Konya
°C
Yeni Meram

ÜLKEMİZDE DEPREM GERÇEĞİ

ÜLKEMİZDE DEPREM GERÇEĞİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.01.2020 01:55
26.01.2020 15:59
0
6087
ABONE OL
24 Ocak 2020 saat 20.55'te Elazığ ve Malatya illerimizde merkez üssü Sivrice olan 6.8 şiddetinde bir deprem yaşadık. Deprem yerin 6.8 km altında meydana geldi ve 50 km uzunluğunda bir fay kuyruğu oluşturdu. Depremde şu an itibariyle 35 ölü, 1607 yaralı var. Devletin, Sayın Cumhurbaşkanı dahil yardımcıları, bakanları ve yetkilileri deprem bölgesinde yaraları sarmaya çalıştılar ve halen de görevlerine devam etmektedirler. Bunlar çoğumuzun bildiği gerçekler. Biz de deprem bölgesinde olan ülkemizin deprem gerçeklerini sıralamak istedik. Daha önce yaşadığımız 7.3 şiddetinde 17 Ağustos 1999 yılındaki Marmara depremi ve 2 Şubat 2002 'de yaşanan 6.3 şiddetindeki Afyon Sultandağı Eber Gölü merkezli deprem sonrası yerinde incelemelerde bulunmuştum. Kaynaşlı merkezli depremde cadde ve sokaklardaki bütün binalar etkilenmişti. Biraz da depremin şiddeti ve süresine bağlı olarak 42 insanımızı kaybettik. Meydana getirdiği hasar çok fazla idi. Alüvyon bir zemin üzerinde kurulan yapılar çok kötü etkilenmişti. Oradaki ihmal gevşek bir alüvyon zemine binaların oturtulması idi. Yerinde yaptığımız incelemede bazı binaların hiç yıkılmadığını, zeminin gevşekliğinden dolayı yana doğru yattığını gözlemlemiştik. Özellikle bina girişlerindeki yüksek girişli ofislerde kolon burulmasına bağlı yıkımlar gerçekleşmişti. İhmal noktası ise kolonlardaki narinlik etkisinin atlanmasıydı. 2002 yılında Afyon Sultandağı Eber Gölü merkezli depremde belki de en çok etkilenen köyler Deresinek ve Yakasinek köyleri idi. Ancak yıkımlar tamamıyla teknik yapım hatalarından kaynaklanmıştı. Bazı binalarda yıkım olmazken bazı binalar ise yerle yeksan oldu. Kolon demirleri asgari 4 adet olur, bu statik hesaba göre artış gösterir. Eber civarında iki usta var; bunlardan biri kolonlara 2 demir, diğeri 4 demir atıyor. İki demir atan ustanın yaptığı evlerin tamamı yıkılıyor, diğerlerinde bir problem yok. Belediyelerin görevli olduğu bir işte proje ve ruhsatı bir kenara iterek ustaların inisiyatifi doğrultusunda illegal binalar yapıldığında sonuç ortada! Cenazeler, cenazeler, sönen ocaklar... Bugünkü konumuz Elazığ- Malatya Sivrice merkezli deprem. Yetkililerin ifadeleri, 10 atom bombasına denk enerjinin açığa çıktığı yönünde. Ancak TV ekranlarından gördüğümüz kadarıyla Gölcük- Kaynarca depremi gibi yıkımların cadde ve sokak boyunda olmadığı ve tekil bina yıkımları olduğu görülüyor. Yani eski ve sağlam olmayan yapılar bir bir yıkıldı. Yan yana iki ya da daha fazla binadan sadece bir tanesi yıkıldıysa burada dönüp kendimize, binalarımıza bakmamız lazım. 2011 yılında Van- Bingöl depreminde hasar gören bir bina ile ilgili hiçbir kuvvetlendirme çalışması yapılmayıp oturulmaya devam edilirse 24 Ocak Elazığ- Malatya depremi bu binayı yıkacaktır; bina yıkılmıştır. Türkiye'mizde deprem bölgeleri 1. ve 5. derece arasında sınıflandırılmıştır. Aslında tamamıyla deprem bölgesinde bir ülke konumundayız. En az riskli bölge de Aksaray- Konya- Karaman- Antalya( Anamur) hattıdır. Bunun haricindeki yerler 1. ya da 2. dereceden deprem bölgesine girer. Magma tabakasının yüzeye yakın olduğu bölgelerde magmanın ısıttığı sular kaplıca suyu olarak yüzeye çıkar. Sıcak suyun, kaplıcaların olduğu bütün yerleşim birimleri zaten deprem bölgesidir. Marmara- Kuzey Anadolu fay hattı, bu hattın Akdeniz'e bağlantısı vs. tamamen fay hattındayız. Konya ilimizi ele aldığımızda Akşehir- Ilgın gibi ilçelerimiz 1. dereceden deprem bölgesi, Konya merkezi ise 4. dereceden deprem bölgesidir. Fay hatlarına gelirsek Sille'den başlayıp Yazır'ın batısından geçen Kuzey Konya fay hattı- İsmil'deki fay hattı- Tuz Gölü kenarındaki fay hattı ve Beyşehir Gölü'nün kenarında fay hattımız mevcut. Gelelim Konya için tek tehlike oluşturan faya...İsmil'deki fay hattı Tuz Gölü'nün kenarındaki fay hattını( arası 150 km) tetiklerse Konya merkezde 6.0- 6.5 şiddetinde deprem meydana gelir diyorlar. Bunu ben değil, jeologlar ve bilim insanları söylüyor. Projesi 2000 yılından sonra onaylanan yapılarda risk oranı yok denilecek kadar az. Ancak şehir merkezinde eski binalarda problem görünüyor. Ateş(ot) tuğlası ile inşa edilmiş yığma binalar tehlike arz ediyor. Peki ne yapılmalı?Deprem bölgelerinin konumuna göre bina yükseklikleri belirlenerek binalar projelerine uygun ve sağlam bir şekilde yapılmalı. Eğer kurallara uymadan kafamıza göre binalar inşa edersek, tekniğine uymadan yaparsak Zümrüt hadisesinde 92 kardeşimizde olduğu gibi çok cenaze törenine katılırız. Öyle kaliteli binalar yapmalıyız ki betonlar depremden sonra balyoz marifetiyle bile kırılmamalı. Kırılamamalı... Önlem alınmalı. Acı yaşamamak adına, insan canının önemine binaen düzgün, estetik, sağlam, uygun olan yerlere binalar yapılmalı. Türkiye tek vücut oldu Elhamdülillah. Rahmetli olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı yaralılara şifa diliyoruz. Ülkemize geçmiş olsun.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.