Konya
°C
Yeni Meram
28.12.2014 17:44

Tekke ve Zaviyeler Ne Getirip, Ne Götürdü?

A+
A-
28.12.2014 17:44
28.12.2014 17:45
0
5345
ABONE OL
Ülkemiz günümüz dünyası icaplarına uygun gelişmeleri yakalamak için var gücüyle caba gösterirken, Demokrasiler için olmazsa olmaz atılımları da yapma gayreti içindedir. Bu gayretler ya gelişmiş ülkelerden örnek alınarak ya da Milli inanç, Ahlak, Töre ve Dini vecibelerimize uygun olması ulusal isteğimizdir. İsteklerimize Ulusal adını verirken, sınıf, zümre ayrılıklarının istekleri doğrultusunda, icraatlarla fırsat eşitliğini yaralamak ötesinde Kuvvetler Ayrılığını deforme etmek, hedefe ulaşmayı, imkansız kılmaktadır, hedef seçme ancak makul ve mantıklı olmadığında kaos doğar, iç barış bozulur, bir ülke yıkımın eşiğine gelir. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder ATATÜRK Osmanlı’nın Külleri üzerine yepyeni bir devleti inşa ederken İlke ve İnkilapların uzun vadeye hizmet vermesini özenle seçip o günün koşullarında gelişmiş ülkelerden modeller almıştır. Bu modellerden biri de Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Dini vecibelerimizin yüce bir İnanç ve azimle dizayn ettiği, Diyanet İşleri Başkanlığımızı Dünya İslam Alemine örnek bir kuruluş olduğuna zamanı tanık etmiştir. İşte bu tanıklık, Türk Milletinin Dünya İSLAM Alemi içindeki yüceliğinin muhteşem bir nişanesidir. ATATÜRK Tekke ve Zaviyeleri kapatmasa idi, ayağına dokunacaklardan, Cumhuriyet olgusunu bu günlere değin gelmesine imkan vermemiş olurdu. Şimdi başımızı ellerimiz arasına alıp düşündüğümüzde Bir Hukuk ve Demokrasi devleti bir Paralel Cemaatın tehdidine maruz kalır, eforunu bu yolda harcar başına bela alırmıydı? Düşününüz Paralel Cemaat sayısı Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasında olduğu gibi her köşede bir Tekke ve Zaviyede odaklanıp, sadece çıkarlarını Dini Vecibelerin özünde gösterip, Yüce Dinimizi bir sömürü aracı yapsalardı Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulabilirmiydi? O zaman şimdilerde palazlanıp gelişecek pek çok paralel baş belalarının Yüce Devletimizin başına bela edilmemesi kaçınılmaz arzumuzdur ki, silkinip uyanarak Cumhuriyetimizin düşmanlarına fırsat verilmemesi keza Ulusal görevimizdir. Bir de Türkçemizin şu veya bu sebeplerle baskı altında tutulduğu görülmektedir. Güzel Türkçemiz. Dünya Dilleri içinde saygın yerini korurken nesinin eksik olduğunu düşündüğümüzde Kuşların cıvıltısından, suların şırıltısına, Kır çiçeklerinin kokusundan, Ormanın yeşilliğine, Buğday başaklarının bereketine, Ağustos böceğinin tembelliğinden, Karıncanın çalışkanlığına, Bal arısının balından, Yunusun, Karacaoğlanın Şiirlerine, Evliya Çelebinin gez dünyayı gör Konya’yı sevdasına Aslı İle Keremin aşkına, Al Bayrağın Alından Şehidimizin temiz kanına, say, say bitmez nitelik ve nicelikleri neyimize yetmedi ki, Yok Osmanlıca, yok Farsça’ya özenirken, İlkokuldan bu yana Eğitim Müfredatındaki kesin hükme rağmen kaç çocuğumuz ben İngilizceyi biliyorum diyebiliyor. Yavrularımızın eğitimine sadelik ve kolaylık getirilerek bir mesafe kat edilmeli, yoksa Cumhuriyetin hediyesi İlkokul, Ortaokul, Lise ve Üniversite sıralamasının bozulması Eğitim sistemimize refah değil bir curcuna getirdi, dediğimizde doğruyu söylemenin ta kendisini ifade etmiyormuyuz? Der, Kuvvetler ayrılığı ve DEMOKRASİ YAPIMIZIN özüne hizmet vereceklere Yüce ALLAH (cc) yardım etsin temenni ve dileğimizle.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.