Konya
°C
Yeni Meram

ÖĞRETMENİN ÇİLESİ; ÖZÜR GRUBU TAYİN SENDROMU!

ÖĞRETMENİN ÇİLESİ; ÖZÜR GRUBU TAYİN SENDROMU!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
17.07.2018 10:22
0
9701
ABONE OL
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Milli Eğitim Bakanı olan, Prof. Dr. Ziya Selçuk, Milli Eğitimin içinden gelen biri. Bizler gibi eski eğitimciler, yöneticilerde dahil olmak üzere bütün camia, öğretmenlik mesleğinin yeniden yücelmesini, toparlanmasını, kendine gelmesini bekliyor. Bakanlığın en büyük şansı, Bakan’ın camiayı çok iyi tanıyan ve bilen biri olması. Öğretmenin yücelmesi, yüceltilmesi dert ve sıkıntılarının en kısa zamanda çözülmesi, okullarımızda ve kurumlarımızda bahar çiçekleri açtıracak! Yeni Bakanın, eski Talim Terbiye Başkanı olması, milli eğitimin birçok problemine, kördüğümlere dönüşen meselelerine, neşter vurabileceği umudunun yeşermesine sebep oldu. Sayın Bakan hakkında, o kadar çok olumlu görüş ve memnuniyet ifadeleri var ki, bu durum öğretmenlerimizi ve özellikle sözleşmeli öğretmen kardeşlerimizin yüreklerine sular serpmeye başladı. Öğretmenlik mesleğinin en mağdurları ne yazık ki, sözleşmeli öğretmenler. Sözleşmeli öğretmenlerin, “ özür grubuna bağlı tayin” talepleri, haklılıklarını gösteren belgelere ve raporlara rağmen yapılamıyor. Bir dönem, dönemin Milli Eğitim Bakanı, öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetti! Bir başka dönem, dönemin Milli Eğitim Bakanı tarafından öğretmenleri derinden yaralayan, “sözleşmeli öğretmen ya eşini, ya işini tercih edecek” söylemi sözleşmeli öğretmenleri tamamen yalnızlığa ve çaresizliğe itti! Ayrıca, bu türden sıkıntıları bakanlığa ileten sözleşmeli öğretmenlere, “sırada bekleyen çok kişi var, isterseniz istifa edebilirsiniz” de denmişti. Öğretmenler için yeni bir umut ışığının doğmuş olması, bu yüzden… Bakanlık bugüne kadar, sözleşmeli öğretmenlerle ilgili bu konuyu masaya yatırmadı. Ancak sözleşmeli öğretmenlerin mesleklerine duymuş olduğu aşkı, coşkuyu ve heyecanı sorgulamalarına neden oldu! Şu ana kadar da, bu sorgulamadan haberi yokmuş gibi davranıyor! Ta ki, sayın Selçuk Bakanlığın başına getirilinceye kadar! ***** Sayın Bakan; Özür grubu tayin sendromu mahvetti, perişan etti, eşleri ve meslekleri arasında bir tercihe zorlayan hallere düşürdü, sözleşmeli öğretmenleri! Heveslerini kırdı! Heyecanlarını öldürdü! Bakanlığın arkalarında sıradağlar gibi durduğunu hissedemedi, öğretmen! Yanlışı düzeltilmeyen, düzeltilme konusunda adım atılmayan mevzuatlar, hayata küstürdü, Bakanlığa olan güveni zedeledi! Oysa, sözleşmeli öğretmen olarak, gidilmedik il, ilçe, kasaba, köy bırakmadı bu gençler. İçlerinde rahatsızlananlar oldu, kendilerinden, eşlerinden, çocuklarından bulundukları yerde tedavi imkanı mümkün olmayanlar, olamayanlar oldu! Aldıkları raporların, bu ilde tedavisi mümkün değildir şeklinde verilen belgelerin, Bakanlığın çıkardığı mevzuat nezdinde hiçbir geçerliliği yoktu! Sözleşmeli öğretmen başta olmak üzere, eşi ve çocukları, görevleri süresince tedavisi imkansız hastalıklara yakalanamaz der gibi trajikomik bir manzara yıllardan beri sözleşmeli öğretmenlerin üzerinde kara bir bulut misali dolaşıyor. Hastalık insanın elinde olan bir şey mi? Mevzuat adeta, ben o işe karışmam, o işten anlamam, ne sen, ne de eşin ve çocukların, görevi sekteye uğratacak hastalıklardan uzak duracaksınız, anlaşıldı mı, der gibi! ***** Doğu Anadolu’da bir ilimizde görev yapan, sözleşmeli bir kardeşimizin eşi İstanbul’da öğretmen ve kanser hastası. Kanser olan eşinin yanına, “ özür grubuna bağlı tayin” isteği kabul edilmiyor. Bulunduğu İl’de kanser olan eşinin tedavisini yaptırması mümkün değil. Bu ilde tedavisi yapılamaz diye elinde raporu da var. Kamu Denetçiliği Kurumu, sözleşmeli öğretmenin kanser olan eşinin yanına yani İstanbul’a atanması kararını verse de, Milli Eğitim Bakanlığı sözleşmeli öğretmenin sağlık özrüne bağlı yer değiştirmesinin mümkün olmadığını açıklıyor. Basına da intikal eden, alınan resmi belgelerin, hiç bir öneminin ve geçerliğinin olmadığı bu durumda, çaresiz bekleyen sözleşmeli öğretmenlerin sayısı bilinmiyor. Ne yapsın öğretmen? Bir başka kardeşimiz, Doğu Anadolu’da bir ilin bir ilçesinde… Rahatsızlığını, mazeretini, bulunduğu ilçede, o ilçenin bağlı olduğu ilde çözebilecek ne doktor, ne hastane var. Sözleşmeli öğretmenin elinde raporlar, tutanaklar bir dosya oluşturmuş vaziyette. Ancak mevzuat, geçerli mazeretlerin ve bulunduğu yerde tedavisi mümkün olmayan hastalıkların çok üzerinde! “Ne belgen varsa var, bin kere de haklı olsan, gelme bana!” der gibi… Başarı beklenen, eğitimdeki kalite çıtasının yükseltmesi için cesaretlendirilen, sırtı sıvazlanan öğretmene, özlük haklarına sıra geldiğinde, iyisin, hoşsun, yerden göğe kadar haklısın, lakin mevzuat müsaade etmiyor denmesini anlamak ve yorumlamak oldukça güç! Kadrolu öğretmenlerle, aralarında uçurumlar var bu arkadaşların. Onları sıralamaya kalksak sütunumuz yetmez. Atandığı gün sevinç gözyaşları döken, bugün çaresizlikten, mevzuatın kapıları yüzlerine kapatmasından, başvuru kapısında umutsuzca bekletilmekten, hüzün, elem ve keder gözyaşlarına boğulanlar işte bu sözleşmeli öğretmen kardeşlerimiz! Sözleşmeli öğretmenlerin mağduriyetlerini gideremeyen bu mevzuatın değişmesi ve öğretmen kardeşlerimizin yüzlerinin güldürülmesi, dilerim, bu mesleğin içinden gelen, Sayın Selçuk’a nasip olur.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.