Selam Olsun

23 Nisan 1920’de egemenliğin sultandan alınıp, millete verildiği günü hatırlayalım. Düşman her yeri talan ederken, ortada vatan yokken, Çanakkale’de verdiğimiz 250 bin şehidin kanları kurumamışken, Çanakkale Boğazı’ndan ellerini kollarını sallayarak geçip, Osmanlı’nın başkentine padişahın sarayına çevrilmiş gemilerinin topları ile sevgili padişahları titrerken, ülkede egemenliği bu belirsizlikte bile sadece Türk Milleti’ne veren başta Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman, yürekli, vatansever silah arkadaşlarına selam olsun. İzmir’in dağlarında çiçekler açar Altın güneş orda sırmalar saçar. Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar. Yaşa MUSTAFA KEMAL PAŞA YAŞA Adın yazılacak mücevher taşa. İzmir ‘in dağlarında oturdum kaldım. Şehit olanları deftere yazdım. Öksüz yavruları bağrıma bastım Yaşa MUSTAFA KEMAL PAŞA YAŞA Adın yazılacak mücevher taşa. ‘EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR’ , yazısının önünde pahalı koltuklarda oturup, bir kez vekil seçilmenin şanını, şerefini, ömür boyu vekil maaşını hak etmiş gibi alarak, kendilerine bu ihtişamı kazandıran Atatürk Ve Kahraman Silah Arkadaşlarını anmadan toplanma utancını bizlere yaşatan milletin vekillerine sitemimiz olsun. Bu sitemi Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Kurtuluş Savaşı’nın çocuk kahramanları adına sayın vekillerin tümüne gönderiyorum. Öylesine bu konuda bilgiden yoksunlar ki belki o minicik kahramanları okuyunca, tanıyınca bari onları ansaydık, onlara rahmet okusaydık diyecekler mi? Onu ancak kendileri bilir! Atatürk aslında hata mı yaptı? Yunan’ın, İtalya’nın, Fransız’ın, Rus’un, İngiliz’in yapmadığı saygısızlığı, düşmanlığı kendi milletinin yapacağını nereden bilecekti? Bilseydi de değişmezdi çünkü o, ‘Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir’ diye haykıran, özgürlüğünü asla kişilere, din simsarlarına, tek adamlara teslim etmeyen, edemeyen bir vatan aşığıydı. Selam olsun size! Kurtuluş Savaşımızın hiç anılmayan kahraman Türk çocukları Çukurovalı 14 yaşındaki Osman, Antep’te Fransızlarla savaşırken şehit olan Kebapçı Sait Ağa’nın oğlu Mehmet Ali, Selam Olsun! Adınızı anmayanlara üzülmeyin Şahin Bey’in oğlu Hayri, Antep’te annesinin başörtüsünü çekmeye çalışan Fransız askerlerine bıçak çekerek anacığını düşmana karşı savunan şehit Kamil, Selam Olsun! 11 yaşında, düşmana karşı Kuvay-ı Milliye’ye yardım eden arzuhalci Ali Efendi’nin oğlu İsmail. 12 Haziran 1920’de Güneydoğu’da milisler hem Fransız hem de Ermeni çetelerle savaşırken, bir bacağını kaybeden 10 yaşında savaşın içinde görev alan Mehmetim Selam Olsun! Urfalı Bozanım Selam Olsun Sana! Selam Olsun! Şimdi sana yazılan ‘Bozan’ türküleri ile anılıyorsun. Yaşın 14 ama karşındaki düşman seni korkutmadı. Sen, vatanı bıraktıkların gibi paranın tadını alamadan, lüks arabaların, özel uçakların keyfini süremeden şehit oldun. Anmaya bile layık görmeyenlere sana yazılan ve hala okunan türkülerinle Selam Olsun Bozanım. Sebeke dağından indim dereye, Atılıyor bombalar bilmem nereye, Türk çeteler dönmez geriye, De yürü! Yürü Bozan yavrum yürü! Vursun kırsın Fransızlar’ı aslanım yürü… Sarıca Köyü’nden, Fransızların geçeceği köprüyü uçuran 14 yaşındaki Ali, henüz 10 yaşında iken milisler arasında bilgi taşıyan Pulcu Mehmet oğlu Ali, Miralay Selahaddin Bey’e Antep kuşatmasında bilgi götürürken 9 kurşunla şehit olan İsmail, 4 kurşunla gazi olan Mehmet Selam Olsun! İnegöllü Kamil, Çuhadar Ali, Bombacı Ahmet, Fındıklıoğlu İsmail, Etlioğlu Ahmet Duran, HEPİNİZE SELAM OLSUN! Sizler, egemenliğimizi bizlere kazandıran, bayramlar hediye eden, oturacakları meclisi, yönetecekleri vatan topraklarını bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını düşman görenlere üzülmeyin! Atatürk’ün aşağıya yazacağım sözü Türk milletiyim diyebilen, bu yürekliliği gösteren herkesin aklına, fikrine ve beynine kazılmıştır. Kimsenin şüphesi olmasın. ‘BENİM NAÇİZ VÜCUDUM ELBET BİR GÜN TOPRAK OLACAKTIR, FAKAT TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK