SİLEMEZLER, TÜRKİYEM’DEN NE ADINI NE ESERLERİNİ

Bilseler, seni silmek yok saymak kendini inkar etmektir. Bilseler, seni anmamak için kaldırılan her milli bayram törenleri, yasaklanan andımız, okul duvarlarından resmin, meydanlardan ismin, sınıflardan özlü sözlerin hepsi boş, hepsi aczin, büyüklüğün karşısında da ezikliğin belirtileridir. Bilseler, kötüledikleri ‘Lozan Antlaşması’na ‘bir gün uyguladıkları dış politikaların yüzünden muhtaç olacaklarını, tarihi değiştirme uğraşlarının kendilerine geri adım attıracağını! Bilseler, kötüledikleri ‘Lozan Antlaşması Şartlarının’ vurulacağını, sırf İsmet İnönü’ye sataşmak için, Türk Milleti’ni 50 milyon insanın ölümüne neden olan 2. Dünya Savaşı’ndan hiç zarar görmeden kurtaran kurt politikacı, çok partili siyasete yani gerçek demokrasiye kavuşturan usta siyaset adamı İsmet Paşamızı karalamak uğruna yapılan hatadan Yüce Tanrı’nın kendilerini nasıl çevirdiğinin farkındalar mı? Diyorum. AH! ATATÜRKÜM AH! 1921 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile güney sınırlarımızın çizilmesine sarılıp, tepelerine çıkardıkları aşiret reisine bu antlaşmayı göstererek yine sana ve eserlerine muhtaç oldular. AH! ATATÜRKÜM AH! Sınırlarımızı kurtarma derdine düşünce, sanki TSK yok, biz devlet değiliz, kala kala milislere kaldık. Utanmadan, sıkılmadan senin kurduğun cumhuriyetin belediye başkanı olanlar, afişlere küçücük 1923, kocaman 2023 yazarak sözde Türk Milleti’nin Cumhuriyet Bayramını kutluyorlar. Dev puntolarla 1923 yazılır. Atatürk, düşmanları kovarak, Türkiye Cumhuriyeti’ni 29 Ekim 1923 yılında kurdu. Bu tarihi küçültmeye, yok saymaya kimsenin gücü yetmez. Bu cumhuriyeti korumak, kollamak, ilelebet yaşatmak hepimizin boynunun borcudur, bunu kimse unutmasın! Senin adın olmadan, Senin resmin olmadan bayram kutlama afişleri asıp, Türk Milleti’nin bayramını kutlayarak sözde seni silmeye, unutturmaya, yok saymaya kalkışıyorlar. Milli Bayramlarda, vatandaşlarına gönderdikleri mesajlarda, şehitlere rahmet, gazilere saygı ama tüm dünyanın ‘LİDER’ olarak birinci sırada gösterdiği seni Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadan, adını yazmadan, rahmet okumadan unutturacaklarını zanneden zavallılar. Belediyelerde daire başkanlığı koltuğuna oturuyorlar, başkan yardımcısı koltuğu sunuluyor ama görev aldıkları Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran en büyük Türk’ün senin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resmini odalarına asmıyorlar ve belediye başkanları da görmezden geliyor! Vatandaş görüyor. İlahi Adalet görüyor. Acaba diyorum bunu yapanlar Yunan, Fransız, İtalyan, Ermeni uyruklu veya çifte vatandaşlıkları var da biz mi bilmiyoruz? Yunan Atatürk’e düşman, İzmir’de denize döküldüler ve güzelim ülkemden kovuldular. Fransız düşman, Güneydoğu Anadolu topraklarından atıldılar. İtalyan düşman, Antalya, Konya havalisinden atıldılar. Ermeniler ve Rumlarda ise hem Doğu Anadolu hem de İstanbul’un düşmandan kurtarılmasının acısı var. Peki, resmini asmayan bu kişilerin Atatürk ile ne dertleri var? Açıklasalar da biz de bilsek! Onun kurduğu cumhuriyette yaşamak zorlarına gidiyorsa kendileri bilir! Onları kimse zorla tutmuyor. ‘Yurtta Barış, Cihanda Barış’ sözüne ve daha pek çok sözüne geldiler. Osmanlı hayalcilerine ABD çok iyi bir ders verdi ve Güney sınırları PKK-PYD güçlerine teslim etti. Atatürk asla yanılmadı. Atatürk’ü asla hiç bir devlet yanıltmadı. O asla hayalci ve totaliter rejim destekçisi ve güçlü devletlerin uşağı olmadı. Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetlerini ABD’nin bekçisi, yapmazdı. Onun için diyorum ki, silemezler gönlümüzden ne seni, ne de eserlerini .