Şarkın En Sevgili Sultanı:Selahaddin Eyyubi

“Duyduk, duymadık demeyin! Kudüs' ü fetheden; hazinesinde altınlar, mücevherler bulunan Sultan Selahaddin ölmüştür! Mezarına amelleri dışında sadece kefen bezini götürebilmiştir!” Bir rivayete göre, Sultan’ın böyle bir vasiyet bıraktığı söylenir. Doğru mudur bilinmez ama biraz tarih okuması yaptığımızda, Sultanın aslında böyle bir fikriyat içinde olduğu zaten apaçık görülmektedir. Neyse demiş dememişten çok neler yaptığına bir bakalım isterseniz. Bundan 831 yıl öncesiydi. Müslümanların ilk kıblesi ve kutsal şehirlerinden biri olan Kudüs 88 yıldır Hıristiyanların elinde rehin bırakılmıştı. Birileri çıkmalı ve Kudüs’ü tekrardan İslam topraklarına katmalıydı. Fakat İslam Devletleri temelde ikiye bölünmüş durumdaydı. Bir tarafta Şii Fatımi halifeliği bulunurken, diğer tarafta birçok Sünni kökenli devletin birbirleriyle yaptıkları mücadele, iç birliğin sağlanmasını engeller nitelikteydi. Sultan Selahaddin önce bölgede yaşanan ikiliklere son vermiş ardından Musul’u ele geçirerek kontrolü sağlamıştı. Artık Kudüs’ü geri almak için olumsuz bir sebep kalmamıştı. Tek sıkıntı halinde olan İslam devletleri değildi. Kudüs’te bulunan Hıristiyan devleti de kendi arasında problemler çekmekte ve herhangi bir savunma savaşına hazır değillerdi. Bu yüzden olacak ki Eyyubi Devletiyle saldırmazlık antlaşması yapmışlardı. Barış ortamı devam ederken, Renaud de Chatillon adlı vahşi, barbar şövalye, Müslüman kervanlarını basmış, birçok Müslümanı kılıçtan geçirmiş ve acımasız şekilde işkencelere tabi tutmuştu. Hatta bazı rivayetlere göre Sultan’ın kız kardeşini kaçırıp önce tecavüz etmiş ve öldürmüştü. Bu olaylar artık bardağı taşıran son damlaydı. Selahaddin Eyyubi için tek hedef hem bu barbarların kökünü kazımak hem de Kudüs’ü tekrardan ele geçirmekti. Eyyubi ordusu öncelikle Hıttin köyünde yapılan savaşı kazanmış daha sonra da Kudüs’ü kuşatmıştı. Nitekim Ekim ayının başlarında da tüm haçlı ordusu imha edilmiş ve Kudüs artık tekrar Müslüman diyarı olmuştu. Avrupa bu haberi aldığında, Papa’nın emriyle, 3.Haçlı Seferinin hazırlıkları başlamıştı fakat Kudüs’ü büyük komutan Selahaddin’den almayı başaramamışlardı. Selahaddin Eyyubi devrinin üstünde muazzam bir devlet adamıydı. Yakın tarihte oldukça tartışılan bir konu haline gelen Selahaddin’in ırk kimliği ise gerçekten komik ve mesnetsiz bir durumdur. Bu konuda ipe sapa gelmez yorumlar yapanlarda şunu iyi bilmelidir. Selahaddin Eyyubi bir “Türk” hükümdarıdır.