HER ŞEY OLABÜLÜ!

Önce Kastamonu yöresinin slogan olmuş bir deyimini dile getirmek istiyorum. ■ Taş düşebülü, ağaç devrilebülü, heyelan olabülü, ayı çıkabülü, her şey olabülü.” Bu deyime koşut,  yaşadığımız süreçte her şey olabülü. Hz. Mevlana’nın ölüm günü olan 17 Aralık 13 Aralık’a alınabülü. Bunu kim mi yapar? Şeb’i Arus’u tüm itirazlara karşın İstanbul’da da kutlama  yanlışlığına düşenler yapabülü. Bir eczacı kadim dost Önder Gezgin’den  konuya ilişkin karşı çıkışım üzerine eleştiri yüklü zarif bir e-mail aldım;     ■ Sayın Bülbül Hz. Mevlana nın ölüm tarihini de değiştirmek mümkün müdür? 17 Aralık öne mi alındı. ..Bu nasıl bir saygı eksikliği. Her şey bir tarafa Seb-i Arus 17 Aralıktır . Vuslatın anlamı mı bilinmiyor. Eğer bu cehalet değilse hakarettir. Geçmişte Ahmet Tozoğlu’na biz “şehrin eczacısı” derdik. Tozoğlu’nun espriektüel bir kişiliği vardı. Hazır  ilaçlar dışında reçetelere göre ilaç yapan belki de bir ya da iki eczacıdan biriydi. Işıklar içinde uyusun. İçinde bulunduğumuz süreçte “şehrin eczacısı” unvanı sorunlara yaklaşımı,  feylesof kişilik sergilemesi çok yönlü fotoğraf veriyor. Yazımın yansımaları diğer dostlardan; ■ Taşın yerinde ağır olduğunu bir anlasalar kaleminize ve duygunuza dileklerinize kalpten katılıyorum sağ olun.(Çetin Samancı) ■ Konya dışında yapılacak olan Şeb-i Aruslar ancak;süt tozu olur - Aslı varken,sahtesi- (Ali Kuzdencik) ■ Neden sivil toplum kuruluşları bunun için geniş kapsamlı bir toplantı yapmıyor, tepki vermiyorlar; Yerel basın neden yazmıyor; Konya milletvekilleri neden susuyor? Konya’ya bu da bir hizmettir ağabey ağzına sağlık. (İsmail Bekdik)    ■ Biz layıkıyla sahip çıkmazsak , sahip öıkan bulunuyor malesef.. Şurada 10 gün kalmış ben konyalıyken zor çıktım kültür merkezinin önüne.. Türbenin yanındaki cami tamam tadilat var ama toz içinde..Girişi çıkışı karmaşık..üçlerin karşısındaki otopark yağmurda çamur. Çok mu zor 3-5 kamyon çakıl dökmek.. Böyle zamanlardır şehrin vitrinleri.. Bu zamanda vitrini düzgün olmazsa ne içeri girer insanlar ne de bir daha kapımızın önünden geçer. (Hatice Akın Yüzbaşığil)    ■  Uygarlıkların başkenti ilim, irfan ve tasavvufun beşiği Mevlana ve Şems’ in yaşadığı yaşam şehri. Konya son yıllarda kültür Müdürlüğü ve belediyenin yanlışlarıyla kan kaybediyor. Mevlana türbesinin yanında bin kişilik sultan selim camii var, beş yıldır kapalı tadilatı halen devam ediyor. Tramvay yüzünden trafik alt üst Konya ziyaret edilmek ve yaşanacak şehir özelliğinden çıkarak eziyet şehri oldu. Yazık oluyor ve Mevlana yattığı yerde acı çekiyor. (Kazım Taşkapu) ***  Bir Şeb’i Arus’u daha noktaladık. Bu bağlamda Şeb-i Arus ne demek; ■ Arus, Arapça gelin demektir. Şeb ise gecedir. Farsça isim tamlaması şeklindeki şeb-i arus, gelin gecesi anlamına gelir. Aruz, Arapça şiir ölçütlerini açıklayan bilim dalıdır. Evlenen kız en güzel biçimde giydirilip, süslenerek damadın yanına verilir. İşte o geceye Şeb-i Arus yani gelinin, damadın yanına verildiği gece denilir. Hz. Mevlana da ölümünü, kendi ruhunun sonsuzluk cennetine gelin olacağı gece olarak kabul etmiş, ağlama zamanı değil, sevinç gecesi olduğu mesajını vermiştir. Arus düğün anlamına gelmez. Çünkü düğünün Arapça karşılığı velimedir. Ferit Develioğlu‘nun Osmanlıca-Türkçe Büyük Lügatı‘nda bu kelime şöyle açıklanır; Arus: gelin, arais: gelinler, arusan-i bağ: tarla çiçekleri, arusan-i huld: sonsuzluk yani cennet gelinleri, aris: gerdek, arusan-i çemen: çimen gelinleri, çimen çiçekleri. Buna göre yanıtın  doğrusu “gelin gecesi”dir. Ama halk arasında şeb-i arus düğün gecesi olarak bilinmektedir. Kulaktan dolma bilgilerle yapılan yorumlar da  halk düşüncesini yansıtmaktadır;  Mevlânâ’nın ebedi vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamında “şeb-i arus”  denilmektedir.