Konya
°C
Yeni Meram
22.05.2015 02:09

‘Önemli olan, gülü dikeniyle sevebilmektir!..’

‘Önemli olan, gülü dikeniyle sevebilmektir!..’ - Erol Sunat - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.05.2015 02:09
0
4941
ABONE OL
Kolaycılık, kolaya kaçmak, zahmetsiz bir şeylere nail olmak, neredeyse herkesin bayıldığı, ve arzu ettiği bir şeydir. Zorluğa göğüs germe, sabır, tahammül, hoşgörü gibi hasletleri zayıf olanlar için kendisine en zararsız bir biçimde sunulan itibar görür. Sevmek denen algı, algının genleriyle oynayanlar tarafından yerlebir edilmiş durumda. Sevmek gibi deruni bir kavramı, sıradanlaştıran, beğenme, hoşlanma, ilgi duyma, hercai gönülle yaklaşma gibi sevmenin kenarından bile geçmeyen tariflere kul-köle eden çarpıklık ne yazık ki hemen her yerde karşımızda. Dün el pençe-divan karşısında durulanların, yanına aracılar konarak gidilenlerin, sevgi sözcüklerini yağdanlığa ve yalakalığa dökmekte  hiç bir sakınca görmeyenlerin, sevdiklerini söyledikleri gülün, dikeni ellerine battığında, bu yaygaralarını, bu bağırmalarını, bu suçlamalarını anlayabilen var mı? Dikenli bir gülü... Dertli bir dostu... Seviyorum, benim kabulüm diyen bir Allah'ın kulunu gösterin bana! Günümüz siyasette, ticarette, alışverişte, güven ve itimat meselelerinde, vefa ve ahde vefa da en zor ve en çetin imtihanların yapıldığı ve insanların sınandığı bir zaman dilimi. Yollarımız üzerinde karpuz kabukları, muz kabukları serili. Kayıpta düşmemek için dengeli yürümek, dengeli düşünmek ve dengeli söz sarfetmek durumundasınız! Doğru olmanız, doğrucu Davutluk yapmanız çözüm değil! Dost denilen kavram her ne yanlış yaparsam yapayım, yanımda ol, destek ol, beni savun, benimle yürü, değilse sende karşıma aldıklarımdan olursun anlamında bir kavram olmuş vaziyette. Şirazesinden çıkmış bir dostluğun sevgiyle, saygıyla bir işi olabileceğini aklınız kesiyor mu? Yol değiştirenler, kulvar değiştirenler, söylem değiştirenler her zaman olacak! Buna neden hayret ediliyor ki? 'Dün dündür, bugün bugündür' sözünden hiç hazzetmem diyenlerin dahi, yıllar sonra dudaklarından aynı cümlenin döküldüğüne kaç kere şahit olduk, bilmez misiniz? Yatağına kırgın derelere, çaylara, nehirlere hiç mi rastlamadınız? Hiç mi hak vermediniz? Dostunuz neden bu durumlara düştü diye sormak varken, bu hücumlar, bu saldırılar, bu çirkinlikler neden? Düşmez kalkmaz bir Allah denmiştir. Bugün Şahin gibi, Kartal gibi avının üzerinde dönenler, yarın av olduklarında, kaderin cilvesi mi denecek? Etme bulma dünyası mı? Beşer şaşar, dostlarımızda insandır, şaşar da, hata da yapar, yanlışta söyler, yanlış adım da atar, yanlış bir mecraya doğru da yürür gider. Dostlar bir yanlışta, defterden silinip atılıverecek insanlar mıdır? Bir zamanlar, dost görünenlerin, dostluk dairesinin dışında durmaya dünden razı olanların hatta can atanların, anlata anlata bitiremedikleri insanları, koro halinde yerden yere vurmaları elbette dostluk filan değil. Çünkü, onlar, üç gün sonra, bir başkasının kapısına da aynı methiyelerle sıralanacak ve saf tutacaklar. Ne yazıktır ki, gerçek dostun ne olduğunu unutanlar, bu sözde dostları, dost diye kabullenmektediler. İçten pazarlıklı, menfaati sürdüğü sürece yüze gülen, işin rengine göre mecra değiştiren insanların dost sanıldığı bir alemde yaşıyoruz. Sözde dostumuz çok, ancak bir tane bile dostumuz yok! Ben dostuma, her zaman, her halükârda değer veririm diye, dost lafını dilinden düşürmeyenlere bugünlerde bir soru sormak lazım. Dostunuza sahip mi, çıkmak istiyorsunuz, yoksa dostunuzdan bir şekilde kurtulmak mı? Hz. Pir'in bu alemdeki tek dostu Şems-i Tebrizi, bu konuda bakın ne diyor; 'Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan, gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.'
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.