Türkülerimiz (1)

Millet dehasını, halkın deyişleri ile türküler dile getirir. Türkülerimiz halk şiirlerinin (yakım) çok eski bir türüdür. Türkülerimizde örf ve adetlerimiz,  gelenek, göreneklerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz, acımız, tatlımız, aşkımız, sevincimiz, özlemlerimiz, bütün duygularımız, türkülerimizde dile gelir. Türkülerin öyküleri gerçek yaşamdan oluşmuş, halkın üzerinde derin izler bırakan bu olaylardan doğmuştur. Bütün Taşeli yöresinde bilinen, halkın dilinde söylene gelen “Suna, Tuna” türküsü adeta Taşeli yöresinde doğan, büyüyen Karacaoğlan’ın yaşam öyküsünü canlandırmaktadır. Ayrıca Karacaoğlan’ın şiirleri ile Yunus Emre’nin ilahileri hakkında bilgiler sunan Sarıveliler İlçesi doğumlu rahmetli Elif İlgün (D. 01.07.1878-Ö.01.03.1961) büyük nine, yine rahmetli  Ermenek doğumlu Selçuk Üniversitesi, “Yeni Meram  Dr. Ahmet Keleşoğlu Edebiyat Fakültesi  öğretim üyesi değerli büyüğümüz Gündüz Gürgen (D.1914, Ö.1990) ile kemale ermiş, Sarıveliler  doğumlu rahmetli Hasan Cansu’nun (kırat Hasan lakaplı) D.1887-Ö.1976) anlattıkları gibi Sarıveliler ile Taşeli’nde analar yeni doğan çocuklarını büyütürken kulaklarına Yunus Emre’nin ilahilerini, Karacaoğlan’ın türkülerini okuya okuya büyütürler. Gençler Karacaoğlan türküleri ile yatar, Karacaoğlan türküleri ile kalkar. İşte bu sebeptendir ki Taşeli’nde gençliğe adım atan her genç birazda  Karacaoğlan dır derler. İşte bu konu ile ilgili bir kaç örnek. Sarıveliler İlçesi doğumlu Kadir Semizi, Barçın Yaylası eteğindeki Küçük Karapınar yaylasında arıcılık yapardı. Günlerden bir gün ulusal şair Ahmet Tufan Şentürk, şair Mehmet Zeki Akdağ ile Konya’dan Sarıveliler’e giderken yaylada, Kadir Semiz’i kendi kendine Karacaoğlan türküleri okurken gördük. Okuduğu Karacaoğlan türkülerini banda kaydettik. Semiz’in okuduğu Karacaoğlan türkülerinden örnekler. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya. Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün. Nice bin senedir çürüyen canlar. Hakkın emriyle dirilir bir gün. Ne güzel yapıldı cennet yapısı. Çok aradım görünmedi kapısı. Benim korktucağım sırat köprüsü. Cehennem üstüne kurulur bir gün. Karşıki dağlarda yüce dağ olsa Çevre yanı mor sünbüllü bağ olsa. Ağa olsa, paşa olsa, bey olsa. Yakasız gömleğe sarılır bir gün. Bu dünyada adam oğluyum dersin. Helâlı, haramı durmayıp yersin. Yeme el malını, ergeç verirsin. İğneden ipliğe sorulur bir gün. Gökte yıldızların önü terazi. Ülker ile aşar gider birazı. Yarın mahşerde de sorarlar bizi. Hak mizan kurulur bir gün. Karaçoğlan der ki konup göçersin. Ecel şerbetini bir gün içersin. Sen sırat köprüsünü geçersin bir gün Amelin eline verilir bir gün.