Konya
°C
Yeni Meram

Sevgililer Gününde Aşk-I Sevda'yı Yazmak

Sevgililer Gününde Aşk-I Sevda'yı Yazmak - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.02.2017 07:59
0
8019
ABONE OL
SEVERSİN, BİR TÜRLÜ SÖYLEYEMEZSİN SUSARSIN, FERYAD-I FİĞAN EYLEYEMEZSİN HAKİM DE, HEKİM DE, TABİB DE ODUR AŞK-I SEVDA DEDİKLERİ İŞTE BUDUR. II BUGÜN GÜNLERDEN CUMARTESİ BÜTÜN PAZARLAR AŞK-I SEVDA RÜZGAR SESİ, YAĞMUR SESİ, SU SESİ   “AŞK DAVAYA BENZER” DER YÜCE MEVLANA SONRA EKLER; “CEFA ÇEKMEK DE ŞAHİT” SOLARSIN, ERİRSİN GÜNBEGÜN, SÜR- GİT.... HAKİM DE, HEKİM DE, TABİB DE ODUR AŞK-I SEVDA DEDİKLERİ İŞTE BUDUR. (*) AŞK, HEVESİN BİTENE KADAR, SEVDA, NEFESİN YETENE KADAR. (A.RIDVAN BÜLBÜL)   *** Klasik söylemiyle 14 Şubat Sevgililer Günüdür. Kuşkusuz gerçek sevgi günlere, aylara ve yıllara sığmayacak kadar büyük ve anlamlıdır. Üstüne üstlük sevgi sözcüğü görecedir, bireylerin kendilerine özgü sevgi anlayışı vardır. Kimileri bir umman kadar engin sevgiyi günle sınırlamanın sığlığını dile getirir; bazıları sevdikçe sever, sınırları aşar gider, gök, dağ, deniz, demeden gider; ■ Gönül kime söz vermişse aşk onda muhteşemdir.( Şems-i Tebrizi) Sevgi duyguların şaha kalkması, yüreklerin durulanması, heyecan fırtınasıdır. Sevgide kalkışma, diklenme yoktur; sabır, özveri, insanca yaklaşım vardır; “Sev seni seveni hak ile yeksan olsa Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan olsa” Sonra adım adım sevgiye yaklaşmak ve Fuzuli’nin dizeleriyle ona dokunmak vardır; Aşiyan-ı mürg-i dil zülf-i perişanındadır, Nerde olsam ey peri gönlüm senin yanındadır. Fuzuli, Divan’dan seslenir de koca Yunus halkça konuşmaz olur mu hiç; “Dinleyin ey yarenler aşk bir güneşe benzer Aşkı olmayan kişi misal-i taşa benzer Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter Nice yumuşak söylese sözü savaşa benzer” ... ■  Aşk, kimi koşullarda ıslak bir mendildir.   (A.Rıdvan Bülbül) ... Ünlü düşünür ve şair Hz. Mevlana’ da aşk uçsuz bucaksız bir deryadır  Onun rüzgarı, onun esini olmadan aşk-ı sevda yazılır mı ? O , baştan başa bir aşk-ı sevdadır , sevdanın  simgesidir:    Hz. Mevlana’ya sormuşlar;       “Aşk nedir?” Yanıt vermiş;    “Ben ol ki bilesin! ... Bir gün Hz Mevlana'ya hırpani kılıklı bir adam gelir ve der ki; - Bugün şehrin girişinde Şems'i gördüm!    Bunun üzerine Hz.  Mevlana adama çıkarır hırkasını giydirir. Durumu gören yanındaki öğrenicilerinden biri itiraz eder; -Ne yapıyorsunuz, o adam yalan söylüyor, hırkanızı neden verdiniz? Mevlana, öğrenicisinin itirazı yanıtlar.  - Ben onun yalan söylediğini biliyorum. Hırkamı onun yalanına verdim. Gerçek olsaydı canımı feda ederdim! ... Sevgililer gününde Aşk-ı Sevgi’nin temsilcisi  düşünür ve şair Hz. Mevlana’yı konuşturacağız. ■ Dileğe sabredersin, adı dua Duygulara sabredersin adı gözyaşı Özleme sabredersin adı hasret Sevgiye sabredersin adı aşk olur. ■ Ey Aşık! Korkma Sev. Öldüğün yerde değil, dirildiğin yerde sev! Sana mânâ katanı sev. İki iken bir olabileceğin işi sev. Ona sahip çıkamam diye korkma; ikinize de sahip çıkan var . ■ Ey sevdam! Beşinci mevsimim sensin. Sen sadece sen değilsin, bensin; bendesin, benimsin.  ■ Ey âşk elemi yüzünden gönlümü yuvasından dışarı fırlatan güzel; ey ıstıraplarının acısı gönlüme tatlılık veren sevgili;  bizim senin gamından bir şîkâyetimiz yok,  ancak gönlümün feryatlarını sana dinlettirmek hoşuma gidiyor. ■ Ey gönül umutsuzluğa düşme! Allah’tan umudunu kesme ki bazen can bahçesinde söğüt ağacının dalı bile hurma verir. ■ Ey Gönül! Acılara sabret, çünkü onlar seni kahretmek için değil; sınamak, terbiye etmek, kemale erdirmek için gelir. ■ Aşk acısı taşımayan yürek ya deliye aittir, ya ölüye. Yerden yere vurmak, yardan yare tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da, yari yürekteki yerinden oynatmamaktı aşk. ■ Aşk, bir uçurumdan düşmek gibidir. O yüzden sevgiliye yâr denilir. Uğruna düşülene selam, düşürene şükürler olsun! ■ Yan!” diyorum içime! Sadece sen yan! Ve “Dayan!” diyorum gönlüme!.” Herkes mutlu olsun! sen dayan!..” Aşk dediğin ya Allah’tan gelmeli ya da Allah İçin olmalı veya Allah’a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı. ■ Aşk hükmetmez; terbiye eder. ■ Güzel yüz aynaya âşıktır ■ Gerçek aşkta ne vefa vardır, ne de cefa.                         ■ Aşk bir davadır. Cefa çekmek ise şahitliktir. Şahidin olmadan davayı kazanamazsın ki.   ■ Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin yoksa davayı kazanamazsın ■ Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır ■ Lisanı ağızda olanı değil,  lisânı gönülde olanlara yâr et bizi. Tebessümü simasında olanı değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi. Aşkı tende sananı değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi. ■ Aşk altın değildir saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.   ■ Gerçek aşkta ne vefa vardır, ne de cefa. ■ Aşk, tıpkı elif gibidir. İsminde gizlidir, ama okunmaz. O olmadan besmele sese gelmez. O her şeyin içindedir, ama hiçbir şeyde görünmez ■  Aşk, hiçbir afetten öğüt almaz geldi mi paldır güldür ansızın gelir. ■ Aşkın gelişi aklın gidişidir. ■ Bir muammadır aşk. Kiminin vicdanına atılan taş,Yoksulun gönlüne katılan aş Kiminin de gözünden akıtılan yaştır, aşk! ■ Öyle ucuz değil gül koklamak.  Gül tutan ele diken batmalı. Bir aşk'a gönül veren, o aşk'ın kapısında yatmalı. ■ Ben dostlarımı ne kalbimle ne aklımla severim. Kalp durur. Akıl unutur. Dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur. ■ Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne akıllılık-akılsızlık vardır. Aşk, engin bir denizdir ki, ne kenarı ne de ucu bucağı var. ... Âşık Veysel'e sormuşlar; - Sizce aşk nedir? Âşık Veysel gülümsemiş ve demiş ki: - Seversin, kavuşamazsın; aşk odur! Veysel’den iki dize daha; “ Güzelliğin on para etmez Bu bendeki aşk olmasa” ... ■ Aşk, insanın mantıklı olan tek işidir; aşk, en mantıklı, en ışıklı ruh halidir. Biricik ihtiyacı akıl güneşini hiçbir şeyin kendisinden gizlememesidir, yalnız bu geliştirir onu. Aşk, gerçek zenginlik, en üstün zenginliktir; yaşamın bütün zıtlıklarını çözer ölüm dehşetini silmekle kalmaz, kişiyi kendini başkaları için feda etmeye yöneltir; çünkü yaşamını sevdikleri için feda edenlerin aşkından başka aşk yoktur. (Tolstoy) ... Aşk-ı  Sevda deyince Maeterlinck’in “Şarkı” adlı şiiri yüreğimin ortasına mıh gibi gelir ; “Bir gün döner gelirse Ona ne söylemeli? Dersin ki bekleyerek Kapadı gözlerini. Ya yine o sorarsa Beni hiç tanımadan Belki bir derdi vardır Ona kardeşçe davran. Nerde diye sorarsa Ne cevap vereyim ben. Ver altın yüzüğümü Hiçbir şey söylemeden Ya derse ki salonda neden yok hiç kimseler? Açık kalmış kapıyı Sönmüş lambayı göster. Ya o zaman derse ki Nasıl oldu ölümü? Belki ağlar korkarım Söylersin güldüğümü.” ... Sevginin yılı, ayı, günü, gündüzü ve gecesi olmaz. Sevgi bazen apansız, kimi zamanda emek ürünü olarak gelir. Mevsimi, mekânı yok; karada, denizde havada, O her mekandadır. “Hayat böyledir işte, Seversin yol üstü, ağlarsın dönüşte.” Aşk-ı sevda’da duygusal eylemler ve bitmeyen özlemler, yazgıya dönüşür, sonunda da yaşama evrilir. En önemlisi de Aşl-ı Sevdanın okulu ve mektebi yoktur; kendi kendini yetiştirir ve geliştirir. Çünkü O, alaylıdır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.