Konya
°C
Yeni Meram
08.12.2015 22:04

Seneler ne doldurdu ceplerine…

Seneler ne doldurdu ceplerine… - Mustafa Afşin - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.12.2015 22:04
0
4940
ABONE OL
Ömür dediğimiz kavramın basit bir matematiksel ölçümü var. Nüfus cüzdanınızda yazan tarih ile bu gün arasındaki fark. Peki, gerçekten ortaya çıkan bu rakam mı gerçek yaşımız; yoksa hani sıkça kullanıldığı gibi insan hissettiği yaşta olabilir mi? Bazılarımızın kurduğu cümlelerdeki gibi insanın ruhu genç bedeni yaşlı veya tam aksi ruhu yaşlı bedeni genç kalabilir mi? Yaşadıklarımız mı bizi yaşlandıran yoksa yaşanan yıllar mı? Belli bir matematiksel yaşın üzerine çıktığımızda bunları sorguluyor olmak yaşanmışların bir muhasebesi gibi gözükse de zaman zaman genç yaştaki insanlarında bunu düşünüyor olmasına artık daha sık rastlar olduk. Bu hali ile bu sorgu sual genelde yaşadığımız olumsuzluklara ruhumuzun verdiği bir tepki gibi gözüküyor. Aslında bu yaş olayına bir başka açısı ile bakmak gerekiyor biraz daha hazmedebilmek için. Yaşlanmak kelimesi yerine yeni bir terim düşünürsek  “yaş almak” daha huzurlu gibi duruyor. Peki ne demek bu yaş almak? Bu terimi biraz daha anlaşılır kılabilmek için en başa dönelim. İnsanoğlunun hem fiziksel hem de psikolojik gelişimi belirli bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşiyor. Fiziksel gelişimi ele aldığımızda örneğin bir bebek yaşamının başlangıç evrelerinde birkaç içgüdüsel davranış dışında oldukça savunmasız ve donanımsızdır. Ancak inanılmaz bir öğrenme süreci bu ilk günler itibari ile başlar. Sürecin ilk yılları bedensel yeterlilik ve gelişim içindir. Yürüme, beslenme ve diğer günlük rutin ihtiyaçların karşılanması için gerekli fiziksel gelişimin tamamlanması ile birlikte artık insan farklı bir dünyanın kapılarını açmaya hazır demektir. Algılamak ve yorumlamak fiziksel gelişimin sonunda artık bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkar. Psikolojik gelişim sürecinde gerekli zihin bağları kurulması için deneyimlemek devreye girer. Burada kastımız duygu ve düşüncelerle ilgili deneyimleme ile ilgilidir. Olaylara, durumlara karşı verilecek tepkiler deneyimleme ile kişinin duruşunun belirlenmesini sağlar. İlerleyen yaşla birlikte artık insanoğlu başlangıç düzeyindeki basit sorunlardan daha karmaşık bir denklemin içindedir. Fiziksel olarak performansının zirvesi olan gençlik yılları henüz ruhsal açıdan yolun başlangıcıdır. Bedensel olarak gelişim, insanın doğrudan kendisi ile teması ve gözlemleme ile olurken ruhsal açıdan bu gelişim başka bir insan ile iletişiminden kaynaklı olması sebebiyle çok farklı değişken içerir. Bütün bunların yorumlanabilmesi için gençlik yıllarının sahip olunan kazanımları yeterli gelmemektedir. İşte tam da burada devreye yaşlanmak ve yaş almak terimleri girer. Bedensel olarak artık zirveyi aşan ve bedensel olarak yaşlanan insan o andan itibaren yaş alarak başka bir zirveye ulaşmak üzeredir ki bu da ruhsal olgunluktur. Yaşlanan bedenine oranla artık yaş almış bir ruha sahip olan insan hayatı anlamak ve yorumlamak için ihtiyaç duyduğu en önemli olguyu ilerleyen yaşı ile birlikte kazanır ki bunun adı olgunluk ve deneyimdir. Aradan geçen yıllar içerisinde karşılaştığı olayların hayat yolunda ne tür kazanımlar getirebileceğinin farkındalığı bu olgunluk ve deneyim kelimelerinin tanımıdır. Matematiksel yaşımızı ruhsal yaşımız ile karşılaştırdığımızda aralarında oldukça büyük bir fark vardır. Hani o şairin dizelerindeki otuz beş yaş bedensel olarak artık yaşlanmanın hissedildiği yılları gösterse de ruhsal açıdan henüz ergenliğin yeni sona erdiği ve gençliğin ilk yılları gibidir. İşte bu sebepten bedensel olarak yaşlanmış olmamız bizim artık olgunluk bir ruha sahip olduğumuzun müjdecisidir. İlerleyen yaşımızın ceplerimize doldurduğu en önemli sermaye ve kazanç olan fiziksel ve ruhsal “deneyim”, hayat yolculuğunda yolumuzu aydınlatacak; bunun farkında olmak da insanı kendisi ile barışık yaşlanmasını ve yaş almasını sağlayacaktır. Mutlu günler…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.