Konya
°C
Yeni Meram

“ÖFKE RÜZGÂR GİBİDİR!”

“ÖFKE RÜZGÂR GİBİDİR!”-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
01.02.2019 00:27
31.01.2019 16:28
0
4786
ABONE OL
Sakin olmayı, sessiz kalmayı, olayları kızmadan, köpürmeden halletmeyi, eskilerin tabiriyle usulet ve suhuletle davranmayı bir türlü başaramıyoruz. Yağmurdan nem kapar hallerimiz meşhur. Alınganlıkta sınır tanımayan, vara-yoğa alınan hallerimiz sinirlenmeye, günün her saatinde kızmaya gerili bir yay misali hazır bekler. Biz neden böyleyiz? Neden bu öfkeli halimizin önüne geçemiyoruz? Sakinliğimizi ve sükunetimizi neden muhafaza edemiyoruz? Her şeye takılmak, her şeye kızmak, sinirlenmek, öfkelenmek zorunda mıyız? Bu sorular cevapsız sorular. Güzellikle söylemek varken, azarlamayı, bağırmayı, bir bardak suda fırtınalar koparmayı, aklımız sıra hıncımızı almayı marifet saymamızın önüne kimseler geçemiyor! Hele muhatabımız itiraz eder gibi konuşmuşsa, Sesini yükseltmişse, Savunmaya geçmişse! Ne kadar alttan alırsa alsın, Öfkemizden, Bağırıp çağırmamızdan, Hakaretlerimizden, Küfürle karışık hiddetimizden nasibini alır! Çoğu kez, sinirlenmek için önemli bir sebebe ihtiyacımız yoktur. Öfke limitimiz doluncaya kadar, hırsımızı birilerinden alıncaya kadar, aklımız başına gelip de, pişmanlık duyuncaya kadar, bu hoş olmayan davranış biçimimiz sürer gider. Öfkesi hiç dinmeyenler, Araya kim girerse girsin teskin olmayanlar, Öfke anında yapmadıklarını bırakmayanlar, Neleri yıktıklarını, Öfkeleri dindiğinde görebilmişlerdir.   ***** Rüzgar gibi olan öfke, fırtınaya dönüştüğünde, öfkesine hakim olamayan, gözü dönmüş insanın kırıp dökmeyeceği hane, paramparça etmeyeceği hayatlar yoktur. Öfke kontrol edilmeli, öfke yenilmeli, öfkenin önüne geçilmelidir. Sudan sebeplerden maraza çıkaranlar, Her şeye kızan, köpüren, Kendini bu şekilde kabul ettirmeye çalışan şımarık tabiatlılar, Olduğundan fazla görünme heveslileri, Halkımızın sonradan görme diye tarif ettiği insanlar, Keşke en büyük erdemin, “öfkesini yenmek” olduğunu bilselerdi! Kızan insana, deli-dolu bağıran insana, özellikle söven, küfreden insana hayranlıkla bakılan ve bu hareketlerin hoş görüldüğü, desteklendiği dönemleri yaşıyoruz. İyi niyetin, hoş görünün, gönül alan sözlerin, barıştırma teşebbüslerinin, öfkeli insanları daha da öfkelendirdiği, Sen de kimsin? Beni barıştırmak sana mı kaldı? Barışmak istemiyorum, inadına yapıyorum, başlatma iyi niyetinden! Diye saçma-sapan konuştuğu, insanların üzerine hücum ettiği bir dünyada, kırılan, savrulan, umudunu yitirmiş o kadar çok hayat var ki. Haddini bilmeyen bu insanlar, ne dur demekten, ne yeter artık demekten,  ne de yetti artık demekten anlıyorlar! Haksızlığı ayan-beyan ortada olan, bu öfke sarhoşu insanların yaptıkları yanlarına kâr kaldığı gibi, mağdur olan insanları, Kusuruna bakma, Olur böyle şeyler, Bugün havasında değil, Aslında altın gibi kalbi vardır, Diyerek mazur göstermeye çalışanlara ne demeli? Ancak; Dün bu insanların davranışlarından hoşlananlar, onlara destek olanlar bugün onların önüne geçememekten dolayı şikayet ediyorlar. Öfkesinin şiddetiyle esip-gürleyen, çevresini kırıp-geçiren, kırmadık kalp bırakmayan bir insan, öfkesi dindiğinde özür dilese, bana hakkınızı helal edin diye ağlasa, yalvarsa ne olacak? Öfkesini yenemeyen, öfkesini kontrol altında tutamayan insanlar yalnız insanlardır. Yalnız kalmaya mahkumdurlar! Atalarımız öfkeyle kalkan ziyanla oturur derken, kastedilen ziyan kişinin kendi kendini ziyan etmesiyle başlayan bir yolun başlangıcıdır. İnsanlara, sevdiklerinize, birlikte çalıştıklarınıza bir şeyi, bir konuyu, kızmadan, bağırmadan, sinirlenmeden de anlatabilirsiniz. Bir bağırdım çağırdım, masaya da bir iki yumruk vurdum, herkes süt dökmüş kedi gibi oldu diye övünen bir yönetici, o işyerinde, o kurumda randıman alamaz. Personeli motive edemez. Hele bunu haftada birkaç kez tekrarlamaktan büyük bir zevk alıyorsa! Hz. Mevlana diyor ki, “Öfke rüzgâr gibidir! Bir süre sonra diner; ama birçok dal kırılmıştır bile.”  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.