Normalleşme Süreci

Herkesin beklentisi Sayın Cumhurbaşkanımızın Twitter paylaşımı ile gerçekleşti. Bir bakıma hayatımızın normalleşme süreci başlatıldı. Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının son açıklaması ile 15 ilde hafta sonunda sokağa çıkma kısıtlaması yapılacağı yönünde açıklama yapıldı. Akabinde Sayın Cumhurbaşkanının son mesajı ile sokağa çıkma kısıtlamasına son verildi. Bu açıklamadan önce sabrı biraz da olsa tükenen insanımızda bir hoşnutsuzluk belirtisi olmuştu. Hatta şehirler arası hava ve kara yollarını açan Türkiye'de, üstelik "sadece 15 büyükşehirde" bu kısıtlamayı pek uygun bulmadılar. Niçin mi? Yapılan uygulama normalleşme sürecine uymamıştı çünkü. Yasağın kaldırılması ile birlikte sanki virüsün etkinliğini kaybettiğini ve korona ile savaşın kazanıldığını daha iyi hissettik gibi. Atlayamayacağımız en önemli tehlikeleri şu olmalı, daha önce de dile getirmiş idik. Halen bu güzide ülkemizde günde bine yakın vatandaşımızın test sonucu maalesef pozitif çıkıyor. Normalleşmeyi ve yasakların kaldırılmasını inanın çok yanlış anlamaktayız. Çarşıda pazarda ve sosyal hayatta maske takmayı şayet unutmuyorsak, bırakıyoruz. Konya'mızda İl Hıfsısıhha Kurulu kararı doğrultusunda maskesiz sokağa çıkmak yasak. Uygulama böyle mi? Keşke... Gönül arzu ediyor. Bütün yetkililer bas bas bağırmakta “ maske-mesafe-hijyen(temizlik)” diye. Niçin? Cuma namazını eda etmek için camiye giden cemaatimiz, yer bulamadığı için sosyal mesafeyi ihlal etmeyi bırakın, uyaran bir cemaatle tartışmaya giriyor. Bre Müslüman ibadet için hem tartışmaya girip gönül kırıyorsun, diğer taraftan da kul hakkına giriyorsun! İnanın bizler de virüs yazılarından pek de memnun değiliz. Zaten yetkili, yetkisiz herkes her şeyi konuşmakta. Sahi, aşı için tarih dahi veren değerli hocalarımız neredeler? Yoksa olmayan aşıyı uygulamak için gönüllü insan mı aramakla meşguller? Ayıptır yahu! Saygıdeğer hemşehrilerimiz, Türkiye salgınla ilgili sınavı başarı ile vermiştir. Hatasıyla, sevabıyla vermiştir. Hatta sınavı başaramayan sözde gelişmiş ülkelere de yardımda bulunulmuştur. Bundan böyle “mesafe-maske-hijyen” kuralına uyarak hayatımızı idame ettireceğiz. Alışkanlıklarımızı, çalışmalarımızı ve sosyal hayatımızı ona göre yönlendireceğiz. Tüm kısıtlamaların inşallah sonlandırılacağı önümüzdeki günlerde normalleşme için gerekli adımları atacağız. Turizmden kültüre, sanayiden yerel çalışmalara, ulaşımdan konuta, enerjiden ekonomiye,  her alanda normalleşmenin gereklerini bir bir yerine getirmeliyiz. Hızlı hareket etmeliyiz. En başta da ekonomi gerekiyor. İşverenlerimizin küçük,orta ve büyük ölçekteki işletmelerinin rahatlatılmasının sağlamalıyız. Devlet “babalık görevini” en çok da bu dönemde göstermelidir. En çok etkilenecek kesim de 'küçük esnaf 'diye tabir edilen işletmelerdir. Devletimizin işi kolay değil maalesef. Konut ve inşaat sektörünün hareketlenmesi için kredi faizlerini 0.74'e kadar çekiyorsunuz, daire fiyatları anında %20-30 arası artıveriyor. Toplumda her kesim elini taşın altına koymalıdır. Başka da çaremiz yok. Bundan sonraki yazılarımız şehrin imarı, ihyası, düzelen ekonomisi, ülkenin değişimi ve güzellikleri üzerine olur inşallah. Yeni yapılacak yatırım ve rahatlatmalar da ülke insanının moral ve motivasyonunu artıran cinsten olmalı. Köklü geçmişi olan bir ülkeyiz. Hiçbir ülkenin egemenliğini kabul etmemiş, hep devlet kurmuş, bağımsız yaşamış bir ülkeyiz. Bulunduğumuz coğrafya bize çok şey öğretmiş. Atalarımızın meşakkat ve zorlukları aşma azmi genlerimizde var elhamdülillah. Bu engelleri aşarız. Allah vermesin, gelebilecek sınavlara da hazırlıklıyız. Tek bir şeye ihtiyacımız var: Birlik ve beraberlik. Eksik eyleme Allah'ım. Normalleşme sürecine en iyi şekilde uyum sağlamak, dilek ve temennisiyle. Saygılarımla...