Konya
°C
Yeni Meram

"Okuttu Öğretti Büyüttü Anam."

"Okuttu Öğretti Büyüttü Anam." - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
16.05.2017 10:29
0
3894
ABONE OL
  " Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti anam. Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü anam. Veysel der kopar mı analar bağı Analar doğurmuş ağayı beyi İşte budur sözlerimin gerçeği Okuttu öğretti büyüttü anam.” (Aşık Veysel) *** ■ Annenin duası, en çabuk kabul olan dualardandır. Zira o, babadan daha şefkatlidir. Merhametlinin duası boşa gitmez. ■ Cennet anaların ayakları altındadır. (Hadis) .... Her anne bir güldür, her anne, aynı zamanda doğurgandır, anadır. Anne artık sözcük değildir ve “ana “ olarak bir kavramdır. Rochefaucauld’un özdeyişini anımsayalım “Kadın şefkat ve güzelliğin, erkek doğrunun ve hakkın simgesi olursa, o evde mutluluk olur.„ Kadın anne, anne de kadındır. İki sözcüğü birbirinden soyutlamak olanaklı değildir. Anne gibi yar olmaz. Onları bir değil, bin gün yazsak yine tam ifade edemeyiz. Anneler de insandır, acısını içine atar, çocuklarına belli etmez; çocukları acırsa dövünür durur. ■ Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele, her zaman yepyenidir. (Tolstoy) Anne sevgisini bu kez kıssadan hisse kimi öykülerle aktarmaya çalışacağız; ■ Delikanlının biri, katı yürekli bir kızı sevdi ve onunla evlenmek istedi. Ancak kız, korkunç bir koşul öne sürdü; - Senin sevgini ölçmek istiyorum. Bunun için de köpeğime yedirmek üzere bana annenin kalbini getireceksin. Delikanlı, tüyler ürperten bu öneri karşısında ne yapacağını şaşırdı ve uzun duraklamadan sonra duygularına yenilip annesini öldürmeye karar verdi. Annesi, belki de durumu fark ettiği için oğluna fazla direnmedi. Delikanlı annesini öldürerek kalbini bir mendile koydu ve evleneceği kızın isteğini yerine getirmiş olmanın heyecanıyla yolda koşarken, ayağı bir taşa takıldı. Kendisi bir tarafa, mendil içindeki kalp bir tarafa fırladı. Canı acıdığından dudaklarından iki sözcük döküldü; -Ah anacığım! Annesinin tozlara bulanan ve hâlâ soğumamış kalbinden bir ses yükseldi: - Canım yavrum, bir yerin acıdı mı? .... ■ Kadın olsun, kitap olsun, cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır. (Cenap Şahabettin) ... Bir Müslüman Hz. Peygamberimize sordu; “Ya Resulallah! En çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim? Hz. Peygamber buyurdu; "Annene." "Sonra kime?" Peygamber: 'Annene.'" "Sonra kime?" Peygamber: "Annene" Adam, dördüncü kez, sonra kime? diye sorunca, Peygamber, 'Babana' dedi ve ekledi: “Bir kimsenin anne ve babası ya da onlardan biri yanında ihtiyarlar da, o evlat onlara yapacağı hizmet sayesinde cennete giremezse burnu yerlerde sürünsün.” ... Bir, sahabe  Hz. Peygamber'e sorar;    “ Bir annem var, sırtımı binek yapıyorum ve yüzümü ondan ayırmıyorum, kazancımı ona harcıyorum. Acaba Hakkını ödemiş olur muyum?'” Hz. Peygamber buyurur ki;    “ Ödeyemezsin, çünkü o senin yaşamanı istediği için sana bakardı. Sen hizmet ediyorsun, fakat ölümüne talipsin!” ... ■ Kadın, bilmeyene ' nefs ', bilene ' nefes'tir. (Şemsi Tebrizi) ... Necip Fazıl annesine sesleniyor; “Son günüm yaklaştı görünesiye, Kalmadı bir adım yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.” ... Evin sevimli  iki yaramaz sabahleyin   annelerinin yanına koşarak dediler ki;    -Bugün anneleri günü, senin günün, kahvaltıyı biz hazırlayacağız ! Anne mutluluktan kendi kendine konuştu;    -Benim için ne güzel bir sabah,  kahvaltım da ayağıma gelecek. Sonra uyumaya devam etti. Uyandığında, aradan 10 dakika, 20 dakika geçti, gelen giden yok.Kalkıp mutfağa yöneldi,  baktı ki,   küçükler sofrayı kurmuş kahvaltı ediyorlar. Annelerini görünce de bir ağızdan bağırdılar; -  Anneler Günü diye biz kendi kahvaltımızı kendimiz hazırladık! ... Sahabelerden biri, Hz. Peygamber'e  sorar; 'Ey Allah'ın Resulü! Bir annem var, sırtımı ona binek yapıyorum ve yüzümü ondan ayırmıyorum, kazancımı ona harcıyorum. Hakkını ödemiş olur muyum? Peygamberimiz: yanıt verir; 'Ödeyemezsin, çünkü o senin yaşamanı istediği için sana bakardı. Sen hizmet ediyorsun, fakat ölümüne talipsin' diye... Ebeveynin, çocuklarının üzerine titremesi, insanoğlunun fıtratında mevcuttur. Yeşil bir filizin büyüyüp nebat haline gelinceye kadar tohumundaki bütün gıdaları emerek onu fosilleştirdiği, civcivin vücut buluncaya dek yumurtadaki tüm maddeleri tüketip sadece kabuğunu bıraktığı gibi, evlat da, ana-babasının himmet ve şefkat enerjisinden, onlar p”r-i fani oluncaya ve hatta ölünceye kadar istifade eder. Çünkü kainatta her şey, neslinin devam etmesi uğruna, 'tek ben öleyim de neslim devam etsin' dercesine, gerekirse bu yolda canından olanlara ve olacaklara hiç tereddüt etmeden canını da verir. Onun için ebeveynin hakkı büyüktür, ağırdır ve de ödenmesi zordur. Yine bir gün İslam'ın muazzez Peygamberine biri: 'Ya Resulallah! En çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?' diye sordu. Peygamber: 'Annene.' Sonra kime? Peygamber: 'Annene.' Sonra kime? Peygamber: 'Annene' buyurdu. Adam, dördüncü kez, sonra kime? diye sorunca, Peygamber: 'Babana' dedi ve ekledi: 'Bir kimsenin anne ve babası veya onlardan biri yanında ihtiyarlar da, o evlat onlara yapacağı hizmet sayesinde cennete giremezse burnu yerlerde sürünsün.' Bu kahredici kelam, ana-baba rızasından mahrum bahtsız mahrumların dünya ve ukbadaki mahrumiyetlerini herhalde açıkça anlatsa gerek... Ya Mevla'mızın fermanı: 'Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 'öf!' bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.’ Ağlarsa anam ağlar Gayrı yalan ağlar
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.