Şimşekler: Mevlana’yı hikâyeden öğreniyoruz

Doç. Dr. Nuri Şimşekler, yaptığı konuşmasında öncelikle Mevlana’nın doğum yeri hakkında bazı sorular olduğunu, bilim adamları tarafından Belh olarak bilinen doğum yerinin yapılan incelemeler sonunda Belh çevresinde küçük bir yerleşim yeri olan Vahş köyü olduğu iddialarının gündeme taşındığını belirtti. Mevlana’nın milliyeti hakkında da değişik iddialar olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nuri şimşekler, İran’ın Mesnevî ve Divan-ı Kebir’in Farsça olması nedeniyle Mevlana’yı Fars kökenli kabul ettiğini, Arap Dünyası’nın ise Hazreti Ebubekir’in soyundan geldiği iddiası ile Arap olduğu iddiasını gündeme getirdiğini belitti. ‘Ancak Mesnevide yer alan “Aslem Türk-est egerçi Hindu guyem.”  şeklinde biten beyt Mevlana’nın mensup olduğu millet hakkında bize bilgi veriyor’ diyen Şimşekler, “bütün bunlara rağmen Mevlana bütün insanlığa mal olmuş bir şahsiyettir” dedi. Mevlana’ya ait olmayan sözlerin zamanla onunmuş gibi topluma yansıtıldığının altını çizen Nuri Şimşekler, “Gel ne olursan ol yine gel…” şeklinde başlayan sözün Mevlana’ya ait olmadığını, bunu uzun araştırmalar sonrasında tespit ettiğini söyledi. Mevlana adına gündeme getirilen yedi öğütün de Mevlana’ya ait olmadığını ancak Mevlana’nın fikirleri ile de çelişmediği belirten Şimşekler, Mesnevî tercümelerinin de yetersiz olduğuna vurgu yaptı. Bu yetersizliğin sebebini de yapılan tercümelerde genellikle hikâyelerin yer alması, verilmek istenen asıl dersin es geçilmesi olarak belirtti. Mesnevî tercümelerinde genellikle hikâyelerin ön plana çıkarılıyor olmasını Doç. Dr. Nuri Şimşekler ‘Mesneviyi Hikâyeden Öğreniyoruz” diyerek kısa bir sloganla eleştirdi. Mevlana’nın ikinci eşi Kerra Hatun’un gayrimüslim olduğu iddialarını da mesnetsiz olarak niteleyen Şimşekler, Kerra Hatun’un Müslüman bir ailenin kızı olduğunu söyledi. Kimya Hatun konusunda da Kimya Hatun’un gayrimüslim bir ailenin kızı olduğunu, Mevlana tarafından evlatlık edinildiğini, Mevlana ailesi ile bir kan bağının bulunmadığını söyledi. Mevlana’yı tanıtmak için Selçuk Üniversitesi bünyesinde Yüksek Lisans eğitimi veren Mevlana Araştırmalar Enstitüsü kurulduğunu, bu enstitünün gelecekte Mevlana konusunda başarılı çalışmalara imza atacağını söyleyen Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Mevlâna’nın daha iyi anlaşılması için ciddi çalışmalar yapılmasının şart olduğunu belirtti. Mevlana Türbesi’nin daha önce ücretli olduğundan dolayı Müze tabirini kullandığını ancak son dönemde ziyaretin ücretsiz hâle getirilmesi ile Türbe tabirini kullanmaya başladığını söyleyen Şimşekler ilerleyen dönemlerde yapılabilecek düzenlemelerle Dergâh tabirinin de kullanılabileceğini söyledi. Toplantıya Mevlana’nın torunlarından Esin Çelebi, Mevlana Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Ali Temizel, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Fahri Özçakıl ve kalabalık bir topluluk katıldı. Konuşma sonrasında Doç. Dr. Nuri Şimşekler’e Koyunoğlu Müze ve kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar tarafından günün anısına hediye takdim edildi.