Konya
°C
Yeni Meram

SİZCE NE SÖYLESEK, DOĞRU OLUR SEVGİLİ OKURLAR? 

SİZCE NE SÖYLESEK, DOĞRU OLUR SEVGİLİ OKURLAR?  - EROL SUNAT - YENİ MERAM GAZETESİ

A+
A-
28.05.2018 05:04
0
8676
ABONE OL
Anadolu ‘da,”Eden ettiğini çekerse, çok çeker” diye bir söz vardır. Edenin ettiği yanına kâr kalmaz diye devam eder vatandaşımız. Eden, diliyle yaralamıştır insanları… Tavrıyla yaralamıştır! Duruşuyla yaralamıştır! Kimseyi insan hesabına almadığı için yaralamıştır! Kendine sürekli yanlış yaptıran çevresine, aşırı güvendiği için yaralamıştır! Hatasını kabul etmediği için yaralamıştır! Doğru söyleyenlere tahammül edemediği için yaralamıştır! Sırça köşkünden dışarıya çıkma zahmetinde bulunmadığı için yaralamıştır! Güler yüzü, gülen yüzü, hoşgörüsü olmadığı için yaralamıştır! Siyaset aynı zamanda bir ibret sahnesidir! Şans gibi, tesadüf gibi, hasbelkader gibi kavramlar siyasetin özünde olmayan, ancak kullanılmasında siyaset için hiçbir mahsuru olmayan argümanlardır. Siyaset bugün o insanları seçilmesi garanti olan yerlere getirdi! Bu adayların yüzlerine ve özellikle gözlerine hiç baktınız mı? Yalnız kaldığını saklayamayan gözlerine, zoraki gülümsemelerine iyi dikkat edin. Ne kadar yalnız olduklarını göreceksiniz. Atalarımız ne ekersen, onu biçersin demişler ya! Partilerine verilecek oyların toplamıyla, yarın seçilip gittikleri yerde de yapayalnız kalacaklar! Bir dönemlik saltanatları olacak, bu alemde! Tekrar arasına dönüp gelecekleri insanlar yine bu insanlar olmayacak mı? Ne diyecekler? Gülmemeye, gülümsememeye yemin etmiş gibi duran yüzleriyle, zorlama ve zoraki sempatileri onları kurtarabilecek mi? Bütün bunlara değer miydi, sevgili okurlar?   *****   Siyasetin her dönemi kendi içinde değişik bir satranç oyunu gibidir. Hemen her seçim döneminde kesinleşen parti aday listelerine akıl sır ermez.  Listeler açıklanır, başlar dedikodular, uçuşur laflar, dolaşır tur atar şehrin sokaklarında ve caddelerinde! Paraşütle liste başına kondurulanlar! Hırsının önüne geçilemeyenler! Ne oldum delisi olanlar! Piyangodan, tombaladan çıkmış gibi, sıralamalarda yer alanlar, kendilerine yer bulanlar! Kazdıkları kuyulara düşerken bile ne olduğunu anlayamayanlar! Hüsrana ve bozguna uğradıkları sebepleri bildikleri halde, nedenler ve niçinler de takılıp kalanlar! Bulunduğu sırayı beğenmeyenler, hazmedemeyenler, yerin kulağı var sözünü pas geçerken, o durumda dahi kendi kalitesinden dem vurarak, isyan bayrakları açanlar! Sizler yalnızlığı bu kadar mı çok seviyorsunuz? Anadolu siyaseti onlarca yıldır bazı şeyleri iyice anlayamadı! Gün olur lazım olur diye eteğine taş toplamaktan vazgeçmedi! Bir yere seçilen, getirilen insanın etrafına kale duvarı misali iç kale, dış kale surları örmekten ve bir dizi kapılar koyma huyundan geri adım atmadı. Çünkü, siyaset inşaatına ait sektörün cümle piri, üstadı Anadolu’yu kendine mekan edineli çok oldu. Danışmanlar, kılavuzlar, allameler, çok bilmişler, bilgiçler, ahkam kesiciler ve yağdanlıklardan oluşan çevre, seçilenlerin etrafını kuşatma konusunda sanatlarını her zaman olduğu gibi icra ettiler. El ele verip, nice duvarlar ördüler. Kapılar koydular. Geçişi kontrollü köprüler yaptılar. İstediklerini içeri aldılar, istediklerini dinlediler, istemedikleriyle dalga geçtiler, birkaç sene sonraya, hatta dört sene sonraya randevu vermekten çekinmediler. İlgili kurumlar, sorununu anlatan insanlara bir sene sonra, bir buçuk sene sonra geriye dönme nezaketsizliğini gösterdiler. Bütün bunlar yazıldı, anlatıldı, soruldu! Yapmayın dendi, etmeyin dendi, sizlere ulaşmak bu kadar mı zor dendi! Muhatap olarak görülmeye  görülmeye, insanların sevgisi, hoşgörüsü tükendi! Bugünün adayları, duvar örücüleri, kapı koyanları, bu şehrin insanını duymayanları bunca yıldır ne mi yaptılar? Ayıp ettiler! Bu şehre yazık ettiler! Bu şehrin insanını üzdüler, perişan ettiler! İnsanlardan sakladıkları, insanlara yüzünü yasak ettikleri, iki kelam etmeyi çok gördükleri isimler şimdi seçilme ihtimali bir hayli yüksek sıralardan aday! Ne söyleyecekler insanlara? Biz yanlış yapmışız mı? Yemin olsun, söz, bir daha olmayacak mı? Ne diyecek aday? Ben bilmiyordum, beni kandırdılar mı? Kalabalıklar arasında yalnız oldukları her halinden belli olan adaylar, sükut ikrardan gelir dercesine, sessizler.   Sıraları aliyyülala, nasipse seçilmemeleri için herhangi bir neden ortada yok. Duyduk ki, bu yalnız adayların halini, ahvalini gören ve yakın gelecek için siyasi ikbal planları yapanlar geri adım atmaya başlamışlar. Aileden filan görülmeye başlanmışız! “Geçmiş ola Padişahım” mı desek, “Mağrur olma Padişahım senden büyük Allah var” sözünü en nihayet anlamaya karar mı verdiniz desek, sizce ne söylesek, doğru olur sevgili okurlar?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.