Suriyeli sığınmacıların üçte biri psikolojik tedaviye muhtaç

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi tarafından Suriyelilerin barındığı bir kampta yaptığı araştırmada, sığınmacıların yüzde 33'ünde travma sonrası stres bozukluğu tespit edildi. GAÜN Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökay Alpak başkanlığında hazırlanan "Türkiye'deki Suriyeli Mültecilerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu" konulu çalışma tamamlandı. Prof. Dr. Abdurrahman Altındağ, Prof. Dr. Alican Dalkılıç, Prof. Dr. Haluk Savaş, Doç. Dr. Ahmet Ünal, Doç. Dr. Feridun Bülbül ve Doç. Dr. Yasin Bez'in de katkıda bulunduğu araştırma kapsamında, bir kampta bilimsel standartlara göre belirlenen 352 Suriyeli sığınmacıyla görüşüldü. Araştırmaya göre, misafirlerin yüzde 33'ünde travma sonrası stres bozukluğu belirlendi. Ayrıca; ankete katılan sığınmacıların yüzde 92'sinin savaştan etkilenen alanda bulunduğu, yüzde 66'sının arkadaşı veya ailesinden birisinin öldürülmesine şahit olduğunu, yüzde 50'sinin ise ceset gördüğü ve gördüğü cesede dokunmak zorunda kaldığı ortaya çıktı. Yrd. Doç. Dr. Alpak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki iç savaş sonrası mültecilerde görülen psikiyatrik hastalıklara dikkat çekmek istediklerini söyledi. Mülteci olarak bir ülkede yaşamanın kişilerde birçok açıdan sorunlar ortaya çıkarabildiğini belirten Alpak, "Benzer toplumlarda yapılan çalışmalarda; travma sonrası stres bozukluğu ile depresyon, en sık görülen psikiyatrik bozukluklar olarak karşımıza çıkıyor. Travma sonrası stres bozukluğu özellikle ciddi ruhsal sorun yaşayan insanlarda en sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir" dedi. Alpak, travmanın, uzun yıllar sonra bile ciddi etkilerinin olabileceğine işaret etti. Geleceğe ümitle bakamayan, çabuk sinirlenen veya uyku bozukluğu yaşayan hastaların, kendilerine travma yaşantısını hatırlatacak durumlardan kaçındıklarını anlatan Alpak, bu rahatsızlığının tedavi edilebildiğini belirtti. Sığınmacıların ruhsal durumunu yakından takip ettiklerini anımsatan Alpak, bu kapsamda hazırladıkları çalışmanın "International Journal Of Psychiatry in Clinical Practice" dergisince kabul edildiğini ayrıca bunu Amerikan Psikiyatri Birliğinin 167. toplantısında dünya kamuoyuna anlatma fırsatı yakaladıklarını sözlerine ekledi.