Konya
°C
Yeni Meram

SANIYORUM, ZAMANI GELDİ?

SANIYORUM, ZAMANI GELDİ?- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
25.11.2020 01:18
24.11.2020 13:32
0
7386
ABONE OL
Ülkemizde özellikle son beş yılda çok büyük badireler yaşadık. AK Parti hükümetinin ilk yedi yılını dış destekli, devlete çöreklenmiş derin devletin zinde güçleri gözlemleyerek geçirdiler. Zaman zaman kapatma davaları gibi çelme takma oyunları kurgulayarak sahneye koymak istediler. Arada bir Adnan Menderes’i hatırlatarak korkutma taktiklerini denediler. Sayısız terör eylemlerini ülkemiz içerisinde, sınırlarımızda ve sınır ötesinde sahneye koydular. İçimizde siyasi alanda yer tutmuş, demokrasinin nimetlerinden faydalanarak terör örgütünün taşeronluğu, icraatı yapan demokrasi düşmanlarını meydanlara indirdiler. Milletimizin gerçekleri görmesini engellemek ve kamuflajlamak adına teröristlerin siyasi arenada ki önderlerinin eline bir saz verdiler, halk türküleri söyleterek kuzu postuna bürüdüler. Başarılı da oldular. %13 gibi bir oy oranına ulaştılar. Aslında milletimiz bu süreçte şöyle bir ümide kapılmıştı. “Artık HDP bir Türkiye partisi olma çizgisine girdi, PKK’nın siyasi ayağı kırılmıştır." deniyordu. Keşke böyle olsaydı, bundan kim memnun olmazdı ki? Hatta ana muhalefet partimiz HDP’yi, hem dolaylı hem de doğrudan destekledi, "Bunlar iyi çocuklar" diyerek yanlarında yer aldı, bugün olduğu gibi. Çok kısa bir sükunet döneminden sonra HDP örgütü (bana göre bir parti değildir) Doğu ve Güney Doğu'da kurtarılmış bölgeler ilan etme hazırlıklarına başladı, hatta esnafa vergi ödemelerinin artık PKK’nın belirlediği kurumlara yapılacağı tebligatları gönderilmeye başlamıştı. Akabinde şu anda cezaevinde olan eli kanlı terör örgütünün siyasi lideri tarafından halk isyana/iç savaş provasına çağrılıyordu. Başta Yasin Börü'ler olmak üzere bir kaç saat içinde 50’den fazla gencimiz, başları ezilerek, yarı canlı şekilde üzerlerinden araçlar geçirilerek vücutları pestil gibi ezilerek katledilmişlerdir. Hepimiz bunu, Kobani Olayları olarak dün gibi hatırlıyoruz. Değerli dostlarım, acı olan nedir biliyor musunuz? Şimdi bu olayların azmettiricisi... şahıs için hiçbir siyasi partiden (AK Parti, MHP hariç) lanetleme, kınama duydunuz mu? Bırakın lanetlemeyi, ana muhalefet partisi lideri adı geçen şahsa "şeref nişanesi" takdim edeceğini beyan ediyor. Sanatçı unvanı taşıyan bir takım gafiller de azmettiricinin yazdığı oyunu sahnede oynayarak, yeni bir algı mühendisliği tezgahlıyorlar. Bir hafta önce bir TV kanalında deneyimli, çok saygı duyduğum, dost kabul ettiğim Bülent Arınç Bey'i dinledim. Çok önemli açıklamalarda bulundu, çok da faydalandım. Ancak şaşkınlığımı ifade etmek istediğim husus şudur; bütün bu olaylar, hendekler dahil hepsi sizin hükümette olduğunuz, meclis başkanlığı döneminizde oldu. Terör/terörist payandası milletvekillerinin, belediye başkanlarının PKK’ya silah, para, erzak vs. taşıdıklarını adın gibi biliyorsun, tüm istihbarat verileri elindeyken azmettiricinin ve yandaşı Kavala'ların adil yargılanmadığını, tutuklu olmamaları gerektiğini nasıl söyleyebiliyorsun? Bunu söylerken Yasin Börü'ler ve binlerce şehitlerimiz hayalinde canlanarak yüreğini sızlatmadı mı? Sizi dinleyen bu şehit yakılarının size ne söylediklerini zannediyorsun, bir gün yolun kesişir onlarla karşılaşırsan nasıl yüzlerine bakacaksın? HDP’nin içinde şu kadar namaz kılan varmış, bu kadar da Kuran hatmeden varmış. O TV programında o gafillere, "PKK ateist, kafir, katil, emperyalistlerin maşası bölücü bir terör örgütüdür. HDP, siz Müslümanları maşa olarak kullanıyor, büyük hesap gününe inanıyorsanız derhal kendi çizginize uygun bir siyasi örgütlenmeyi gerçekleştirin. Kuran’dan ve sünnetten edindiğim öğretiyle hesabınız çetin gibi görünüyor. Kuran şöyle emrediyor: "İçinizden bir ümmet çıksın, insanlara iyiliği emretsin, kötülüğü nehyetsin, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." demeniz gerekmez miydi? Bir cümleniz vardı ki, beni şok etti. "Her renkten temsilcileri kadrolarına aldılar, bu taktikle her kesimin oyunu almayı başardılar, % 13’ü böyle buldular. "Bunu siyasi açıdan makul karşıladığınızı, siyasetin gergi olduğunu ifade ettiniz. Bunu Kuran'dan bir ayetle örneklendirmek istiyorum. Peygamberimiz Medine' de Yahudilerin ve diğer münafıkların iki yüzlülüğünden çok müşteki idi. Allah'tan onları tanımakla ilgili bir işaret arzusunu içinden geçirdi. Allah şöyle buyurdu; Muhammed Suresi Ayet 30: "İsteseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Ama sen onları üsluplarından tanıyacaksın, Allah ise bütün amellerinizi bilir." Başka bir ayette İsra Suresi Ayet 46 "Kıyamet gününde bütün insanları önderleriyle çağıracağız, kitaplarını sağdan alanlar hiç bir sıkıntı, hüzün yaşamadan kitaplarını okuyacaklardır.” Sayın Bülent ağabey, ben bu hatırlatmaları hiçbir siyasi tarafı kast ederek yapmıyorum. Bundan Allah'a sığınırım. Bu örgütün hiçbir şüpheye mahal bırakmaksızın Marksist, ateist, emperyalist Yahudi/Siyonist bir terörist örgüt olduğu ayın on beşi gibi aşikardır. Ben 16 yaşından bu yana davanın içindeyim, gençliğimde çok videolarını izledim, izlettim. Yaşadığım hayal kırklığı hafızamdan silinecek gibi değil. Her şeye rağmen size saygım sonsuzdur. Bütün bu tezgahlardan sonra hedeflerine ulaşamadılar. Ayak oyunlarıyla Tayyip Erdoğan’ı indiremediler. DP Avrupa, Amerika turlarına başladı, Türkiye aleyhine PKK ile birlikte propagandalar yaptılar. Bir yandaşa ihtiyaçları vardı. FETÖ alçağıyla birlikte iş tutmaya başladılar. Şikayet zincirine CHP de katıldı. Türkiye' nin yabancı yatırımcılar için güvenli bir ülke olmadığı algısını yaymayı sürdürdüler. En acı olan tarafı Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu, milliyetçilik ve devletçilik oklarına sahip CHP’nin, HDP’nin kuyruğuna takılmasıdır. Yanılmıyorsam bir Fransız Prof. açık oturumda "Tayyip Erdoğan kontrol edilemez hale geldi, artık onu öldürmekten başka çaremiz kalmadı" demişti. Bunun için uygun ortam hazırlanmalıydı. Türkiye karıştırılmalı, sivil itaatsizlik adı altında isyan, iç savaş provaları, Gezi Olayları, 17-25 Aralık kumpası, Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan'da yargılayarak içeri alma, MİT müsteşarını tutuklamak gibi mühendislik projeleri devreye sokuldu. Bu projeler tutsaydı iş bitmişti, FETÖ’nün Türkiye’yi işgal hareketi kolayca hedefine ulaşacaktı. Zaten devletin bütün kurumları, kırk yılı aşkındır, FETÖ tarafından tüm siyasi partilere, buna AK Parti de dahil olmak üzere sızmak suretiyle işgal edilmişti. Artık zamanı geldi, diyordu FETÖ kafir alçağı. Başta Amerika ve Batı emperyalistleri olmak üzere 15 Temmuz işgal hareketi başlatılmıştı. Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın "Aziz milletim bu çapulculara vatanımızı teslim etmeyeceğiz, meydanlarda buluşuyoruz" sözü işi bitirdi. Abdestini alıp bayrağını bağrına basanlar, kefenini giymişçesine meydanlara indi. Altı yedi saat içinde 250 şehit verdik. Dünya ayağa kalkmıştı, dost ve kardeş ülkeler üzgün, dünya mazlumları dua ediyorlar, zafer haberleri bekliyorlardı Allah'ın yardımı ve top yekûn milletimizin direnişi ile püskürtüldü, tepelerine indirilen balyozla tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar. Bütün bu badirelerin ülkemize maliyet çok ağır oldu. Toplamda kaybımız en az 500 milyar doları buldu. Sadece Gezi'nin maliyeti 100 milyar dolardı. Turizm, yabancı yatırımcı girişi, ihracat, faiz artışı, döviz istikrarsızlığı, terörist eylemlerinin pompalanması gibi binlerce olumsuzluklarla karşı karşıya kaldık. Bütün bu olumsuzluklara rağmen devletimiz dimdik ayakta kalarak, yatırımlarını sürdürdü. Beş adet sismik ve petrol arama gemilerimizi, ilk savaş gemimizi, okyanusta Afrika’ya enerji üreten 12 adet gemilerimizi, deniz altılarımızı, insansız deniz altı robotlarımızı ürettik. Ordumuzun konvansiyonel silah ve mühimmatlarımızın tamamını, üç tip insansız silahlı ve silahsız hava araçlarını ürettik. Can Azerbaycan'da bunların başarısına şahit olduk. 2021' in sonunda %80 yerli hızlı trenimizi raylara indireceğiz. (Devamı haftaya)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.