SEYİT KÜÇÜKBEZİRCİ AĞABEY’İN ARDINDAN!

Konya için çarpan sevgi dolu bir yürek, bir daha hiç dönmemek üzere aramızdan ayrıldı. Konya, onu hiç karşılık beklemeden, dağıyla, taşıyla, ovasıyla, insanıyla, kültürüyle, folkloruyla dahası her yönüyle seven öz be öz bir evladını kaybetti. Konya Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin kardeşimin dediği gibi, “Aklından geçeni tavizsiz açıklayan, hatır için metih yapmayan, değerli bir şahsiyet, minnetsiz, borçsuz bir karaktere sahip insandı. Aynı zamanda Konya aşığı, folklor tutkunu, kıdemli, aksakal gazeteci olan Seyit Küçükbezirci’nin dikkate alınması gereken ve hiç bilinmeyen yönü; Pek çok kültür insanının sığınağı olmasıydı.” Konya’yı yazdı, Konya’dan yazdı, araştırdı yazdı, dinledi yazdı, sordu yazdı, soruşturdu yazdı, yorumladı yazdı. Yazan memnun, yazılan memnun yaşayıp gittiler onlarca yıl! Konya onda var olan samimiyeti gördükten sonra, zor olanı kolaylaştırdı, erişilemeyene eriştirdi, buluşulamayanla buluşturdu, konuşmayanı ona konuşturdu. Seyit Küçükbezirci, güçlü, etkili, tesirli, ses getiren, geniş bir okur ve hayran kitlesine sahip bir kalemdi. Konya Fikir Adamları Derneği ve Konya Turizm Derneği gibi kamuoyunda itibar ve takdir gören derneklerde Başkanlık yapmıştı. Konya’nın sayılan ve sevilen bir çok ünlü ismiyle yakın dosttu. Kendi tabiriyle “Sarı Siyit’ti,” bizler içinse yiğitler içinden has bir yiğitti! Yaşayan bir tarihti… Konya’nın üzerine titrerdi… Sessiz sedasız aramızdan ayrıldı gitti…. Selçukya’sı, Başkent Konya’sı, onsuz öksüz kaldı… Selçuklu Sultanlarının izinden yürüyen, vefalı, gözü kara, sevdasına körkütük bağlı bir Selçuklu Emiriydi adeta… Konya’yı hiç kimselerle paylaşamazdı. “Ben başka bir şehre gittim mi orada durup sabahlayamam, neme lazım, ben yokken biri geldiğiyle Konyayı alıvırır. Onun için ben Konya'dan başka bir yere gitmem” derdi. O Konya’da kalmalı, Konya’ya kol kanat germeli, Bu şehrin tek kelimeyle muhafızı olmalıydı. Aynen dediği gibi oldu da… Konya’ya laf söyletmezdi… Söyleyeni de dinlemez, dikkate almazdı! Miryakefalon gibi kutlu bir zaferi 840. Yıl dönümünde bu şehre tekrar kazandırdı. Hem öyle bir kazandırdı ki… 30 yıldır Selçuklu tarihinin kenarından geçmeyenler, Bu şehrin Kılıçaslanlar şehri olduğunun farkına varmak istemeyenler, Bu şehrin Kudüs’e kalkan görevini üstlendiğini bilmemekte ve anlamamakta ısrar edenler, Bu şehrin İstiklal savaşında, İstiklal mücadelesi veren ruhun sırtını dayadığı şehir olduğunu dile dahi getirmek istemeyenlerin aksine, Bunları söyleyen, yazan, anlatan, anlattıkça yazdıkça coşan bir Seyit Küçükbezirci vardı. Miyakefalon’un Anadolu’ya Türklük mührünü vurduğunu yeniden gündeme getirmekle kalmadı. Şehir, bir anda Selçuklu sevdalısı oluverdi… O günlerde; Mutluluğunu tarif edemeyeceğimiz, yazıya dökemeyeceğimiz bir kişi vardı. Seyit Küçükbezirci Ağabey! Seyit Küçükbezirci Ağabeyin gözlerinde ki, heyecanı görebildiniz mi diye, sormuştum. Onun gözlerinde ki o heyecan, taştı, taştı, taştı… Kent meydanı, bir anda Kılıçaslan Meydanı oluverdi. Kılıçaslanlar, Sultan Mesud’lar, Alaeddin Keykubadlar hatırlanmaya , anlatılmaya, konuşulmaya başlandı sayesinde… Selçukluyu, yaşadığı ve hüküm sürdüğü coğrafya’da yeniden şahlandıran Selçuklunun dirilişine vesile olan, bu hizmet kendisine bahşedilen bir insandı, Seyit Küçükbezirci. Lafını çekmeyen, kimseden esirgemeyen hali, oldukça kibar ve nazik duruşu, beyefendi kişiliği nasıl anlatılabilir bilemiyorum. Onun Miryakefalona sahiplenişi olmasaydı ve o gayretleri bir çok insana ilham vermesiydi, Selçuklu tarihiyle ilgili o güzel ve anlamlı Direniş Karatay filmi çekilmezdi diye düşünenlerdenim. Seyit Küçükbezirci, Direniş Konya’nın gözünü budaktan sakınmayan bir Alpereni oldu. Onda ki, Mustafa Kemal sevdasını ve sevgisini bilenlerdenim. Ondaki Türkiye ve Cumhuriyet aşkını, Ayyıldızlı bayrak aşkını bizzat ondan dinleyenlerdenim. Konya için yaşadı… Konya için savaştı… Ve Konya diye diye hayata gözlerini kapadı. Onun dünyasında bu topraklar Selçukya adını taşıyordu. Selçukya, Selçukluya ait topraklar, Selçuklu medeniyeti, Selçuklu Tarihi dünyasında iç içeydi. Seyit Küçükbezirci Ağabey, Konya için mihenk taşlarından, bilirkişilerden biriydi. Ne yazıktır ki, değeri ve kıymeti her zaman olduğu gibi vefatından sonra anlaşılacak insanlardan biri. Onu çok arayacağız, çok özleyeceğiz. Ruhun şad, mekanın cennet olsun Seyit Küçükbezirci Ağabey.