Trafik Kazalarında Maddi Hasar Davaları

Malum havalar soğudu, kar buz yüzünü tam göstermese de kapıda hazır bekliyor. Özellikle Konyamızda az yağan kardan hemen sonra yollar buz tutar ve kuru ayaz başlar. Maalesef onca tedbire ve hatırlatmaya rağmen ve bazı araçlar için zorunlu olmasına rağmen kış lastiği taktırmayan araçlar çok fazla. Kış aylarının en büyük sorunu yağmur ve kardan dolayı kayganlaşan yollar ve gizli buzlanma dediğimiz olay. Buzlanmanın ve yolların kaygan hale gelmesine bir de hız eklenince kazalar kaçınılmaz hale geliyor. İster tek taraflı isterse de iki veya daha fazla taraflı olsun tüm trafik kazalarında aracın en azından polis gelene kadar yerinden oynatılmaması, fotoğrafının çekilmesi, kasko sigorta veya zorunlu trafik sigortasını yapan acenteyle irtibata geçilmesi ve trafik polisine ihbarda bulunulması çok önemlidir. Son yıllarda trafik kazası tespit tutanağının kazaya karışan sürücüler tarafından da düzenlenmesine olanak getirilmiştir. Fakat ben bir avukat olarak resmi makamlarca yani; trafik polisleri tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının resmi makam tarafından düzenlenmesinden kaynaklı daha güçlü delil olduğunu düşünmekteyim. Ayrıca polis memurları tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanaklarında sürücülerin kusur durumu daha doğru bir şekilde tespit edilmektedir. Gönül ister ki; hiç kimse trafik kazası ile karşılaşmasın fakat çeşitli nedenlerden dolayı trafik kazaları hayatın olağan akışında maalesef karşımıza çokça çıkmaktadır. Trafik kazaları sadece maddi hasarlı olabileceği gibi hem maddi hasarlı hem de cismani zarar dediğimiz ölümlü ve yaralamalı da olabilmektedir. Bugünkü yazımızın konusu maddi hasarlı trafik kazalarıdır. Trafik kazası sonucu aracı hasar gören taraf, yetkililer tarafından trafik kazası tespit tutanağı düzenlendikten sonra, aracını tamir ettirmeden hukukta adına tespit dediğimiz, delil tespiti işlemini yaptırmalıdır. Delil tespitinin yapılmasının nedeni, ileride açılacak maddi tazminat davası için delil oluşturmak ve delillerin ortadan kaybolmasını önlemektir. Araç tamir edilmeden mahkemeden dilekçe ile delil tespiti istenir. Mahkeme tarafından alanında uzman bilirkişi ile genelde makine mühendisi, aracın bulunduğu mahalde keşif yapılır. Keşfin yapıldığı yer de genelde aracın tamiratının yapılacağı işyeridir. Mahkeme ve bilirkişi ile keşif yapıldıktan sonra, bilirkişi araçta oluşan hasarın miktarını, malzeme ve işçiliğin ne kadar tutacağını,  araçtaki değer kaybını, aracın ne kadar sürede tamir edileceğini düzenleyeceği bilirkişi raporu ile belirler. Delil tespiti sonucu oraya çıkan bilirkişi raporu, açılacak asıl davada kesin delil olarak sunulur. Akabinde araç maliki aracını tamir ettirir, tamirata ilişkin fatura da eklenerek maddi tazminat davası açılır. Araçtaki değer kaybı önceden karşı aracın trafik sigortacısı şirketten istenemiyordu. Fakat yeni yapılan ve yürürlüğe giren (2015 yazındaki değişiklik) değişiklikle artık maddi hasara uğrayan araç sahipleri, kaza nedeniyle araçlarında meydana gelen değer kaybını trafik sigortacısından da isteyebilmektedirler. Bir sonraki yazının konusu ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında açılacak davalar. Herkese kazasız günler….