Şeb-i Arus'un yeri Konya’dır, lakin!..

7-17 Aralık 742. Mevlana Anma etkinlikleri dolayısıyla, vuslat bereketi yaşanıyormuş. Bu bereket, Otellerin neredeyse tamamen dolduğu, yapılacak program davetiyelerinin tamamına yakınının satıldığı noktasında bir bereketlenme olarak anlatılıyor! Konya, Kasım ayı başlangıcından itibaren alternatif Şeb-i Arusların, Konya haricinde yapılmaması konusunu dile getirmeye başladı. Buişin önceliğiniTURSAB Konya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Kazım Yanar’a ait.. Başkan Yanarın bu çabası yeterli mi? Değil, elbet! Desteklenmesi gerekiyor! Başta Sayın Vali olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanı, İl Kültür ve Turizm Müdürü, KTO, KSO, Konya Ticaret Borsası, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Birliği ve MÜSİAD  gibi kuruluşlar ortak bir deklarasyon yayınlayabilirler. Sonra Milletvekillerimiz yemin törenleri müteakibinde, Şeb-i Arus yalnızca bir tanedir, Konya dışında aynı ad ve namla icra edilemez. Edilirse de, bu programların anma programı şeklinde sunulması icap eder şeklinden konuşabilmeliler. Konya’da kendiliğimizden yapabileceğimiz çok şey var aslında… 7-17 Aralık tarihleri arasındaki Mevlana Anma programlarında hem bizlerin, hem de ziyaretçilerin Mevlana'yı hatırlatacak devasa afişlerin nedenasılmadığı, meydanların neden donatılmadığı sorusu yine gündemde ve yine cevapsız! Ziyaretçiler, Konya'ya geldiğimiz o günlerde Mevlana kokusunu alamıyoruz, o coşkuyu, o heyecanı yaşayamıyoruz diyorlar! Mevlana'nın o güzel sözleri gözümüzün içine sokulur gibi neden şehir donatılamıyor diyorlar! Merkez İş Bankasından, Türbeye kadar, elektrik direklerine asıp durduğunuz lay-lay-lom tabiri yazılardan elektrik direkleri bile elektrik alamıyor! 7 Aralık'a kadar bir hayli zaman var. Valiliğimiz var. Büyükşehir ve Merkez İlçe Belediyelerimiz var. Anlı-şanlı imkanları geniş mi geniş Odalarımız var. İş adamlarımız var. Bu şehri donattınız da, neden donattınız diyen mi oldu? Yıllardan beri Mevlana anma programlarında olması gereken heyecan ve coşku neredeyse dibe vurmuş durumda! Bu durumdan hiçte rahatsız olunmamasını anlayan var mı? Konya’yı, Konya’da yaşayan insanları bu işe seferber etmek, program içine dahil etmek, akıl edilemedi. Her sokak, her semt, her meydan Mevlana’yı yansıttığında, geze geze bitirilemeyecek bir Konya hayal etmek bu kadar mı zor? Şeb-i Arus Konya'da kalmalıdır diyen cılız seslerinizi duyan olmuyor! Sanki duyan olmasın istiyorsunuz! Şehrin bilboardlarını on gün için bu işe ayırın! Meydanlara devasa afişlerde Hz. Pir’in seçilmiş sözlerini uzağı-yakını göremeyenlerin bile göreceği hale getirin. Siz bu şehrin ilgi odağı haline gelmesini, gelen ziyaretçilerin Mevlana kokusunu almasını, Mevlana sevgisini hissetmesini istemiyor musunuz? Vuslat bereketi otellerin doluluğu ve programlar için bilet kalmamasıyla olmaz! Vuslat bereketini maddi olarak ölçme zaafından kurtulamıyoruz, kurtulmak istemiyoruz, böyle bir düşüncemizde yok deyin olsun bitsin! Bunun adına ister zevahiri kurtarmak deyin, ister ne şiş yansın, ne kebap! Biz şehrin o günlere hazır olmasından, hazır edilmesinden, hazırlanmasından söz ediyoruz! Programları izleyen  ziyaretçilere, Mevlana ile donatılmış bir şehir gösteremeyecekseniz, Mevlana’yı hissettiremeyecekseniz, daha çok alternatif  Şeb-i Aruslar yaparlar. Sema törenleri eşittir Mevlana olur demeye getiriyorlar, aldıran  yok! Müzikle uğraşanlar, alakalı-alakasız kliplerinde semazenlerin sema gösterilerine yer veriyorlar, kimsenin gıkı çıkmıyor! Şehir olarak, ortak bir tepki konmalı deniyor, adeta Mevlana kendi kendini savunsun, karşı koysun havalarındayız! Bakın koca bir yıl, bir anda bitti ve yeni bir Şeb-i Arus’un arifesine geldik. Karşımızda yine yeknesak programlar, yine bilindik yüzler ve yine engel olunmak için bir şey yapamadığımız alternatif Şeb-i Arus’lar var. Şeb-i Arus’un yeri Konya’dır, lakin…Lakin kelimesinden sonra söylenecek sözü ve sözleri uzunca yıllardan beri Arpacı Kumrusu gibi düşünmekten söylemeye zaman bulamıyoruz!