Şeb-i Arus'un ardından!..

Şeb-i Arus'un 742. yıl dönümü için neredeyse bir yıl var. Hoş bir tevafuk olarak, sonu 42 ile biten bir yıl önümüzdeki yıl! Diyar-ı Mevlana, oldukça sönük geçirdiği, şehrin heyecanını ve coşkusunu yansıtmayan öksüz çocuk gibi bekleşen cadde ve sokaklarıyla karşıladı ve uğurladı  7-17 Aralık arasındaki süreyi. Görünürde kandili uyandırsakta, uyurgezer bir halde Meracel Bahreyn'den Türbeye kadar nasıl yürüdüğümüzü kendimiz bile anlayamadık. Mehteranın davulları bile kendine getiremedi bir çoğumuzu. Ekranlara ve gazete manşetlerine yansıtılan zorlama heyecanları ve sözde coşkuları saymazsanız, şehrimizde eskilerin tabiri ile Mevlana İhtifalini çağrıştıran ne vardı? Yapılan en büyük yanlış şu!... Konyalıları bu anma programının devamlı dışında tutuyorsunuz! Anma programı, anlama programı olmalıydı diye şikayet edenler halkı bu programa neden dahil etmiyor? Şehrin bütün cadde ve sokaklarını, bu şehirde yaşayanlarla birlikte donatmak istedinizde, hayır mı diyen oldu? Ülkenin sanatçılarını davet ettiniz, semt ve mahallelerde Konyalılarla tanıştırdınız da, gelemem mi dedi insanlar? Mevlana anma törenleri, Konya'ya inemediyse, halkla buluşamadı ve kucaklaşamadıysa, ne yapsın Konya, ne yapsın Konyalı. Bayram yerine döndürülmüş bir şehir bırakın misafirliğini göstersin gelen ziyaretçilere. Şehrin gönlünü ve kollarını açmasına niçin müsaade etmiyorsunuz? Bırakın şu güzergah çizmeleri! Bırakın resmi takılmaları! Bırakın şu şöyle olmaz-böyle olmaz muhabbetlerini! Şehrin hoşgörüsünü gelenlerle paylaşmasına az biraz müsaade edin! Bu şehir kalıplara girdirmenin, cenderelere sıkıştırmaların, kıstaslar koymaların şehri değil! Bir Başkent çünkü...Sevgi ve hoşgörü şemsiyesinin altına sadece sizi değil,  bütün dünyayı davet ediyor, anlasanıza artık! İnsanlar bu şehre huzuru yakalamak, hoşgörüyü tatmak, manevi aşkı bulmak için, manevi atmosfer ikliminde Hz. Pir'in izlerini aramak bulmak için, sokak-sokak , cadde-cadde dolaşmaya geliyorlar. Olmaz diyorsunuz, şuradan başlayacaksın, yol haritan şu! Yol haritalarına ne kadar da meraklıymışsınız! Sonra artık hiç bir yenilik ve canlılık ihtiva etmeyen sema ve programlar, Hz. Pir'in görüşlerinin sadece sema'dan ibaret olduğu gibi yanlış bir mesaj vermeye başladı. Mevlaneleri ve dönenleri seyrettik, ilahileri dinledik çoluk-çocuk güzel bir ağladık döndük geldik evimize diyenleri sizlerde benim gibi dinlemiş olmalısınız! Sıradanlaşmış programların, aynı insanlarda anlamsızca ve mantıksızca ısrar etmelerin, coşku ve heyecanı nedense bir türlü yansıtamayan şehrin, alternatif Şeb-i Arus'lara davetiye çıkardığını ve sonunda bu programlara yol açtığını acizane yazanlardan biriyim. Yetkililerimiz konu hakkında  söyleyecek sözü olanları dinlemeli ve olumlu bulunan görüşler değerlendirilmelidir. Bu konuda Konya Valisi Sayın Muammer Erol'un girişimlerinin devamını diliyorum! Bu dönemde gözlerden kaçırılmaması gereken konulardan biri de, sema ve alternatif Şeb-i Arus programlarının, adeta keyfekeder bir şekilde, Konya bu ihtiyaçlara cevap vermiyor iddiaları ile devam edilmesi ve engelleme yolunda Konya kamuoyunca hiç bir şey yapılmamasıdır! Siz Şeb-i Arus'un gerçeğisiniz, diğerlerinin tamamı "çakma" denmesi, alternatif programların yapılmasını engelleyemiyor! Şeb-i Arus programı şehirle paylaşılmalı, şehirle bütünleştirilmeli ve şehirle özdeşleştirilmelidir. Mevlana'yı anmayı bütün bir yıla yayma fikri tam olarak gerçekleşemedi amma, Şeb-i Arus'u bir kaç ay öncesinden başlayarak bütün bir şehre açabiliriz. Bu açılım, alternatif bütün programlara dur diyecektir diye düşünüyorum. Niyetimiz eleştiri oklarını haksızca ve rastgele fırlatmak değil! Sözümüz yanlışlarda neden ısrar ettiğini açıklamayanlara ve yanlışlarından dönmeyenlere! Sözümüz şehri bir heyecan ve coşku yumağı haline getiremeyenlere! Sözümüz kimseyi dinlemeye tenezzül etmeyerek, bu manzarayı hazırlayanlara!..