Konya
°C
Yeni Meram

ÖLENE SAYGIYI UNUTTUK MU?

ÖLENE SAYGIYI UNUTTUK MU?-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
16.02.2018 00:15
15.02.2018 16:16
0
2523
ABONE OL
Kadıncağızın evli kızı, anasına, aman anam diyor, hastasın, yaşın yetmişin üzerinde, Allah geçinden versin lakin, ne olur ne olmaz, ölür kalırsın, evin temiz olsun, temiz dursun, arada azar azar sağı-solu, köşeyi-bucağı toparlayıver! Bizleri böyle konuşmaya iten sebep ne? Laf mı? Dedikodu mu? Ani bir ölümün ardından konu-komşunun, dost bildiklerimizin ne söylediği mi? Maalesef! Çünkü konuşuyoruz! Neler mi diyoruz? Olmaz olsun böyle evlat, anasının evini pislik götürüyor, madem kendin yapamadın, insan tutar birini temizletir kadıncağızın evinin her tarafını! Kadın öldüğünde de… İşte öldü gitti kadın! Paran-pulun batsın! Yok, kardeş, Allah insana evladın da hayırlısını versin! Zaten kaç aydır gelip-gitmiyordu diyorlar! Kocası olacak salmıyormuş! Yok valla, damadı tanırım, karımın anası benim de anam, sormasına gerek mi var dediydi, yok kardeş bu kızdan kaynaklı değil! Yemin olsun, kaynanası olacaktan bu işler! Oldum olası sevemedi kızın anasını, anasına her geldiğinde olay çıkarıyormuş, kıskançlığından. Ne oldu? Gitti kadın! Bak!... Bak!...Utanmaza bak, gelmiş birde yalandan ağlıyor, terbiyesiz! Güngörmüş, yol yordam bilen, halden ahvalden anlayan birileri, “kendinize gelin, merhumun, merhumenin ardından bir “Fatiha” okuyun!” dese… Birçoğumuz, içimizden ne diyeceğiz biliyor musunuz? Fatiha’da okuruz, geride kalanların canına da… Çünkü; Geride kalanların canına okuma faslının derinliklerinde geçmeyen sızılar, unutulmayan iğnelemeler, incinmeler, kırılmalar, kırgınlıklar, küslükler, gönül koymalar, hatır yıkmalar saymakla bitecek gibi değil… Ölenin ardından iyi konuşmak bizlerin güzel ve takdir edilen teamüllerinden biri olsa da, sadece dilimizde olan, fiiliyata geçiremediğimiz bir konuşma olarak, her cenaze de yalnız kalır! Ancak, bizi bir şekilde konuşmaktan, laf çarpmaktan, ileriye gitmekten, hızımızı kesmeden herkesin anlayacağını örneklemeler vermekten, imalı anlatımlardan kimse alıkoyamaz. Ölenin ardından, onun hakkında edep ve adap dairesi üzere konuşulacak o kadar güzel sözler, o kadar duygu yüklü paylaşılan hatıralar varken, Allah rahmet eylesin diyen, radyo, yada televizyon kanalı değiştirir, birden başlar yalan dünyanın hikayelerine… Ticaretten başlanır siyasetten devam edilir gidilir. Yer neresi? Önce Mezarlık, sonra taziyeye gelinen ev… Konuşulanların rahmetliyle ilgisi birkaç cümleyi geçmez! Allah’tan, amin diyene icabet ederler! Toplumumuzun devası neredeyse olmayan bir hastalığı haline gelen kınamak ve eleştirmek illetinden Rabbim hepimizi kurtarsın! İnsanların iyiliğine konuşacağımız kelime ve cümleleri, geçtim yaşayanlardan, vefat edenlerden dahi esirgeyeceğiz neredeyse! Sevdiğimiz bir insanı, dostumuzu, komşumuzu, saygı duyduğumuzu hayattayken, yaşarken takdir etmeyi, hakkında güzel şeyleri söylemeyi sözüm ona hep aklımızdan geçirdiğimizi, bir türlü söyleyemedim dediklerimizi, o insanları kaybettikten sonra dile getiren vefasızlarız hepimiz! Neden insanları hoş göremediğimizi, neden güzel şeyler konuşamadığımızı, neden insan gönüllerini alamadığımızı hiç düşündünüz mü? Dilimiz kaş yaparken göz çıkarıyor! İnsanın anası ölüp gidecek, alem ne der, el alem ne der derdindeyiz! Anam, babam ölüp gittikten sonra, konuşanların kem sözleri, kendilerine aittir diyemiyoruz! Alem ve el alem teselli konusunda, acıları paylaşmada başı çekeceğine, dedikoduları, dedikodu yapanları sahipleniyorsa, çekiver kuyruğunu gitsin de diyemiyoruz! Böyle akrabalık, böyle hısımlık, böyle komşuluk, böyle dostluk, böyle arkadaşlık olur mu? Oluyor! Taziyeye gelenler neler mi konuşuyorlar; Dünyanın en çiğ, en sevimsiz, en insani olmayan hatta hiç konuşulmaması gereken sözleri ve cümleleridir konuşulanlar. Onları can kulağı ile dinleyen, tasdik eden insan sayısı da üzülerek söyleyelim ki, azımsanmayacak kadar çok! Birisi de, çıkıp demez ki, siz buraya taziyeye gelmediniz mi? Hayır konuşun, hayır dileyin, hayırla yad edin merhumu yada merhumeyi! Size ne, ölenin evinden, evinin düzeninden, sedirinden, yastığından, koltuğundan, şekerinden, gül suyundan! Size ne, akrabasının az ya da çok ağlamasından, erken geleninden, geç geleninden, cenazeye katılanından, katılmayanından! Sevgili okurlar! Yalan dünya hoştur amma, akıbeti mevt olmasa denmiş. Ölüm gelmiş cihane baş ağrısı bahane denmiş. Ölümden kaçış yok denmiş. Denmiş amma, kem sözler edenin, taziyelerde demediğini bırakmayanlar, bu dünyadan ayrıldıklarında kim bilir arkalarından neler deneceğini, söyleneceğini hiç mi düşünmezler? İnanın düşünmüyorlar, keşke düşünselerdi, düşünülseydi!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.