Konya
°C
Yeni Meram

TRAFİKTE YAYALARIN ÖNCELİĞİ VAR MI?

TRAFİKTE YAYALARIN ÖNCELİĞİ VAR MI?-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
24.04.2019 00:29
23.04.2019 17:31
0
2984
ABONE OL
Yaya demek, her nedense kolaylık sağlanması mümkün olmayan, öncelik konusu devamlı lafta kalan, zorluklara talip, zorluklara abone olmuş insan demek. Trafik açmazı içinde biraz kaybolmuş, biraz savrulmuş, bir hayli yorulmuş demek. Trafikte yayaların önceliği var mıydı, yok muydu, bu iş yayaların hakkı mıydı, değil miydi konularına girildiğinde, bugüne kadar kimse işin içinden çıkamadı! Neden mi? Çünkü; Yayaların bildik bileli hiçbir zaman önceliği olmadı ki! Yalnızca havalı, caf caflı, sadece yaya hakları ve öncelikleri üzerine yapılan konuşmalarda ve kararlarda birkaç saatliğine, yayalara pekte inandırıcı gelmeyen kelamlarla dolu öncelikler kazanmıştı yayalarımız! Yıllardan beri o öncelikler hep havada ve lafta kalmaktan kurtulamadı! Yayalar için sözüm ona neler yapılmadı neler. Lakin; Toplumda, yayalar kadar sükutu hayale uğrayan, uğratılan bir başka kesim zor bulursunuz! Şimdi yapılan edilenlerden ve alınan kararlardan sonra, eski çamlar bardak oldu diyebilirsiniz! Köprülerin altından çok sular aktı diyebilirsiniz. Artık trafikte yayaların önceliği mutlaka olacak, hiç fark etmedin mi de, diyebilirsiniz! İşaretlenen birçok noktada, Araçlar ve sürücüler durmaya, yayalar rahatça geçmeye başladılar. O eski acele etmeler, İnsanların geçmesine imkan vermemeler, Olay çıkarmalar, Zıtlaşmalar, münakaşa ve kavgalar yok! Sürücülerin başında çöp mü kırsak, ne yapsak! 2019 yılının “ Yaya öncelikli Trafik Yılı” ilan edilmesi sonrasında, adeta sürücülerin huyu ve anlayışı yüzde seksen değişmiş gibi? Aman nazar değmesin diyenleri, Bugünleri de görecek miydik diye konuşanları, Ne olmuş böyle, hayırdır inşallah diye hayret ifadelerini duyuyorsunuzdur herhalde! Böyle olunca da, istenirse, Trafikte yayaların önceliği de oluyormuş demekten de kendinizi alamıyorsunuz! ***** Uzun lafın kısası, şehrimizde yayaların önceliği olsun diye 235 nokta işaretlendi. Bu işaretlemeden sonra, o eski sürücülerimiz gitti, yerine munis, anlayışlı, hoşgörülü, güler yüzlü, saygılı insanlar geldi. Şimdilik araçlarımız yayalar geçerken duruyorlar, hatta kendiliklerinden duruyorlar! Bu noktalar olmadan önce, yayalar geçsin diye duran araçlar o kadar azdı ki, vatandaşımız şaşkın bir sevinçle, el sallar, teşekkür ederdi o duran sürücülere. Sonrada, o duran araçlar durduğuna, yayalara yol verdiğine bin pişman olurdu! Arkada bekleyen araçların her biri niye durdun, neden durdun diye korna çalmakta birbirleriyle yarışırlardı. El kol hareketleri, bağırış, çığırış, küfür ve hakaret olağan işlerdendi… Sürücü; yol benim, hak benim, ne zaman canım isterse sana öyle yol veririm havalarındaydı. Bugünlere gelindiğinde, 235 nokta işaretlenmesinin dışında, 362 okulun önüne de aynı zemin işaretlenmesi yapılması da oldukça sevindirici. Çünkü, bu şehir, bu konuda sayısını unuttuğumuz kadar hüzün dolu olay yaşadı. Okullarına ulaşabilmek için, karşıdan karşıya geçmeye çalışan birçok çocuğumuz hayatını kaybetti. O zamanlar en fazla kaza riski olan yerlere üst geçit yapılması lazım diye basında haberler, köşe yazıları, söyleşiler ve röportajlar yapılmıştı. Ne bu hassasiyetler, ne de hayatını kaybeden çocukların velilerinin ve duyarlı insanlarımızın talepleri istenilen ölçülerde karşılığını buldu! Yapılanlardan bazıları ise gecikmeli olarak hayata geçmiş, ne bizlerin ne onların ve yakınlarının sesleri, ulaşması gereken yerlere ulaşamamıştı. Şehir olarak çektiğimiz en büyük sıkıntı olan iletişimsizlik, o günlere damga vurmuştu! ***** Yayalar, haklı oldukları birçok konuda, bu şehirde çok sıkıntı çektiler. Hele bir konu vardı ki, yayalar için ömür törpüsü oldu. Üzerine şiirler, yazılar yazılan, şehir hayatının vazgeçilmezi, şehirlerin kahrını çeken, bazen çilekeş, bazen yüz akı, bazen derbeder, bazen efsane oldu onlar! Neler mi? Kaldırımlar! Adı üstünde yaya kaldırımı… Yalnızca yayalar içindir diyorlardı. Kaldırımlar lafın gelişi yayalara aitti. Araçlara, esnaflara, reklam panolarına kurban edilen kaldırımlarda yürüyemez oldu yayalar. Yayaların neler çektikleri, yaralanmalarla ve ölümle sona eren yaya hikayeleri, işgal altındaki yaya kaldırımları, daralan caddeler, olması gereken yerde olmayan üst geçitler, ölüm tünelleri haline dönüşen alt geçitler defalarca dile getirildi! Yazdıklarımızı toparlasak, neredeyse roman olacak hale geldi! Her neyse… Şimdilik kaydıyla işaretli noktalara riayet etme konusunda, “hele maşallah” demeyenimiz yok! Nazar değmesin, böyle devam etsin diyenlerimiz daha da çok. Trafikte önceliğin yayalara ait olduğu cümle olarak fena değil. Hatta oldukça hoş bir cümle… Az biraz düşünürseniz, gururumuzu bile okşadı! Yayalar olarak, nihayet bizde öncelik kazandık, bu önceliğin tadını çıkaralım diye düşünenler bile oldu! Bizler, işte böyle küçük şeylerle mutlu olabilen insanlarız. Yöneticilerimiz bizlerdeki bu ruh halini keşfedecek adımları atmaya devam ettiğinde, şehrimiz, huzurla ve mutlulukla yaşanan bir şehir olacak. Sesinizi duyan, ulaşabildiğiniz, laf olsun diye değil, derdine derman olan kapıların kapısını çalmak kim istemez? Dileriz, trafikte yayaların önceliği ile başlayan çalışmalar, diğer alanlarda da, aynı olumlu tempoda devam eder!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.