Otopark

Ülkemizin ilinde, ilçesinde, beldesinde, turistik köylerinde ve hatta bazı Anadolu köylerinde Türk insanı artık “otopark sorunu” ile her gün beraber. Arabalı hayatında, kurallardan hoşlanmayan, işinin olduğu yerin hemen yanına arabasını durdurmaya alışmış vatandaşım, şehirleri geçin, ufak beldelerde bile otopark bulamayınca şaşkına dönmüş. Kırsal bölgelerdeki, istediği yere arabayı koyma alışkanlığı artık mazide kalmış. Oysa otopark sorunuyla, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler en az 50 yıldır uğraşıyorlar. Her ülke kendine göre çözümler üretmeye gayret ediyor. Ülkemizdeki otomobil sayısı son yıllarda olağanüstü çoğaldı. Türkiye’de bu aylardaki kayıtlı otomobil sayısı yuvarlak olarak 20 milyon adet. Bu zaman içinde daha da artacaktır. 80 milyonluk Türkiye’de 4 kişiye bir otomobil düşmektedir. Oysa Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde 2 kişiye bir otomobil düşmektedir. Bu demektir ki, bizim otomobil sayımız, önümüzdeki yıllarda bugünkünün 2 katına çıkacaktır. Bu da demektir ki, otopark sorunumuz bugünkünün 2 katı daha kötü olacaktır. İl ve ilçelerimizde toplu taşıma araçları yetersiz olduğu için, insanlarımız, şöyle veya böyle edinebilmiş otomobiliyle masraflı olmasına rağmen, tek başına işine gidiyor. Dikkat edilirse otomobillerin içinde hep sadece sürücü görünüyor. Örnek olarak verecek olursak, Ankara’daki otomobil sayısı 1,5 milyona yakın, buna karşılık kapalı, açık ve yolboyu otopark sayısı, yanılmıyorsam 35 bin civarında. Buyrun, sürücü kaldırımları neden yürünemez hale getiriyor ve neden Kızılay’a otomobille gitmek konu olunca, otopark bulamamak sebebiyle yüreğinizi bir sıkıntı kaplıyor? Ankara’nın tanınmış, planlı kurulmuş (1935), eski ve mutena semti Bahçelievler bu otopark sıkıntısı yüzünden, üstün niteliklerine rağmen değer kaybetmektedir. Belediye, verdiği her ruhsattan, semt otoparkı yapacağım diyerek otopark parası almış, sonra da otopark falan yapmamış. İşin bilimsel yönüne bakarsak durum şudur: Olay bir planlama meselesidir. Bu planlamanın aşamaları şöyledir: 1- Memleket planlaması. 2- Bölge planlaması. 3- Şehir planlaması. 4- Nazım plan. 5- İmar planı. 6- Parselasyonlu imar uygulama planı (1/1000 ölçekli). Bu son maddedeki imar uygulama planında, yerleşim yerinin insan yoğunluğu (hektar başına kaç kişi), binaların kat adedi, yapı nizamı, yeterli otopark yeri, okul ve kamu yapılarının yeri, yeşil alanlar, sosyal ve ticari yapıların yeri belirtilmiştir. Uygulamayı belediyeler, imar yönetmelikleri ile yürütürler. Buradan anlaşılıyor ki, bugün çektiğimiz otopark bunalımlarının ana sorumluları belediyelerimizdir. Dünyada en fazla kaldırım bozup, yeniden yapan belediyeler Türk belediyeleridir. Bunu herkes biliyor. Yine herkes bilmeli ki, 41 yıldan beri yaşadığım, Başşehir Ankara’nın birçok mahallesinin kaldırımları ilkel ve bozuk. Yani, otopark sorunu yalnız değil. Saygılarımla.