Konya
°C
Yeni Meram

Sevene her gün 14 Şubat!

Sevene her gün 14 Şubat!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.02.2018 00:38
13.02.2018 16:39
0
8948
ABONE OL
14 Şubat’ın mimarı olduğuna inanılan Aziz Valentin, yaşayıp-yaşamadığı hatta var olup olmadığı bayağı şüpheli Romalı bir papaz. Ancak yaşadığına yemin edecek aramadığınız kadar çok! Tevatürlerin ve zamanımız alışveriş sektörünün efsanesi. Evlenmesi en az 15 yıl süreyle yasaklanmış Romalı askerleri bilinmeyen bir “Milattan sonra” tarihinin 14 Şubat'ında gizlice evlendirmeye başladığı konusunda herkes tamamen hemfikir! Deniyor ki, sevenleri buluşturmuş, kavuşturmuş!... Sıradan bir papaz iken, birdenbire aziz mertebesine yükseltilmiş. “Saint Valentin” efsanesinin doğuşu kısaca böyle... Yalan bir güne, yalan bir efsaneye, “yalandan kim ölmüş” sözünün arkasına sığınmışız, yalan rüzgarının şişirdiği yelkenimizle, yalan gemisine kurulmuş, açılmışız yalan denizlere… Haddizatında hepimiz biliyoruz ki; Böyle bir gün yalan! Tarihi, külliyen yalan! Papaz Valentin hepten yalan! Evlendirilen Romalı askerler yalan! Ne kaldı geriye? Kocaman kuyruklu bir yalan... Yalandan bir gün değil mi kutlanan? Ancak, bu yalanın herkesin oldukça hoşuna giden, vazgeçilmesi imkansız hale getirilen, varsın yalan olursa olsun denilen bir yalan olduğuna katılmayan var mı? Eskinin gençleri sevdiklerine mektuplar yazarlardı, yalansız, içten ve samimi… Mektupların altına da şöyle bir not düşerlerdi; “ Gülü soluncaya, seni ölünceye kadar seviyorum” O mektupları bir ömür boyu saklardı sevenler. Bir zamanlar, bir seven, pir severdi. Bir mahalle konuşurdu, bir kasaba, bir şehir konuşurdu o aşkı… O sevdalar; Leyla ile Mecnun’un izini taşırdı. Tahir ile Zühre’nin aşkını hatırlatır…. Kerem’in sazına türkü olur… Aslı’ya ulaşırdı. Sevgililer günündeki aşklara baktığınızda, aşktan ve sevgiden bir eser görebiliyor musunuz? Yapmacık ve sahte tavırlar! Biz bu mekana birkaç saatliğine geldik der gibi bakan gözler. Aşk adına, aşkla dalga geçen, içinde aşkın zerresi bulunmayan sözler! Kutladığımız ne? Aşk mı? Aşkın en yalın değil, en yalan hali mi? Kurgu tamam olsun diye, her yıl, üzerine yeni yalanlar eklemeyi alışkanlık haline getirdiğimiz bir gün mü? Yoksa, sahte aşkların ve aşıkların günü mü? Herkes oynadığı rolün farkındaysa, oynayanlar, seyredenler, yalanlarla geliştirilen ve büyütülen bu aşka, aşk denebilir mi? Deniyor! Çünkü, diyen razı, sektör haline getiren razı, rol kesen, rolü oynayan, izleyen, ne güzel diyen, bayıldım vallahi diyen dünden razı! 14 Şubat’ı, romantizmin zirve yaptığı bir gün olsun diye, bir önceki yılın Aralık ayından itibaren hazırlık yapılan bir gün haline getirmek için, yaratılan algının önünde kolaysa durun. Aşk’ın, 14 Şubat diye bir güne, Aziz Valentin diye bir argümana ihtiyacı var mı? Yok, lakin… Bu işin ticaretine soyunmuşlar için “hasat zamanı aşkı” bir gün… Peki, aşkın günü kabul ettirilen bir günde, aşk nerede ve bu işin neresinde? Aşk, bu günde kendini unutturdu sevgili okurlar… Gizlilik perdesine büründü ve kayboldu... Ortada aşk diye fısıldanan, elden ele, dilden dile gezdirilen şey ne peki? Yalan’ın kendini allayıp, pullayıp, gözleri boyayıp, kendini aşk diye yutturduğu “bir an” olabilir mi? Aşk ve aşktan doğan sevgi dolu kelimeler ve cümlelerin böyle bir atmosferde işi ne diye merak eden olmadı mı hiç? Gözlerin yalancı, sözlerin yalancı, tavırların yapmacık, paylaşılan anların sevgiden bihaber görüntüleri yansıttığı, istese de inandırıcı olamadığı, aşkı bir güne sıkıştırmaya çalışanların nafile bir çabası belki de bugün. Rahmetli Ekrem Güyer’in eşi Radyo sanatçısı rahmetli Müzehher Güyer için yazdığı ve Nihavend makamında bestelediği unutulmaz şarkısının sözlerine bir bakar mısınız? “Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben / Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki, nasıl söylesem / Bir sisli hazan kesilir ruhum eğer seni görmesem / Neşemde sen, hüznümde sen, bilmem ki, nasıl söylesem” Gerçekten sevmiyorsanız, içinizde sevgi denen o duygu yoksa, bir günde on kişiye “ Seni seviyorum” dersiniz. Sevmek isteseniz de sevemezsiniz. Sevmek için 14.Şubatlara sığınmazsınız! Ne mi diyelim? “Sevmek onu bir güne değil, gönlünüze düşürdüğünüz günden başlayarak, onu toprağa verdiğiniz güne kadar devam etmeli...” Böyle seviyorsanız, böyle sevecekseniz sevdiğinizi, sizin 14 Şubatlara ihtiyacınız mı var?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.