Konya
°C
Yeni Meram
06.09.2019 09:34

Selçuk Öztürk: “Ekonomik kriz yok ekonomik zorluk var”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Yardımcısı ve Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Türkiye ve Konya ekonomisiyle ilgili Yeni Meram’a açıklamalarda bulundu. Başkan Öztürk, Türkiye’nin ekonomik krizde olmadığını belirterek, yaşanan sürecin ekonomik zorluk olduğunu ifade edip, bu durumunda en yakın zaman aşılacağını vurguladı.

A+
A-
06.09.2019 09:34
06.09.2019 09:42
0
9115
ABONE OL
Türkiye ve Konya ekonomisine ilişkin Yeni Meram’a değerlendirmelerde bulunan Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, sorularımızı yanıtladı. Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz, görüşlerinizi alabilir miyim? TÜRKİYE 2002 ile 2008 arasında çok büyük bir ekonomik performans gösterdi. Daha sonra 2008 yılında Amerika merkezli mortgage krizi diye tanımladığımız dünyanın en büyük ekonomik krizlerinden bir tanesi yaşandı. Bu ekonomik kriz, 1890’lardaki hatta 1929’daki Büyük Burhan diye tanımlanan krizden çok daha büyük bir krizdi. 2008 ekonomik krizi ile beraber hem Amerika Merkez Bankası, hem Avrupa Merkez Bankası parayı bollaştıran, artıran bir politika gütmeye başladılar. Bu da fazla para, özellikle gelişmekte olan ülkelere, Türkiye de başta olmak üzere çok ciddi bir döviz girişini oluşturdu. Türkiye, dünyada yaşanan 2008 ekonomik krizde en az zarar gören ülkelerin birisiydi. 2008 ekonomik krizi Türkiye hızlı bir şekilde atlattı, 2013 yılına kadar da Türkiye tekrardan çok ciddi bir büyüme hamlesi gösterdi. 2013’te hem uluslararası ekonomik anlamda bir farklılaşma, hem de Türkiye’deki yerel siyasette çok ciddi bir problemler zinciri başladı. Uluslararası ekonomideki farklılaşma şu idi. 2013 yılına geldiğinde Amerika ve Avrupa Merkez Bankası, özellikle Amerikan Merkez Bankası artık eskisi kadar parayı bollaştırmayacağını açıkladı. Dedi ki, “Uzun vadede faizi artırabilirim”. Yani bu şu demek, ‘yeterince dünyada çok fazla bir şekilde emisyon oluştu, ben yavaş yavaş bu parayı toparlayacağım’. Bu gelişmekte olan ülkeler açısından ekonomik anlamda olumsuz bir haberdi. Tabi aynı anda Türkiye’de gezi hadiseleri diye başlayan ki 2013 yılında Türkiye’de Merkez Bankası faizleri yüzde 4’lere gelmişti. “İLK SİNYALLER 2018'İN İL ÇEYREĞİNDE VERİLDİ” Türkiye’de negatif faiz vardı. Milli gelir 12 bin 500 dolara geldi ve Türkiye 2023 hedefleri açıkladı. 2013 yılında kişi başı milli gelir 25 bin dolar, 500 milyar dolar ihracat gibi hedefler koyuldu. Tabi 2013’le beraber gezi hadiseleri, 17-25 Aralık, MİT tırları, hendek operasyonları, Rusya ile uçak krizi, 15 Temmuz gibi olaylar ve bu arada sürekli de seçimler yaşandı. Bir taraftan sürekli olarak iç gerilimlerle uğraşıldı, FETÖ merkezli ve Doğu Anadolu’da PKK merkezli iç gerilimlerle aynı zamanda Kobani kalkışması gibi olaylar yaşandı. Yani içeride hem FETÖ hem PKK merkezli iç gerilim, bir taraftan dalgalanan iç siyaseti dengelemek için sürekli seçim yapmak zorunluluğu, yeni bir Cumhurbaşkanlığı modeline geçiş ve en son 15 Temmuz’la beraber Türkiye’deki iç gerilimler, uluslararası piyasalarda artık Amerikan Merkez Bankası’nın Amerikan Başkanı Trump’ın yeni başlattığı ekonomi savaşları derken, bu iki sorunun birleşmesiyle beraber Türkiye ekonomisi 2018’in ilk çeyreğinden itibaren sinyal vermeye başlamıştı. Türkiye’de aynı dönemde seçimlerin devam ediyor olması, 2018 Ağustos ayında çok büyük bir kur atağıyla karşı karşıya kaldık. Kurlar 7 liranın üzerlerine kadar çıktı, büyük bir şok yaşandı. Ağustos’ta bir aylık enflasyon yüzde 5.5’lara çıktı. Merkez Bankası faizi yüzde 24’e kadar çıkardı. Ama bankaların piyasaya uyguladığı faizler 40’lara kadar geldi. Türkiye çok zor bir ekonomik sürecin içerisine girmiş oldu. Bir taraftan da seçim süreci yaşanıyordu. 31 Mart’taki mahalli seçimlerden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin yenileme kararı çıktı. Seçimler anlamında Türkiye’nin 2013 yılında başlayan seçim maratonu 23 Haziran 2019’da tamamlandı. Bu kadar iç karışıklıklar aynı zamanda uluslararası piyasalardaki yaşananlarla beraber Türkiye çok zor bir ekonomik dönemden geçmeye başladı. Bugüne geldiğimizde 2019 Eylül ayı ile birlikte tabi 2018’in son çeyreğinde, 2019’un bir ve ikinci çeyreğinde ekonomimiz küçüldü. Bugün baktığımızda artık dip noktası denilen yere geldiğimizi düşünüyorum. Belki bir müddet bu zorluklar devam edecek ama tahmin ediyorum ki 2020’nin ikinci çeyreği ile beraber Türkiye tekrar büyümeye başlayacaktır. Konya ticaretinin Türkiye ekonomisindeki payı nedir? Konya genel anlamda Türkiye ekonomisinden daha iyi bir performans gösteriyor. Son 20 yıllık bir süreci takip ettiğimizde hem ihracat anlamında son 8-10 yıl içerisinde Türkiye ihracatını yüzde 3.5 kat artırırken, Konya 14-15 kat artırdı. İşsizlik rakamlarına baktığımızda Türkiye’deki işsizlik yüzde 15, Konya’da ise tahminim yüzde 8-9 seviyesinde. Konya, Türkiye’den daha iyi bir ekonomik performans gösteriyor. Şu anda genel anlamda Konya’nın Türkiye ekonomisi içerisinde yüzde 1.5-2 civarında bir payı var. Bunu her geçen gün artıyor. Ekonomik anlamda hızlı gelişiyor. Konya’nın bazı avantajları var, Konya ekonomik anlamda tek bir yere bağlı değil. Ticarette bir gelirimiz var, ihracattan gelirimiz var, tarımdan çok ciddi bir gelirimiz var. Turizmden ve öğrenciden bir gelirimiz var. Türkiye’de en fazla öğrenci bulunduran şehirlerin başında Konya geliyor. 5 tane üniversitemiz, 150 bine yakın da öğrencimiz bulunuyor. Konya bu kadar farklı ekonomik kanallardan beslendiği için biz olumsuz gelişmelerden nispeten daha az etkileniyoruz. Ama tabi ki Konya’da 2018 Ağustos’ta başlayan ekonomik zorluktan az da olsa etkileniyor. Ekonomik verilere göre bu ekonomik zorluktan en çok hangi sektörler etkilendi? Konya için en çok inşaat sektörü. Türkiye’de en fazla etkilenen sektör inşaat ve enerji sektörüdür. Konya’da enerji sektörü yatırımı çok yok. Az da olsa Konya’daki enerji sektörü de etkileniyor tabi ki. Bu iki sektörün toparlanması da uzun sürecek. İthalat ve ihracatta son durumları değerlendirir misiniz? “İHRACATTAKİ PERFORMANSIMIZ ÇOK İYİ” İhracatta çok iyi bir performans ortaya koyuyoruz. 2001 yılında Konya’nın ihracatı 120 milyon dolar, 2018 yılı 1.8 milyar dolarla kapattık. 2019’u ise 2 milyar doların üstünde kapatacağımızı düşünüyoruz. Konya ekonomisi ihracat anlamında çok iyi bir performans sergiliyor ama daha çok yolumuz var. Konya’nın 3-4 milyar dolar arası bir ihracat potansiyeli var. Henüz bunun 2 milyar dolarlık kısmını sergiliyoruz. Potansiyeli yeni kullanabiliyoruz. Konya, Türkiye içerisinde ilerleyen günlerde ithalat-ihracat denge açısından ihracatı fazla olan illerden bir tanesi. Türkiye ekonomisine bu konuda olumlu yönde katkı yapıyoruz. Konya en fazla hangi sektörlerde ihraç ediyor? “İHRACATTA SANAYİ ŞEHRİYİZ” Bizim ihracattaki en fazla ürünümüz makine sektöründe oluyor. İkincisi otomotiv yedek parça. Bizim sanayi ürünleri ihracatımız çok fazla. İhracatta bir sanayi şehriyiz, tarım ürünleri ihracatları daha az. Enerji sektörü olarak Konya’da güneş tarlaları var ancak enerji şirketlerinde zorluklar yaşandı. Enerjide potansiyelimiz çok ancak şu anki projeler firmanın da çekilmesiyle askıya alındı ve sistem kitlendi. Güneş enerjisi projeleri yapılabilseydi, tabi ki Konya’ya büyük katkısı olurdu. Konya ekonomisinin bel kemiği alan hangisidir? Tek sektöre bağlı değiliz, en büyük avantajımız zaten tek sektöre bağlı olmamak. Bazı şehirler vardır bir tane sektöre bağlıdır. Konya 50 sene önce sadece tarıma bağlıydı, ama şu anda 4-5 ana sektörün üzerinde yükseliyor. Bu sektörler tarım, gıda, hayvancılık ve bu sektörlerde çok güçlüyüz. Küçük ve büyük baş hayvanda, yumurta, kanatlı hayvan sektöründe Türkiye’de ya birinciyiz, ya ikinciyiz. Süt ve et üretiminde de, buğday-arpa gibi, tohumculukta iyiyiz. Tarım parçaları sektöründe güçlüyüz, otomotiv parçada çok çok güçlüyüz. Turizm sektöründen de çok ciddi bir katkı alıyoruz. Ana sektörlerimiz tarım, gıda ve sanayi diyebiliriz. Konya’da potansiyeli olup da gelişmeyen alanlar var mıdır? Konya’da potansiyeli olup da gelişmesi gereken birkaç alan var. Son zamanlarda bizim elektronik sektöründeki yatırımlarımız artıyor, bu alanda çok daha fazla yol alabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü katma değeri çok yüksek bir sektör. Savunma sanayinde son zamanlarda bir mesafe aldık ama çok fazla yolumuz var. Havacılık sektörü bizde hiç olmayan bir sektör. Konya’ya genel anlamda uygun bir sektör. İnşaat malzemeleri sektöründe bir mesafe aldık ama sonra bir durağanlaştık. Bu konudaki yatırımlar içinde Konya uygun bir yer. KOP’un ekonomiye katkısı nasıl olacak? Konya, Türkiye’nin en fazla ekilebilir arazisine sahip ama su problemimiz var. Mavi Tünel ile beraber Konya’nın yüzde 10-15’ini sulayacak kadar su sorunu giderilmeye çalışıldı. Teknolojik gelişmelerle bizim bu bölgeye dış havzalardan su getirmemiz gerekiyor. Bizim havzada su yok, bu nedenle dışarıdan getirmemiz şart. Teknoloji geliştiği için bunun maliyeti de düşük oluyor. Su getirdikçe tarım sektörü gelişir, bu da gıda sektörünün gelişmesine vesile olur. Beraberinde ambalaj sektörünü geliştirir. Yerel ve genel yönetimlerden beklentileriniz var mıdır? Biz oda olarak hem yerel yönetimlerle yoğun olarak çalışıyoruz, hem de merkez hükümetimizle, Cumhurbaşkanımızla başta olmak üzere yoğun olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Problemleri götürüyoruz, zorlukları götürüyoruz, çözüm önerilerimizi götürüyoruz. Onlar da ellerinden geleni yapıyor. Türkiye zor dönemden geçiyor, bu zor dönemi hep birlikte mücadele ederek atlatmak zorundayız. Bu sıkıntılı süreçte, hep birlikte daha fazla çalışıp, şehrimizi ve ülkemizi ileriye taşımalıyız. Bunun adına ekonomik zorluk diyorum. Faiz indirimi piyasaları canlandırdı mı? “5 TANE ÜLKENİN KURMUŞ OLDUĞU BİR DÜZENDE TİYATRO OYNUYORUZ” Merkez Bankası faizlerini düşürdü. Piyasa faizlerinin biraz daha düşmesi gerekir. Konut satışlarında az da olsa hareketlenmeler mevcut. Bunun başlama sebebi de faiz oranlarının düşmesi. Bundan 4 ay öncesine göre hareketlenmeler var. Piyasaya güven geldikçe de bu hareketlenmeler daha da hızlanacak. Yani işin özeti; Dünyada ki olayları anlamadan Türkiye'yi anlamak mümkün değil. 2. Dünya Savaşından sonra kurulan düzende 5 tane ülke var, Rusya, Çin, Amerika, Fransa, İngiltere... Birde para birimi olarak Amerika'nın para birimi seçilmiş durumda. Benim için Amerika ile Çin'in hiçbir farkı yok. 5 tane ülkenin kurmuş olduğu bir düzende tiyatro oynuyoruz. Konya’da silah sanayisindeki gelişmeler hakkındaki görüşleriniz nelerdir? ASELSAN inşaatının şuan müşavirlik ihalesi yapıldı. Projeler çiziliyor. Tahminimce inşaat ihalesi de Aralık ayında gerçekleşecek. Benim tahminimce Konya'da 10 sene sonra 5-6 tane savunma sanayi şirketi olur. Başkanım, son olarak KTO Karatay Üniversitesi’ndeki son gelişmeler nelerdir? KTO Karatay Üniversitesi'nde yeni bölümler açılmaya devam ediyor. Eski bölümlerimizi de güçlendirmek amacıyla elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Kampüs yapılaşmamız hızla devam ediyor. 7 binamızı bitirdik 8. binamızın da ihalesini yaptık ve temelini attık. Eğribayat bölgesinde 300 bin metrekarelik bir arsa temin ettik ve orada da inşallah hava parkını ve pisti kuracağız. İnşallah yaklaşık 9 bin öğrenci ile de 2019-2020 eğitim-öğretim yılına başlayacağız. Tabi Konya 5 tane üniversitesi olan bir şehir. Buda çok önemli bir zenginlik. Türkiye'de en fazla doktora sayısında 5. sıradayız. Yine en fazla öğrenci sayısının olduğu 5. iliz. Şuanda biz ALES sınavlarında sayısalda ilk 10'da öğrencilerimiz. Konya'da 5 üniversite olduğu için bir akademisyen havuzu var. Diğer üniversiteler ile anlaşarak akademisyen noktasında sorun yaşamıyoruz. Tabi tüm Türkiye'de akademisyen bulma noktasında bir zorluk var ama kendi akademisyenlerimiz yetişmeye başladı. Adnan YILDIRIM-Hüseyin TURGUT
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.