Rektör Şahin Üniversite’mizde kutsal nöbete girdi

Yıllar yılları kovalarken Selçuk Üniversite’mizin kuruluşunun üzerinden 40 yıldan fazla zaman geçiverdi. Bu bilim yuvası kabuğuna sığmadı ve bölünüp iki dev üniversite haline geldi. Selçuk Üniversitesi; ülkemiz üniversiteleri arasında sıralamada ön sıralarda yerini alırken, dünya üniversiteleri sıralamalarında da keza ön sıralarda yerini almakla, ülkemizin gurur kaynağı oldu. Üniversitemizin kırkıncı kuruluş yılı kutlamaları içinde yapılan çalışmalar içinde, kurucular arasında ismimizin geçmesinden de bizler onur duyduk. Yaptığımız çalışmaların gelecek nesillere yatırım olmasını görmekten bahtiyar olurken, bu ilim yuvasının kültür ve medeniyete açılan kapılarından geçen evlatlarımızın, ülkesine ve milletine hayırlı insanlar olmasının, ebediyete uzanan parlak bir yol olduğu inancı var içimizde 1970’li yıllardı çirkin siyaset demokrasimizi disipline edemiyor, ülke genelindeki üniversitelerde anarşi ve terör mal can güvenliğimizi tehlikenin doruğa çıkarmış bulunuyordu. Bu ahval üzereydi ki; iller bünyelerindeki üniversiteleri başlarından atma konumunda iken, tarihten gelen kültür ve medeniyet tutkunu Konya, bir üniversiteye kavuşma çabası içindeydi. Ben illerin küçük büyük millet meclisi sayılan İl Genel Meclisi İdare Md. ve Vilayet Basın Müşaviri idim. Zamanın valisi ile fiilen harekete geçip, Konyalı Parlamenterlere bir kanun teklifi yaptırıp, Konya Selçuk Üniversitesi kurulması için ilk adımını attık. Konya Selçuk Üniversitesi ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi birlikte yasalaşıp kuruldu. Konya halkı Rektörün evinin kirasından, kuruluş aşamasındaki üniversitenin bina ve tesislerinin tahsisine laboratuarlarının donanımına değin her şeyi, Konya halkının destek ve yardımı ile sağladık. Ne var ki üniversitemizin kuruluş kanununa bütçe fasıl maddesi açılmadığından devlet desteği alamıyordu. Yine zamanın Valisi ile Ankara’ya gidip ek bir kanun teklifi ile Selçuk ve Cumhuriyet Üniversiteleri kuruluş kanunlarına Bütçe Fasıl Maddesi açtırıp, devlet desteği alınmasını sağladık. Ne garip bir tecellidir ki Selçuk Üniversitesi ile birlikte destek verdiğimiz Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinden torunum M.Hanefi mezun olup tıp doktoru oldu ve şu anda görevde asistan… Şimdilerde Selçuk Üniversitesi Rektörlük Makamına getirilen değerli Konya kırsalının çocuğu Prof. Dr. Mustafa Şahin bizimle aynı acı kaderi paylaşırken, çevre illerin Tıp Fakültesinde okuyan kendi evladını yatay geçişle Selçuk Üniversitesi alamamış, bizlerde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinden torunumu keza yeterli puanımıza rağmenm Mahkeme kararı olmasına karşın karar uygulanmamış, ana kucağı baba ocağı yanındaki Tıp Fakültesine alamama acısını yaşamış bulunuyoruz. İkinci torunum H.Suay Aytekin de keza Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıfta tıp tahsili görmektedir. Üniversitemiz yüz binleri yetiştirirken yararlananların duaları yüce ALLAH’ın katına ulaşmaktadır. Rektör Prof. Dr. Mustafa şahin bulunduğu makama yolunu tırnakları ile kazıya kazıya gelmiş, uzmanlığını akademik kariyerini sıra sıra alırken her kademenin hakkını vermiş ve bilhassa obezite ile savaşın en büyük komutanı olmuş benim oğlum Güray’ı 140 kilodan, 90 kiloya, yaptığı cerrahi mücadele ile indirmiş ve bizi sonsuz bir mutluluğa erdirmiştir. Ünlü bir hekim ve cerrah olmadan dekan olmamış, dekan olmadan da rektör olmamış, kademe ve kariyerlerinin hakkını vere vere kutsal görev rektörlük makamına gelmiştir. Selçuk Üniversitesi kuruluş aşaması serüvenleri bu sütunlara sığmaz. Saygın Tıp Adamı Prof. Dr. Abdurahman Kutlu Hocamızın Rektörlüğünde kampüse su getirilme çalışmalarına verdiğim öngörü ki  kampüsün sağlıklı suya kavuşması ve bölgenin yeşil bir vaha olmasının özünde acizane benim ve değerli Konya-Akören çocuğu Prof. Dr. Abdurahman Kutlu Hocamızın yüce gayretleri ebediyen unutulmayacaktır. Mümtaz Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Şahin’e yürek dolusu sevgi ve başarı dileklerimizi sunar, vazifeyi asliyeden değil, vazifeyi aladan hizmet vermesine yüce Rabbimizin yardımcı olmasını dileriz.