Konya
°C
Yeni Meram

TEKERLEĞİN İZİ…

TEKERLEĞİN İZİ…

A+
A-
29.12.2020 01:19
29.12.2020 08:47
0
5947
ABONE OL
Tekerlek; hepimizin bildiği üzere dairesel bir formu olan ve araçları hareket ettirmeye yarayan mekanizmadır. Günümüzde hayatımızı her alanda kolaylaştırmaya yarayan, uzun mesafeleri kısaltan ve birçok araçta olmazsa olmaz bir araçtır tekerlek. En eski zamanlardan beri gerek yük taşımak gerekse insan taşımak için kullanılagelmiştir. Bilinen en eski zamanlarda insanoğlu gündelik yaşamında ağır yükleri önce kendi kas gücüyle, sonra da büyükbaş hayvanları evcilleştirerek onların kaslarını kullanarak taşımaya çalışmıştır. Daha sonra yüklerini ahşap plakalar üzerine koyup hayvanlara sürükletmek suretiyle taşımışlardır. Bu plaka formu zamanla geliştirilerek ilk örnekleri Mezopotamya’da görülen “tekerlek” ortaya çıkmıştır. Sümerlerin de kullandığı araba tekerlekleri, zaman geçtikçe dört tekerlek formunu almış ve arabanın kayışlar yardımıyla atlara bağlanması şeklinde kullanılmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde Güney Afrika, Etiyopya ve Somali topraklarına değmeyen tekerlek, buralarda da medeniyetin gelişi ile birlikte kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla tekerlek, insanlık tarihi için büyük bir buluş belki de “medeniyet” in ilk kıvılcımı olmuştur. Öyle ki tekerlek; asrın icadı olmaktan çok toplumlara medeniyet ışığını yansıtan, onları geliştiren ve değiştiren bir değer olmuştur. Tekerleğin değip geçtiği topraklarda bıraktığı izler, bir başkasına yol olmuş ve açılan her yol ise geleceğe bir rehber olmuştur. “İnsandan başka tüm canlı türleri, arkalarında kendi izlerini, insanlar ise arkalarında yarattıklarının izlerini bırakırlar…” Jacob Bronowski Sene 1971 de Sadırlar İlkokulu 5. Sınıfında okurken, sınıf öğretmenim Mustafa ERTAŞ; 1970 yılında yayınladığı “Tekerleğin Değmediği Yer” isimli ilk kitabını biz öğrencilerine hediye etmişti. Konusu; Taşeli’nde, kasaba ve köylerinin tarihi, coğrafyası, kültürü gelenek ve görenekleri ve yörenin sosyal yapısı anlatılmaktadır. Kitap da en ilkel tekerlekli bir kağnının bile gitmediği yerlere götürüp, acımasız kırsal yaşamın zorluklarını dile getirmektedir. Taşeli yöresinden o dönemde büyük göçler olduğu anlatılıyor. 1950-1960 yıllarında yöre halkı yokluktan dolayı Akdeniz ve Ege bölgesine yaya olarak çalışmak ve okumak gitmişler. Yıllar sonra, Kültür Bakanlığının da sahip olduğu ve yabancı dile de çevrilen bu kitap; 2007 yılında, Türk hava Yollarının Skayn dergisinde de yayınlanmış, THY’nin uçtuğu 165 ülkeye gitmiştir. Öğretmenimiz Mustafa Ertaş bizlere, ilkokulda iken siz küçüksünüz anlamazsınız demezdi. Tam aksine derslerde ve ders aralarında kitaptaki bilgileri bıkmadan, usanmadan anlatır ve sorular sorardı. Kendi yaşamından kesitler verir. Geçmişte yaşanan zorlukları, o zorluklardan çıkardığı sonuçları ve nasıl üstesinden geldiğini heyecanla aktarırdı. Çocuk yaşımızda öğretmenimizin heyecanla anlattıklarını çok da anlamlandıramadığımız, o duygu ve düşüncelerini daha sonra anlayabildim. Sene 1995 de 25 yıl sonra, Şerafettin cami önünde tesadüfen Mustafa öğretmenimle tesadüfen karşılaştım. Ben onu tanıdım ama, uzun yıllar geçtiği için doğal olarak o beni tanıyamadı. Bende, koluna girerek “Hocam, siz tekerleğin değmediği yerden misiniz?” diye sordum. Öğretmenim bir an duraksadı, şaşırdı, düşündü ve duygulandı heyecanla sordu: “Sen, talebemsin ama hangi okuldan?” dedi. Kendisine, Sadırlar İlkokulundayken bize kitabını hediye ettiğini hatırlatınca, yoğun bir duyguyla sarıldı. Daha sonra hatıralardan bahsederek bizde bıraktığı anıları, hisleri ve duyguları konuştuk. O günden sonra da görüşmelerimiz sürdü ve halen devam ediyor. İlkokul öğretmeni olarak, yıllar önce kendi memleketi Taşeli’nde yaşadığı zorlukları yoğun duygulu yüklü aktarmış olmalı ki, bizlerde izler bırakmış ve yıllar geçse dahi unutulmamıştır. Zorluklara rağmen gelecekle ilgili hayal ve umutları her zaman diri tutması, azim ve kararlı düşünceleri, çocuk yaşta bizlerde “iz” bırakmıştır. Her öğretmen, öğrencisinin başarısıyla gurur duyar. Öğrenciler de kendilerinde iz bırakan öğretmenlerine şükran ve saygı duyar. “Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız, ya okunmaya değer bir kitap yazın ya da yazılmaya değer işler başarın…” Benjamin Franklin Yaşadığımız zaman içerisindeki tecrübeler, öğrenilenler, öğretilenler ve zihinde oluşan duygular insanın geleceğini belirler ve onda izler bırakır. Ancak biz bu izleri o an içerisinde anlamasak dahi, belli bir zaman sonra anlaşılır. İnsanoğlunun yaşamak ve üretmekteki amacı ise, geriye kendinden bir iz bırakmaktır. Belki de kendisinin bu şekilde var olduğuna inanmak ister. O nedenle kimi insan taşta, kimi tahta parçasında, kimi de yüreklerde ve zihinlerde “iz” bırakır… “Yaşamak iz bırakmak demektir…” Walter Benjamin Saygılarımla…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.