SÜRÜŞ DÜZENİ (TRAFİK)

Trafik kelimesi, Fransızca’dan dilimize geçmiş, benimsenmiş ve halkımız kullanıyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise, trafik kelimesinin tek kelimeyle karşılığı “seyrüsefer” olarak belirtilmiş. Bu da yabancı kelime, Arapça’dan dilimize girmiş, ama halk bunu kullanmıyor. Bir başka anlam da, yine sözlükte “gidişgeliş” olarak belirtilmiş. Bu Öztürkçe bir kelime, fakat halkımız bunu da kullanmıyor,  alışmış trafik kelimesine, geçiyor dümenin (direksiyon)  başına, ayağı da gazda, dalıyor trafiğe. Kelimeler üzerine birkaç cümle yazdıktan sonra, biz de dalalım konunun özüne. Yoksa okuyucularımdan, “hergün canlarımızı alan trafiğin ana derdini geçip kelimelerle uğraşıyorsunuz” tarizini alabilirim. Evet, bu trafik terörizmi, ülkemizde büyük bir felaket. 2016 yılında ülkemizde,  1.182.491 (bir milyon yüzseksenikibin dörtyüzdoksanbir) ölümlü+yaralanmalı+hasarlı trafik kazası olmuş. Bu miktarı 365 güne bölersek, günde 3.239, saatte 134, dakikada 2,25 kaza olmuş.  Bu kazaların 185.128’i ölümlü+yaralanmalı olmuş. Ve 2016 yılında 7.300 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmiş. Bu sayıyı 365 e bölersek, günde 20 kişinin hayatı bu kazalarda sönmüş. Bir ülke için, bundan daha büyük bir felaket olabilir mi? Güneydoğu bölgemizdeki terörizm mücadelesinde,  birkaç şehit haberinin yüreklerimizi yaktığı bir gerçekken, bu gizli terörizm “trafik terörü”, günlük 20 insanımızı alırken nasıl oluyor da bu felaket bir milli felaket olarak ele alınıp, milli bir çözüm aranmıyor. Şimdi günlük hayatımızda, eminim hepinizin tanık olduğu, bazı trafik manzaralarına bir göz atalım.  1- Sürücü yön veya şerit değiştiriyor ama sinyal vermiyor. Parmağını 1 cm oynatmıyor. Bu % 90 böyle. 2- Sürücü kırmızı ışıkta, şükürler olsun duruyor. Ama nerede duruyor biliyor musunuz? Zebra çizgilerinin ortasında. Böylece hem yayaları engelliyor, hem de ışığın yeşile döndüğünü göremiyor, arkadan korna ikazına bel bağlıyor(!) Bu %20 böyle. 3-Yön değiştirmelerde, sürücü lütfen aynaya bakıyor ve fakat başı hafif çevirip ölü noktaya bakmıyor. Bu % 90 böyle. 4- Sürücüler hız limitlerini  % 95 aşıyorlar. 5-Ülkemizde sürücüler, arabasının cinsi ne olursa olsun, önündekini solamaya uğraşıyor. Solluyor ama önünde yine araba var. Bütün yolculuğu sollama çabasıyla geçiyor. Bu % 95 böyle. 6-Seyir halinde önündeki araca çok yaklaşıyorlar. Güçlü araba sürücüleri öndekini kaçırtmak amacıyla, neredeyse tampon tampona değercesine yaklaşıyorlar. Bu % 75 böyle. 7-Çocuğu ve hatta bebeği kucağında araba sürenlere çok rastlıyoruz. 8-Nizami olarak ve sinyal vererek şerit değiştirmek isteyenlere yol vermemek yaygın. Nasıl bir eziyet duygusu bunu yaptırıyor bilemiyorum. 9-Güçlü arabalarla makas atan sürücülerimiz, büyük tehlikeler yaratıyorlar. Bu örnekler uzayıp gidiyor. Yetkili kurumlarımız, hatta kanun yapıcı TBMM acilen bu trafik terörü olayını ele almalıdır. Öz olarak belirtelim ki, elbette eğitim gereklidir ve en doğru yoldur, ancak caydırıcı cezalar en etkili eğitim yöntemlerinden biridir. Saygılarımla.