayış katılımcı, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi kavramıdır. Ulusumuz kendi kendisini yönetmeli ve demokrasi tam anlamıyla geliştirilmelidir. Ancak ulusal köklerden kopuk bir yönetim biçiminin adı ne olursa olsun gerçek demokrasiyle çelişecektir. Tartışma ve kuşkuların tamca önünü kesmek için kuvvetler ayrılığı ilkesinin yerli yerine oturduğu, yasaların Yasama Meclisi'nce yapıldığı, yürütmenin yürütme erkince yerine getirildiği, yargının tam bağımsız olduğu bir sisteme kesinlikle işlerlik kazandırılmalıdır. --- ■ Milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. ■  Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur.    ■ Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın değerini iyi anlayan ve iyi bilen millet, kutsal egemenliğine karşı her tehlikeyi kahredecektir.    ■ Millî egemenlik uğrunda can vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.  ■ Büyük Millet Meclisi Türk milletinin asırlar süren aramalarının özeti ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir.    Atatürk’ten özdeyişler; ■Türk milleti mukadderatını TBMM’nin  kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir. ■Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir.   ■ Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkı’na “Türk Milleti” denir.    ■ Türk olmayı onur, Müslümanlığı gurur sayarım! Bol yıldızlı değil, ay yıldızlı bayrak altında saf tutarım. Ne mutlu Türkün diyene.   ■ Üstün olmak için Türk olman kâfidir. (önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim.