STADYUMUMUZA DOKUNMAYIN

Konya ağlıyor, duyan yok! Kulaklar tıkandı, gözler görmüyor, çoğunda çıkar korkusu olduğu için diller konuşmuyor, kalemler gerçekleri yazamıyor. Konya ağlıyor. Meram bağları kirli siyasetin, paranın gücünün esiri olanlarca yok edildi. Konyalının nefes aldığı, tandırlarında tandır böreklerinin yapıldığı, çebiçlerin asıldığı, konu komşu yaz günlerinin sıcağında bağ evlerinde; çınarların, dutların, kavakların, iğdelerin, kayısı, erik, leylak, palamut ağaçlarının gölgesinde serinleyip sefa sürdükleri Meram bağları artık yok. Avuç içi kadar bahçe sonra devasa evler, ısıtılamayınca da satılığa çıkarılan sözde villalarla Meram ağlıyor. Bu nasıl belediyecilik ki Meram’a ev için ruhsat verilirken sadece 200 metre kareye izin, bahçe içinse kalan arsaya ve ağaçlara dokunmama zorunluluğu neden verilmedi? Bu nasıl belediyecilik ki eski evlerin yerine, Meram Bağ Evleri modeli zorunluluğu konulmadı? İşte geçmişe ve tarihe böyle sahip çıkılır. Geçmişe saygı, geçmişi yaşatmakla ve kültüre sahip çıkmakla olur. Yoksa seni Türk Milleti olarak tanımamış, sıkışınca emperyalist devletlere kolayca sunmuş padişahlara sahip çıkmakla olmaz! Meram bağları, Meram ağaçları Meram türküleri, Konyamızın en büyük eğlencesi olan faytonlar birer birer yok edildi. Ne için? Para için. Meram son durağın taş yığını hali, Meram son durakta saçma sapan, görsellik yoksunu binalar arasında yok olan tarihi köprü, tarihi hamam ve o güzelim ağaçlarla kaplı büyük bahçenin taş, taş, taş yığını hali….. Yok ettiniz Meramı! Yetmedi, Dutlu Kırı gözüne battı. Eşi benzeri görülmedik bir uygulama ile yıllardır girişe bırakılan arabalar için Dutlu Kırı’nın içine taş döşedi taş! Adı, araba park yeri. O güzelim toprağa hangi akıl, hangi vicdan taş döşeyerek oy peşine düşme yanlışını yapar? Adı KIR ise o yerin, kaplumbağalar, sincaplar böcekler, karıncalar topraklarında yuvalarında bırakın toprakla kalsınlar. Bırakın yılanlar, tavşanlar, kaplumbağalar, karıncalar, kertenkeleler, böcekler doğal alanlarında, yaşamlarını sürdürsünler. Bırakın şu taşları! Mutlu musunuz Konyalılar! Vicdanınız rahat mı? Her gün önünden geçerken Meram Belediye binasının, hiç aklınıza geliyor mu o güzelim ‘Et Balık Kurumu bahçesindeki ağaçlar?’ Hatırlıyor musunuz yaz gecelerindeki nişanları, düğünleri? Şimdi yapılan ağaçsız, çiçeksiz, sevimsiz devasa düğün salonlarında içiniz sıkılmıyor mu? Doğal güzellikten yoksun beton yığını binalarda, ağaçsız, yeşilsiz, biri birinin üstünde bloklarda sıkışıp kaldınız, mutlu musunuz? Selçuklu gelişiyor ama nasıl gelişiyor? Ağaçsız kaldırımlar, dip dibe, devasa, yüksek yüksek tüm havayı kesen binalar! Belediyecilik bu değildir. Site yapımına izin mi vereceksin. Şart koşacaksın şart! Yapım firmaları, yapacakları her daire için site bahçesine ağaç dikecekler. Ne kadar daire, o kadar ağaç. Biz diyeceksiniz olanı budadık, bunu nasıl düşünürüz’ Doğru . Konya halkı; gezin ve kararınızı verin. Ağaçsız, parksız, yeşilsiz sanayileri görün. Sanayi atıklarını, pis kokularını ancak ağaç temizler. İnsanlar güç sarfetmiş, yorulmuş istemezler mi bir ağaç altında serinlemeyi, nefes almayı? Sadece sanayi dükkanları için değil ağaçlar için de yer vereceksiniz, zorunlu kılacaksınız. Tabii bu ağaçlar yıllarca dışarıdan ithal edip, Konya iklimine ayak uyduramayıp, sürekli kuruyup, bıkmadan, usanmadan yerine dikip paramızı dışarıya aktardığınız ithal çamlar olmayacak! Konyamızıın ikliminde yetişen ağaçlar olacak. 20 sene önce barınak kurulurken, o dönem adı İl Çevre Müdürlüğü olan kurumun çalışanları ile toprak analizi yaptırıp, tam 500 ağaç diktirdim. Hiç biri kurumadı. Şimdi satılan o topraklarda o ağaçlar da ölümü bekliyorlar. Biliyorlar ki satılırken, o ağaçlara dokunmayın diye bir madde konmadı! Meram Belediyesi yapılırken de konmamıştı. Büyükşehir Belediyesi taşınır ise o güzelim park, o devasa ağaçlar acaba Mevlana meydanındaki ağaçların akıbetine mi uğrayacaklar? Stadyumuma dokunmayın. Stadyum; ilk, orta, lise ve dengi okulların öğrencilerinin voleybol, atletizm, tekvando, tenis, masa tenisi, hentbol gibi pek çok spor faaliyetleri için gençlere ve çocuklara bırakılsın. Zorunuza gittiyse Konya’da Atatürk adı ile anılan tek yer, burayı öylesine güzel bir spor ünitesi ve kent ormanı haline getirin ki adını da Konya Büyükşehir Belediyesi Kent Ormanı Ve Spor Tesisleri koyun ve kalplerimizde de ölümsüzleşin. Kıymayın o bölgeye. Kıymayın Devlet Su İşleri’nin yeşilliğine ve ağaçlarına . Biliyorum, elinizi attığınız anda orada tek ağaç kalmayacak ve Mevlana Meydanı’na dönecek. Konya’ya girişteki et, tavuk kokusunu ve dumanını, belediye başkanlarımız hissetmiyorlar mı? Yurt dışı gezilerinde insanlar için yapılan parklarda, Konya’nın her yerine konulan ve içleri; soğan kabuğu, patates kabuğu, kuru yemiş kabuğu, ekmek kırıntısı içinde olan kulübelerden göremezler. Bu çöp biriktirme kulübelerinin, masalarının da yağ içinde ve pislik içinde bırakıldığından haberleri yok mu? Yurt dışında gezdiğim ülkelerin hiç birinde bu ilkellik ve bu kötü görüntü yoktu. Parklarda devasa ağaçlar, doğal otlar, çimler ve kanepeler ile insanların getirdiği şilteler vardı. Ne tavuk, ne de et kokusu ve dumanını göremezsiniz. Stadyum çevresinin o açık ve temiz havasının ortasına, yine ruhsuz ve sevimsiz bir bina diker ve gençlerimizden bu spor tesislerini, halkımızdan da kent ormanı olacak kadar geniş ve verimli toprağı alırsanız size sadece Tanrı sizi affetsin derim.