Konya
°C
Yeni Meram

Sistem Değişikliği mi?

Sistem Değişikliği mi?-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.12.2016 09:54
0
4408
ABONE OL
■ İdarelerin hayırlısı siz ona, o size sevgi gösteren, fenası ise, siz ona o size nefret eden ve siz ona, o size lanet edendir. (Hz. Muhammed) ■ Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde yöneticilerin tavırları yatar. (Mustafa Kemal Atatürk) ... Başkanlık, yarı başkanlık ya da Partili Cumhurbaşkanlığı tartışmaları kamuoyu ve basında sür-git devam edip giderken, konunun baş aktörleri AK Parti ile MHP arasındaki görüşme trafiği de giderek yol alıyor. AKP Genel Başkanı Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarındaki anahtar cümle şöyle; “Sorun yok, çalışmalar devam ediyor!” Anlaşılan o ki, konuya ilişkin genel çerçevede anlaşma sağlandı, ufak tefek pürüzler üzerinde duruluyor: onların da aşılacağı kanısındayız. ... Bize göre sistemde Başbakan olmayacak, iki Başkan Yardımcısı yer alacak. Bu bağlamda Binali Yıldırım ile Devlet Bahçeli de Başkan Yardımcılığına doğru koşuyor. İki bilinmeyenli denklemleri sıralarsak; Bir; Referandum için TBMM’ den yeterli oy çıkacak mı, AKP ile MHP fire verir mi? İki¸ Halk çoğunluğu, Referandumda evet mi, yoksa hayır mı diyecek? Üç; Ülkemiz rejim değişikliğine mi, yoksa sistem değişikliğine mi gidiyor Nabza göre şerbet veren Araştırma şirketleri verileri öylesine çelişkili ki, güven erozyonu demek doğru olacak. Örneğin kimileri “Bıçak Sırtında” derken başkaları “ yüzde 60-70 evet çıkacak” görüşünü yansıtıyor. İki bilinmeyenli denklemlerden çıkacak kesin sonuç ise şöyle; Bekleyip göreceğiz! ... Rejim Sözcüğü siyasal duruşlar dışında çeşitli anlamlar içerir. TDK sözlüğüne göre, rejim yapmak “diyet” anlamındadır, yeme- içmeye ilişkindir. Diyet Arapça bir sözcüktür. Fransızca diète sözcüğünün karşılığı olarak, sağlığı korumak, düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz. İslam hukukuna göre, yaralama ve öldürme olaylarında suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret. "Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın. - Ö. Seyfettin” ... Siyasal anlamda rejim, bir devleti oluşturan siyasal yapıların bütünü anlamına gelmektedir. Devlet yönetiminde egemenin kim olacağına ve egemenliğin ne şekilde kullanılacağına rejim çeşidine göre karar verilir. Rejimin sistemle bütünleştirilmesi ile ilgili kimi bilimsel görüşler özetle şöyle; ■“Rejimleri oluşturan siyasi sistemlerin içine doğrudan demokrasi girebileceği gibi, askeri yönetim gibi totaliter rejimler de girebilir. Bugün dünya çapında rejim çeşitlerine baktığımız da genelde demokratik cumhuriyetler, monarşiler ve temsili demokrasiler ile karşılaşırız. Rejim çeşitlerini genel bir şekilde katılım ağırlıklı; doğrudan demokrasi ve temsil ağırlıklı; temsili demokrasi olarak ayırabiliriz. Temsili demokrasiler bugün modern dünyanın en çok tercih ettiği siyasi yönetim şeklidir. Bu rejimde siyasi karar alıcılar o rejimi uygulayan ülkenin vatandaşları tarafından doğrudan yapılan bir seçimle iş başına gelir. Bu ülkede temsili demokrasinin ideallerine ulaşabilmek için Halkın seçimiyle iş başına gelen siyasiler karar alırken bu kararın halkın genel iradesini yansıtmasına önem vermelidir. Temsili demokrasiyi doğrudan demokrasiden ayıran nokta ise doğrudan demokrasilerde halkın devleti ilgilendiren bütün konularda karar almaya dahil olmasıdır. Bunu ise iki yolla yapabilir; birincisi referandum ikincisi ise sivil toplum örgütleridir. Sivil toplum örgütleri kendi dünya görüşleri, ekonomik, sosyal ve siyasi çıkarları adına; devlet nezdinde propaganda yapar ve baskı uygularlar. Ayrıca bir kanun teklifinin kanun olma sürecinde veya reddedilmesinde rol oynarlar. Temsili demokrasiler içinde parlamenter rejim, başkanlık rejimi, yarı başkanlık rejimi, meclis hükümeti rejimi vardır. Parlamenter rejimde yasama ve yürütme birbirinden ayrı fakat etkileşim içinde olmalarını sağlayan mekanizmalar vardır. Yürütme iki başlıdır; devlet başkanı yürütmenin sorumsuz başını oluşturmaktadır, yürütmenin parlamentoya karşı sorumlu organını ise başında başbakanın bulunduğu bakanlar kuruludur. Parlamentoda çoğunluk ilkesi esastır. Mecliste çoğunluğu sağlayan parti aynı zamanda hükümeti oluşturur. Yasama güvensizlik oyu vererek yürütmeyi düşürebilir. Başkanlık Sistemi, katı bir kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalıdır; iki organ da halk tarafından farklı seçimlerle doğrudan olarak seçilir. Parlamenter sistemin aksine yasamanın yürütmeyi veya yürütmenin yasamayı feshetme yetkisi yoktur. Başkan hem devlet başkanı görevini hem de hükümet başkanlığı görevini yerine getirmekle sorumludur. Yarı başkanlık seçiminde ise devlet başkanı yürütme görevini başbakanla paylaşmaktadır. Başkan parlamentodan bağımsız olarak hareket eder, bakanlar kurulu ise parlamentoya karşı sorumludur yani yasamanın hükümeti güven oyu vererek düşürme yetkisi vardır, bununla beraber bakanlar kurulu başkandan bağımsız olarak hareket edebilir. Bu ikili otorite yapısı farklı konularda dengelerin farklı yöne kaymasına izin verebilmektedir. Siyasal rejimlerde bakacağımız bir diğer metod ise meclis hükümeti rejimidir. Bu sistemde meclisin üstünlüğü ilkesi vardır, yani yasama ve yürütme meclisin elindedir. Yürütmeyi gerçekleştirecek olan hükümet meclis tarafından seçilir seçilen her bakan meclise karşı ‘kendi alanında sorumludur ortak bir sorumluluktan bahsedilemez. Meclis ile yürütme alanında bir görüş ayrılığı çıkması durumunda yürütme meclisin aldığı karara göre hareket etmekle yükümlüdür.” ... ■ “Monarşi (ya da krallık) bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir.Monarşi,bir sultanın,hükümdarın veya padişahın tek başına egemen olduğu sisteme denir. Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir. Yunancadaki 'az' ve 'yönetim' sözcüklerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur. Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir. Bazı siyaset bilimciler, yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtirler. Teokrasi dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim (Dinerki). Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir. Her ne kadar farklı algılanış biçimleri ve yorumları mevcut olsa da, teokrasi en yalın anlamda "devlet işlerinden bir tür ruhban sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırılmaya çalışıldığı sistem" olarak tanımlanabilir.” ... Sırası gelmişken Lucretıus Carus’in bir değerlendirmesini aktarmak isterm. “ Bir aydın, bir yönetici, bir eğitimci ne gibi şartlar, kurallar altında bulunursa bulunsun, çağının, ulusunun, içinde yaşadığı toplumun boyasını almaktan, değerlerini yaşamaktan kendini alamaz. Bu onun tarihçe çizilmiş, belirtilmiş alın yazısıdır.. Büyük başlar çağlarının değer örgülerinde ancak "oya" değiştirebilirler; düzen, yapı değiştirmek yalnızca zamanın işidir.. Büyük insanların bu konudaki başarıları; gelecek için yeni değer örgülerinin çatılmasını sağlayan görüşleri, anlayışları ortaya koymak, gününün üstünden aşarak yarına uzanmaktır..Onların çağlarında anlaşılamayışları zamanlarının değerlerini aşmaları yüzündendir.. “ ... Siyasal rejimler içinde en iyi rejim biçimi kuşkusuz Cumhuriyettir. Cumhuriyet, milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir. "Türkiye Cumhuriyeti" örneğinde olduğu gibi, cumhuriyetle yönetilen ülkelere de cumhuriyet adı verilir. ... ■ Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir./ Cumhuriyet fikren, ilmen, bedenen kuvvetli, ahlaklı , seciyeli muhafızlar ister/ Cumhuriyet fazilettir./ Cumhuriyet, demokratik iradenin tam ve mükemmel ifadesidir/ Cumhuriyet, ahlaki erdeme dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir. (Atatürk) ■ Cumhuriyetler zenginlikten, diktatörler de yoksulluk yüzünden yıkılırlar./ Cumhuriyet ile cehalet ikisi aynı yerde barınamaz/Cumhuriyetler zenginlikten, diktatörler de yoksulluk yüzünden yıkılırlar. (Montesquieu) ... Kimi politik aktörlerin öne sürdükleri gibi ” rejim değişikliği” betimlemesini abartılı buluyor, tartışılan olaya “sistem değişikliği” gözüyle bakılmasını daha uygun buluyorum. Ülkenin, hatta dünyanın dikkatle izlediği konu için iki önemli soruya yanıt bekleniyor; Bir; TBMM’ den referanduma gidecek kadar oy çıkacak mı? İki; Referandumdan (halk oylaması) sistem sistem değişikliği “ evet” onayı alabilecek mi? Bekleyip göreceğiz.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.