Konya
°C
Yeni Meram

SÖZ!

SÖZ!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.06.2018 00:21
20.06.2018 17:22
0
9311
ABONE OL
Sözü kantara çıkarmışlar, tüy gibi hafif gelmiş herkese. Bu kantar bu sözü tartamaz, grama bile gelmiyor demişler. Demişlerde, sözün ağırlığını tartacak kantarın olmadığını hesap edememişler. Ağulu aşları yağ ile bal eden tatlı sözlere o kadar çok ihtiyacımız var ki… Lafla dünyaya nizamat verme hikayelerini merhum Ziya Paşa anlatmaya çalışmış. Ne dinleyen olmuş, ne uyan, ne duyan, nede kıssadan hisse diye alan! Adına ister söz deyin, isterse laf aynı kapıya çıkıyor her ne söylenirse söylensin. Yiğidi kılıç kesmez, bir acı söz öldürür diyen sözlere sahibiz. Sözün tatlısına, Kırmayanına, İncitmeyenine, Gönül alanına, Huzur verenine, Ara bulanına, Anlaştıranına, Yüz güldürenine, Öylesine ihtiyacımız var ki… Söz savaşı keser, Söz barışa kapı açar, Söz ağlayanı güldürür, Söz umutsuzluğa güneş misali doğar, Söz gönüllerde güller açtırır, Söz insan ruhuna serin pınar suyu gibi gelir, Söz rahatlatır, Söz ayrılıkları sona erdirir, Söz erliğin, Er sözü denen kavramdan bir nişanedir. Söz veren, dönmez sözünden… Söz söyleyen ne söylediği sözü unutur, ne de sözünden döner! Sözün sermayesi yoktur demişler, neticede bedavadır demişler lakin, söz senettir, söz itibardır, söz insan kişiliğinden bir parçadır denmesinden hemen bir çoğumuz ne ders almış, ne de hazzetmiş! Ben öyle bir söz söylemedim, Öyle bir sözde vermedim, Söylediysem söyledim şimdi de geri alıyorum, Diyenler söyledikleri sözün vebali altındadırlar. Çünkü, ağızdan çıkan söz, eskilerin tabiriyle yaydan çıkan ok’a benzer. Geri dönüşü yoktur. Sözüm yanlış anlaşıldı, Maksadım o değildi, Benzeri geri dönüşler sözün vurduğu, Yaraladığı, Perişan hale getirdiği, Paramparça ettiği kalpleri bir daha tamir edemez. Bugünlerde en büyük ihtiyacımız olan sözler, anlayış ve hoşgörü yüklü cümlelerin sarf edildiği sözler olmalıdır. Mademki, hepimiz kardeşiz… Mademki, hepimiz aynı milletin çocuklarıyız! Sözlerimiz iğneleyici olmaktan, Tahrik edici olmaktan, Kışkırtıcı olmaktan, Tahrik edici olmaktan, Bizi birbirimizle karşı karşıya getirmekten uzak olmalıdır. Gelin kendimize bazı sorular soralım; En son ne zaman tatlı sözler dinledik? En son ne zaman, işittiğimiz sözlerden kalplerimiz huzur buldu? En son ne zaman, bu sözlere gerçekten toplum olarak ihtiyacımız vardı diyebildik? En son ne zaman, bu sözler bizi kavgaya değil, barışa, bir ve beraber olmaya çağırıyor fikrine kapıldık? Bu ve benzeri sorular karşısında vereceğimiz cevapları düşünüp kaldığınızdan eminim. Ne diyordu Hz. Mevlana, “Dün dünle birlikte gitti cancağızım, bugün yeni bir şeyler söylemek lazım!” Bugün yeni bir şeyler söyleyelim elbette… Ancak, güzel şeyler, güzel sözler söyleyelim! Bizim sıkıntımızda işte tam bu noktada başlıyor sevgili okurlar! Güzel sözler söyleyemiyoruz! Gergin yüzler, asık suratlar, kavga eder gibi çıkan ses tonları, gülümsemeyi unutan, tatlı sözler söylemek aklının ucundan geçmeyen, kavgacı, iddiacı, itirazcı, ikna olmayı daha işin başında reddetmiş görünen yaklaşımlar güzel sözlerin en büyük engeli. Bildiğimiz o kadar güzel, o kadar anlamlı, son derece hoş ve zarif, insanları rahatlatan, huzura erdiren sayamayacağımız kadar çok söze sahibiz. Dağarcığımız dolu! Onca gönül alıcı, kalpleri tamir ve imar edici sözü kime ve hangi zamana sakladığımızı söyleyecek olanınız var mı? Ağzımızdan çıkan sözler kırıcı, hakaret edici, tahrik eğilimli ve tehditkâr olmak zorunda mı? İnanın değil! Üç günlük dünyada, güzel söz söylemek için, gönül almak için, hoşgörülü davranmak için, anlayış göstermek için kimi ve hangi zamanı bekliyoruz?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.