Suriyeliler gelecekten kaygılı

Konya Aydınlar Ocağı’nda Suriye’de Arap Baharı’nı anlatan Halepli Türkmen Mustafa Cuma, “Suriyeliler gelecek konusunda kaygılılar. Konya’da 80 bin Suriyeli var. Suriye düzelirse bunların yüzde 60’ı geri döner” dedi. Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki mutad Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “Suriye’de Arap Baharı ve Sonuçları” gündeme geldi. Konuşmacı Halep Türkmenlerinden ve Mısır’da El-Ezher Üniversitesi’nde İslâm Felsefesi bölümünde eğitim gören Mustafa Cuma, Suriye’deki olayların bir kader olduğunu söyledi. Konya İl Halk Kütüphanesinde gerçekleştirilen sohbette, Suriye’de 2009’dan 2011 yılına kadar askerlik yaptığını belirten Halepli Türkmen Mustafa Cuma, “Burada siz gençlerinize askere yollarken davulla zurnayla veda ediyorsunuz. Suriye’de ise anneler ağlayarak veda ederler. Niçin? Askere gittikten sonra o işkence görecek. Başer Esad rejimi askerliği vatanı savunmak ve korumak için değil, insanları ezmek için yaptırıyor” dedi. Suriye’deki olayların kendiliğinden ve isteyerek başlamadığını kaydeden Cuma, Başer Esad’ın basına “Bu dış ülkelerin bir planlamasıdır” dediğini ve Dünya kamuoyuna o şekilde yaymak istediğini ifade ederek bunun doğru olmadığını söyledi. Tunus’ta başlayan Arap Baharını Suriyelilerin sadece izlediklerini, Mısır’da başlayan Arap Baharına ise temkinli yaklaştığını ve Hüsnü Mübarek’in gitmesiyle birlikte Suriyelilerin “Acaba bizde de olur mu?” demeye başlayarak sadece bir düşünce olarak kaldığını dile getiren Cuma, dışarıdaki bazı muhaliflerin sosyal medya vasıtasıyla, içeride ise bazı ilim adamlarının siyasi ve ekonomik reform yanlısı isteklerde bulunmaya başladıklarını fakat, Başer Esad’ın bütün bunlara karşı yıllar öncesinden hazırlık yaptığının kısa sürede ortaya çıktığını da ifade etti. HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ MUHABERAT Suriye’de her dört kişiden birinin ajan olduğunu ve toplantılar ile toplu konuşmaların mümkün olmadığını da belirten Cuma, rejimin toplum üzerinde büyük bir baskısının söz konusu olduğunu dile getirerek “Hafız Esed, 1982’de Hama’da 40.000 masum insanı öldürdü. Palmira şehrindeki bir hapishanede 1000 kişiyi katletti. Bundan sonra gelecek insanlar hiç kafasını kaldırmasın diye susturdu. 20-30 yıl hiç kimse bir hareket yapamadı.” dedi. Suriye’de kültür hayatının bittiğini fakat ticaretin yeraltı kaynaklarınca zengin olduğu için devam ettiğini kaydeden Cuma, Başer Esad’ın bazı iş adamlarına kapı aralayarak ekonomik gücü zayıflattığını belirterek “Başer Esad yönetimi, Nusayrileri hep ön planda tuttu ve birinci vatandaş saydı. Ermeni toplumu ikinci sırada, ayrıcalıklı, ticari bağlantıları güçlü, dernekleri bile var. Sünniler en son sırada geliyorlar. Kürt ve Türkmenler de öyle. Arap ve Türkmen bölgelerinde eğitim seviyesi düşük. Halep’te Türkmenlerin ancak yüzde 5’i eğitimliydi. Esat eğitimi, kültürü bitirdi ve ekonomiyi de kendine bağladı” diye konuştu. “KONYA’DA 80 BİN SURİYELİ VAR” Suriye’deki olayların en çok Humus, Dara ve Hama’da görüldüğünü belirten Cuma, “Suriye olayı bir kader. Allah’ın kaderi. Yâni isteyerek olmadı. Başer Esad’ı Amerika ve İsrail devamlı korudu ve kolladı. Onların adamı. Onlar ne derse o oluyor. Bütün planları onlar verdi. İsrail bu bölgede Başer Esad’dan başkasını istemiyor. Nerede İslami hareket olduysa Esad rejimi hep vurdu. Lübnan’da Filistinlileri vurdu. Özgür Suriye Ordusu ise Başer’in bir taktiğiydi.” dedi. Arap Baharında Katar’ın ve El-Cazira kanalının çok büyük etkisi olduğunu da hatırlatan Cuma, Suriye’nin bölünmeye doğru gittiğini söyledi. Soru-cevap kısmında, Konya’ya gelen Suriyelilerin “bedevi bölgelerinden en çok zulüm gören ve cahil kalmış insanlar” olduğunu hatırlatan Cuma, Suriye’nin iyi olması durumunda bu insanların yüzde 60’ının geri dönebileceğini de söyledi. Konya’daki Suriyelilerle ilgili “gelecekte ne olabilir?” diye program hazırladığını da belirten Cuma, gelecekle ilgili belirsizliğin devam ettiğini ve buradaki Suriyelilerin Türk toplumuna uyum ile karşılıklı iletişimde büyük zorluklarla karşılaşıldığını da söyledi. Konya’da 80 bin Suriyelinin olduğunu ve Konya’nın kaderinin de buraya gelenlerin de kültür ile eğitim seviyesi düşük belli bölgelerden gelmeleri olduğunu ifade eden Cuma, özellikle bu insanlar üzerinde kafa yorulması ve yeni projeler hazırlanması gerektiği üzerinde durdu.