Konya
°C
Yeni Meram

SULTAN VAHDETTİN HAİN OLABİLİR Mİ? (2)

SULTAN VAHDETTİN HAİN OLABİLİR Mİ? (2)- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
12.03.2021 01:03
11.03.2021 17:05
0
2636
ABONE OL
Padişahın, İngilizlerin hazineden vereceği paradan haberleri olur diye, kendi yarış atlarını satarak, hazine kayıtlarına girmeyen 25 bin veya 40 bin altını Dahiliye Nazırı Ali Kemal ve İstanbul Emniyet Müdürü vasıtası ile M. Kemal’e verdiği, bazı tarihçilerce iddia edilmektedir.( Yılmaz ÇETİNER, Son Padişah Vahdettin) doğruluğunu Allah, taraflar ve müdahiller bilir. Bilinen bir gerçek vardır ki, Osmanlı hazinesinden milli mücadele için şöyle veya böyle vasıtalarla, para verilmiştir. İskenderun’dan İstanbul’a’ gelen bazı gemilerden bahsedilir.( Gazeteci A. DİLİPAK, Vakit 21.07.2005) Binilen vapurun da eski veya modern olması çok da önemli değildir. Ancak bu vapura, l922’den sonra ne yapılmış, şimdi nerede, bilinmemektedir. Böyle önemli bir görevde kullanılmış gemi, hatıra olarak neden saklanmamış. Bu soru da hala cevapsızdır. Anadolu’ya M. Kemal’in gitmesi, gönderilmesi hareketi İngilizlere karşı 9. Ordu müfettişliği görevi ile kılıflanmıştır. Bu kılıflamada, padişah ve devrin Sadrazamı Tevfik Paşa bir numaralı aktörlerdir. Padişah yağmalanacağını bildiği için İstanbul’dan ayrılmayacak, Osmanlının, İstanbul hükümetinin varlığını dünya kamuoyunda yaşatacak, Anadolu hareketini, sanki Sultana karşı basit bir ayaklanma gibi göstererek, bu hareketin üzerine gelecek baskıları da azaltacak bu suretle düşmanı da oyalayacaktır. Oyalamıştır da. Bu süreçte, Sultan Vahdetinin, bırakınız, günlük çalışması, özel hayatı dahi, İngilizlerce denetlenmektedir. Bundan Sultan çok yakınmakta, bu ecnebiler ne kadar imansız kişiler, demektedir. ( Y. ÇETİNER ,Son Padişah Vahdettin ) M. Kemal Paşa’nın, Samsun’a çıktıktan kısa süre sonra, henüz kongreleri bile toplamadan, Amasya tamimindeki ifadeleri, çok dikkat çekicidir. Açıkça, işgalcilere rest çekmekte, bağımsızlıktan ve ülke bütünlüğünden bahsetmektedir. Saray buna rağmen tüm baskıları göğüsleyerek onu görevde tutar. M. Kemal’in elinde, bulunduğu illerde askeri ve idari tüm birimlere emir verebileceğine dair ferman vardır. (Y. ÇETİNER). Erzurum’a vardığında, kendisinden rütbece de üstün olan Kazım Karabekir, selama durarak, kolordum ve ben emrine hazırım, demiştir. Erzurum kongresinin toplanması ve güvenliğinin sağlanmasında, Kazım Karabekir’in katkısı büyüktür.( İstiklal Harbimiz, K. Karabekir) Saray onu da görevden almamıştır. Ayrıca, İngilizlerin tüm baskılarına rağmen Harbiye Nezaretince, Milli Mücadele sırasında askerlikten ayrılmasına kadar başta M. Kemal olmak üzere, kadrosundaki tüm subayların terfileri düzenli şekilde yapılmış ve özlük hakları verilmiştir. Erzurum kongresinden sonra, İngilizler, M. Kemal’in Anadolu’ya gönderilmesindeki gerçek niyeti anlamış ve saraya büyük baskı kurmuştur. Bu baskı altında dahi, Padişah, çeşitli manevralarla, İngilizleri oyalamış İngiliz severi, yarı deli olan Damat Ferit’i sadrazam yapmış, ancak bu kişinin aldığı çok kararı da uygulamasına izin vermemiştir. İngilizlerin ve Damat Ferit’in baskısı ile M. Kemal’in askerlikten alınması, ölüm fetvası verilmesi, üzerine Ali Galip’in gönderilmesi, artık Anadolu hareketinin güçlenmesinden sonradır ve Ankara ile haberlidir. Anadolu’dan gelen, her başarı haberine padişahın çok sevindiğini şükür namazları kıldığını ve önüne haritalar serdirerek, milli güçlerin nerede ve hangi konumda olduğunu öğrenmek istediğini milletinin kurtuluşu için uzun dualar ettiğini yine mabeyin başkâtibi hatıratında söylemektedir.(N.Fazıl KISAKÜREK, Sultan Vahdettin). Milli mücadele sonucunda, Londra Konferansı toplanır, düşmanlar, bu toplantıya hem Osmanlı hükümetini, hem de Ankara hükümetini davet eder Amaçları ikilik çıkartarak, buradan yarar sağlamaktır. Osmanlı hükümeti temsilcisi eski Sadrazam Tevfik Paşa kürsüye çıkar ve Türk Milletini Ankara hükümetinin temsil edeceğini, kendilerinin temsil görevini de onlara devir ettiklerini söyler. 3 kez Sadrazamlık yapan ve Vahdettin tarafından bu göreve getirilen Tevfik Paşa, Vahdettin’den onay almadan bu şekilde davranabilir mi, diyelim ki davrandı, İstanbul’a nasıl döner, Ankara hükümetine karşı olsa, Vahdettin Tevfik Paşayı cezalandırmaz mı? Cezalandırmamış, hatta İngilizlere karşı korumuştur da Ankara hükümetini desteklemese, böyle uluslararası bir toplantı da, üstelik İngilizlerin de baskısı belli iken, kendi kendini yok sayan bir siyasi güç düşünülebilir mi? Bazı yazarlar, Vahdetini, hain ilan edebilmek için, yok İngiliz elçiye şöyle demiş, Fransız gazeteciye böyle demiş, M. Kemal’in arkasından konuşmuş, demektedirler. Yukarıda söyledik, Milli Mücadelede, Padişaha verilen görev İstanbul’u terk etmeyerek şehri korumak, kültür değerlerini yağmalattırmamaktır. İngilizleri oyalamaktır. Söylenenler doğru ise, halin icabına göre, mecburen bir takım sözler de söylemiş olabilir. Ortada bu görüşmelerin tutanakları da yoktur. Osmanlı Hanedanının kaldırılması, halife olarak Vahdettin’in dışarıya çıkartılması için İngilizler çok çabalamış özellikle de Osmanlı ülkesi içindeki Sebatayist ve masonlar bu konu da İngilizlere yardım etmişlerdir. Amaçları ondan halifeliği almak ve kendilerinin Müslüman tebaası üzerinde kullanmaktır. Sultan Vahdettin’e Kasım l922’de çok kısa bir süre verilerek, İstanbul’u terk etmesi istenmiş, hatta zor ve tehdit altında İngiliz gemisine bindirilmiştir( A. DİLİPAK, 21.07.2005 vakit) Giderken tüm millete ait malları hazineye devir edip makbuzunu almıştır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.