Terör eğitimi de vurdu

Öğretmen olmanın hayalini kuran on binlerce kişi, 4-10 Eylül tarihleri arasında tercih yaptı. Atama bekleyen öğretmen adaylarının sayısı 300 bin, ayrılan kadro ise 37 bin. Tercih yapan öğrencilerin büyük bir bölümü de terör olaylarından dolayı Doğu ve Güneydoğu’yu yazmadı. Bu nedenle buralardaki okulların boş kalmasından endişe ediliyor. 300 BİN ÖĞRETMEN ADAYININ 37 BİNİ ATANACAK Öğretmen adayları, KPSS puanlarına göre 4-10 Eylül tarihleri arasında tercih yaptı. Bu yıl farklı branşlardan 37 bin öğretmen alınacak. Bu sayının yetersiz olduğunu, daha önceki açıklamalarda 47 bin öğretmenin alınacağının duyurulduğunu belirten Özdil Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bayrak, sınava yaklaşık 300 bin öğretmen adayının girdiğini söyledi. Kalan 10 binin de şubat ayında atanmasını isteyen Bayrak, Türkiye’de öğretmen olmanın çok zorlaştığını, işsizliğin zirve yaptığı bir dönemde söz konusu 300 bin eğitimcinin kendini öğretmen olmaya adadığını, kendi kurumlarından 500 öğrencinin, öğretmen olarak atanmak için yeterli puanı aldığını, tercih döneminde hem kendi öğrencilerine hem de dışarıdan gelen öğretmen adaylarına rehberlik hizmeti sunduklarını kaydetti. OKULLAR, ÖĞRETMENSİZ KALACAK Özellikle son 5 yılda öğrencilerin, tercih yaparken “neresi olursa olsun yeter ki atanayım” mantığıyla hareket ettiğini ifade eden Ahmet Bayrak, “Öğretmen adayları, Türkiye’nin her yerini rahatlıkla seçebiliyorlardı. Öncelikleri gidecekleri bölgedeki konfor ve sosyal imkanlardı ancak bu öncelikler olmazsa olmaz şartlar değildi. Bu yıl terör olaylarından dolayı çok farklı bir tabloyla karşı karşıyayız. 37 bin öğretmenin 30 bini terörün yoğun yaşandığı Doğu ve Güneydoğu’ya ayrılmış durumda. Öğretmen adaylarının büyük bir bölümü tercihlerinde il sınırlaması yaptı. Bu yıl Doğu ve Güneydoğu’daki birçok okula öğretmen gitmeyecek. Giderse de çok büyük bir korkuyla, işsiz kalmamak için mecburiyetten gidecek. Mesleğe, tramvayla, korkuyla başlayacak” diye konuştu. “TERÖR, TOPLUMUN EĞİTİLMESİNİ ENGELLİYOR” İller arası atamalarla, Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmenlerin tamamına yakınının eş durumu gibi mazeretlerle tayinlerini batıya yaptırdığını, bu nedenle de o bölgelerdeki okulların büyük bir bölümünün boş kaldığını anlatan Bayrak, “Öğretmenlerin terör korkusunu yenmesi çok zor, gönüllerinin ferahlatılmasını istiyoruz çünkü onlar çocukları aydınlatmaya, bilim aktarmaya gidiyor. Önlem alınmadığı takdirde birçok okul boş kalacak. Giden öğretmenler de bir an önce o bölgelerden kaçmanın yollarını arayacak. Bu durum, terörün görünmeyen yüzüdür. Terör, bir kitlenin eğitilmesini, çocukların ilimle tanışmasını engelliyor. Bu nedenle acil önlem alınmalı” dedi. İŞSİZ KALMAMAK İÇİN KPSS’de düşük puan alan öğretmen adaylarının işsiz kalmamak için Doğu ve Güneydoğu’daki okulları tercih ettiğini, kendi branşında yüzde 5 ya da yüzde 10’luk dilime girenlerin Batı’daki okullara atanabileceğini vurgulayan Ahmet Bayrak, “Hakkari, Şırnak, Bingöl ve Tunceli hemen hemen hiç tercih edilmedi. Şubat ayında resmi alım yok ancak her yıl sürpriz olarak alım yapıyorlar. Önümüzdeki yıl şubat ayında yaklaşık 10 bin öğretmenin atanmasını bekliyoruz. Yüksek puan almasına rağmen bu yıl tercih yapmayan öğretmen adayları, terör olaylarının bitmesi ümidiyle şubat ayını bekliyor” şeklinde konuştu. “ÖĞRETMENLERİN HAKKI YENİLİYOR” Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden bu yıl sınava giren öğrenci sayısının 43 bin 800, atanacak öğretmen sayısının ise bin 200 civarında olduğunu belirten Bayrak, “Bu oranlamaya bakıldığında Türkiye’de öğretmen olmak, doktor olmaktan daha da zorlaştı. Büyük bir zorlukla tercih aşamasına gelen öğretmen adayları, korkudan herhangi bir yer yazamıyor. Can güvenliği olmadığı için aileler de çocuklarını Doğu ve Güneydoğuya göndermek istemiyor. Atanamayan öğretmenler tezgahtarlık, kasiyerlik yapıyor. İkinci bir planları yok. Atanmayı bekleyen öğretmen adaylarının sayısını azaltmak için hükümetin öğretmen yetiştirme politikası olmalı. Eğitim Fakültelerinin sayısı ve kontenjanları hızla düşürülmeli. 10, 15, 20 yıllık planlamalar yapılmalı. Bu durum siyasi değil, bilimsel açıdan ele alınmalı. Eğitim Fakültesi mezunlarının iki alternatifi var. Ya özel eğitim kurumlarına ya devlet okullarına gidecek. Özel eğitim kurumlarındaki denetimler eksik. Çocukların hakkını yiyorlar. Yeteri kadar para vermiyorlar. Özlük haklarını düzenlemiyorlar. Bu nedenle bu kurumlardaki öğretmenler mecburen devlete yöneliyor. Devlete yönelince de atanmayı bekleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor” ifadelerini kullandı.  Adem SERİN