TEMMUZ; ÇOK BULUTLU, ZAM YAĞMURLU!

Seçim bitti, zam yağmurları başladı. Nisan’da yağmur mu, gördük diyen bizler, Haziran ayının son günlerinde sırılsıklam olduk desek yeri. Meteoroloji, pardon ekonomistler, Temmuz ayında havanın çok daha kapalı, bulutlu ve zam yağmurlarıyla geçeceğini öngörüyorlar. Son günlerde ülkemizin bir çok köşesine ceviz büyüklüğünde yağan dolu misali iri-iri yağıyor zamlar… Evlerde yapılan o meşhur hesap-kitaplar feleğini şaşırdı-şaşıracak… Motorin zammının etki sahasına giren konuların hangisini sayalım, hangi birini anlatalım… Çay-şeker zammı, Çay tiryakilerini üzmekle bırakmadı, Çayın halinden anlayan tek katkı maddesi olan şekeri, Paylaşılamaz, yere göğe sığdırılamaz hale getirdi. Bundan böyle ağzımız tatlansın derken iki kere mi düşüneceğiz bilmem! Şekerin kapsama alanı içine giren, ne kadar kalem varsa, hepsi etkilenecek…Öyle bir etkilenecek ki, bu etki aynen domino etkisi yaratacak. Büsküviden tatlılara kadar uzanan geniş yelpazede zam görmedik hiç bir şey kalmayacak… Bundan sonra hiçbirimizin vazgeçemeyeceği bir tatlı olan baklavanın yanına yaklaşılabilir mi acaba? Ver şurdan bir kilo baklava derken, içinizden bir ses, kendinde misin, diye sormayacak mı? Bugün ne tatlısı alalım, ne tatlısı yapalım derken, dur yahu, ne yapıyorum böyle, o günler eskidendi, demeyecek misiniz? Elektrik zammı da hatırı sayılır cinsten, çarpmakla kalmadı, kendisiyle alakalı her ne varsa çarpa- çarpa yürüdü gitti. Elektrik çarpması, güneş çarpmasına filan benzemiyor! Öyle bir bardak ayranla filan kendinize gelemezsiniz! Elektrik zammının çarpması bu, çarptı mı, işin içinden çıkması zor bir mesele. Hele birde rahmetli Orhan Veli’nin dediği gibi, cep delik, cepken delik, cebimde yok bir metelik denilen hallerdeyseniz! Borçlarınızı alt alta yazdığınızda, ”yandım anam” demeye başladıysanız, elektrik sizi bir değil, iki kere çarpmış demektir. Çünkü, elektrik zammı; biz bir türlü elektrik alamadık diyenlere, elektrik çarpmasına gelemeyenlere, yaz ortasında elektriğe de çarpıldık diye üzülenlere, elektriğe zam gelirse nelere zam gelmez ki diye kara yaslara bürünenlere, uzun-uzun konuşma, dertlenme ve şikayet etme imkanı vermedi desek yalan… Zaten yüksek olan, Elektrik faturalarının da bundan sonra hatırı sayılır rakamlara ulaşması sürpriz olmayacak!   ***** Zam demek, fiyatları şöyle bir ayarlamaktır dense de, Geçtiğimiz Ağustos ayının ortalarından bugüne dolar kurunun artışıyla başlayan savrulmalardan, sarsıntılardan, yıpranmalardan, Nasibimizi ala ala gelebildiğimiz Haziran 2019 sonunda, Enflasyonun iştahını kabarttıkça kabartan, Enflasyon canavarını iyiden iyiye neşelendiren zamlar, Temmuz ayının başında maaş ve ücretlerinde artış bekleyen milyonlarca insanı fena şaşırtmış durumda… Motorine, çaya-şekere ve elektriğe gelen zamlar bayağı bir kallavi! Zamlar bu kadarla kalmayacak diyor konuyla alakalı konuşanlar ve yazanlar… Mesela, benzin zammı askıda, oranı, şimdilik kaydıyla sır! Ete, süte, bitkisel yağa, toptan gıdaya gelecek zamların dışında, ÖTV ve KDV indirimi bugünden itibaren biten, beyaz eşya ve mobilyaya gelecek otomatik zamlar bir anda bu ürünlerin fiyatlarını artıracak. Eğer beyaz eşya ve mobilyada indirim süresi uzatılmazsa, evlenmeye niyetlenenlerin işi çok daha fazla zorlaşacak. Bu ne mi demek? İğneden ipliğe zam gelmesinin önüne artık geçilemez demek! Bilindiği üzere, Temmuz ayının 3’ünde açıklanacak olan enflasyon rakamları, Enflasyon farkı oranının ne olacağı konusunda net rakamlar vereceğinden, Son birkaç gündür ve Temmuzun üçüne kadar yapılacak olan zamların ilk 6 aylık enflasyonu etkilemeyecek olması, açıklanacak enflasyon rakamlarına tesir etmesinin söz konusu olmaması alacakları maaş ve ücretlere zam beklentisi içerisinde olanları olumsuz olarak etkileyecek!   ***** Ekranlarımız ve gazete manşetlerimiz bugünden itibaren coşacak, birbiriyle yarışacak, benzer başlıkları müjde diye atacaklar! SSK’lıya, Bağkurluya, Memura, dar gelirliye ve memur emeklisine verilen güdük, yetersiz, hiçbir yaraya merhem olmayan zam müjdeleri yine ayyuka çıkacak! Diyeceksiniz ki… Zam müjdesi veren ekranlar ve gazeteler, Basınımızın en seçkin ekonomi yazarları, En usta habercileri, Gerçek enflasyonun, Açıklanan rakamların çok daha üstünde olduğunu bilmiyorlar mı? Yüzde 1, yüzde bir buçuk, bilemediniz yüzde iki enflasyon farkının kaç lira edeceğinin farkında değiller mi? Çarşı-Pazar fiyatlarından, son yapılan zamlardan sonra gelişecek yeni fiyatlandırmalardan hiç mi haberleri yok? Aynı ülke içinde, ayrı dünyalarda mı yaşıyoruz? Ortalık güllük gülistanlık da, çaya-şekere, elektriğe zam filan yok, şaka-şaka, zam deyince işçiye-memura, sabit gelirliye, emekliye yapılacak zammı kastetmiştik dediniz de biz mi yanlış anladık? Müjde davullarına o kadar çok vurdunuz ki, davullar dayanamadı, bu kadar tevatüre! Ya patlayacaklar, ya da tam ortalarından yarılıp gidecekler anlattıklarınızdan ve yazdıklarınızdan dolayı… Yalan olurda bu kadar olmaz diyerekten… Çünkü; söylemsek delisi gibi tekrarlanan, Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi verilen bin liraları da, zam  kalemlerine dahil etme çabaları komik olmanın ötesine geçemiyor. Hele o neredeyse herkesin pişti olduğu, “bin liralar cepte” başlıklı haberler! O kadar çok tekrarlandı, o kadar çok manşetlere çıktı, o kadar çok yazıldı ve dile getirildi ki… Yaş olarak iyiden iyiye duygusallaşan yaşlı insanlar, bu tekrarlardan son derece rahatsız oldular. O bin liraları verdiğinize pişman gibisiniz, Bunun adı “başımıza kakmak” değil de ne! Niye bu kadar çok dile getiriyorsunuz, keşke vermeseydiniz diye mırıldanmaya başladılar bile…   ***** Sevgili okurlar! Zam sağanakları başladı, başlayalı, bu sağanaklardan ve ıslanmaktan koruyacak bir şemsiye arayanlar bulamadılar. Bulanların ise, ellerindeki şemsiyeler paramparça! Benim şemsiyem sağlam, bana sağanak filan vız gelir diyenlerin şemsiyeleri de, rüzgardan, fırtınadan, doludan tersyüz olmuş durumda. Ne mi yapıyoruz? Sağanak dinsin, güneş açsın diye bekliyoruz!