NE CUMHURDAN GEÇERİM NE DE MİLLETTEN!

Seçime beş kala aklımda sadece birliktelik var, kardeşlik var, demokrasinin ağlayan yüzünden ziyade gülen ifadesi var…   Biz artık ne seçmen olabiliyoruz, ne de bir partinin sevdalısı, herkesi tercih yapma konusunda zorluyor, yapmayanın gözünün içindeki tereddütü korkuya bırakıyoruz…   Sahi ya biz ne ara bu kadar bölündük ve parçalandık ki? Milli mücadele döneminde varını yoğunu ortaya koyan Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının, yüce Türk Milleti ile ölçülemez başarısı, düşman kuvvetlerinin esaretinden kurtulan ay yıldızlı vatanın bekasını o gün tescillemişti.   O günden bugüne yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde seçimler demokrasinin en büyük parçası oldu. Her zaman bu uğurda büyüyen devlet ve millet birbirinin bölünmez parçası haline geldi. Her zaman savunduğumuz şey ne demokratik bir ülkeyiz…   Ben bunu diyenlere artık acaba mı diyorum, bu noktada kendimi alıkoyamıyorum. Birbirine saygısı olmayan toplumlarda demokrasi ne zaman cumhurla ve milletle özdeşleşir, önce bunun cevabını bilmek istiyorum.   16 Nisan referandumu ile birlikte ittifakların önem kazandığı seçimlerde particilik anlayışı yerini birlikteliklere bıraktı. Demokrasi adına güzel olabilir, olmaz denilen isimleri yan yana getirebilir, birliktelik adına güçlendirici etkiden bahsedebilir. Ama mühim olan bir gerçek var ki bu birliktelikte kimden taraf olduğumuz değil, bu rüzgara çok kapılmadan bölünmemektir.   Nitekim esas olan Cumhurda biziz, Millette!   İkisini hiç birbirinden ayrı düşünebilir misiniz? İkisi de birbirinin tamamlayıcı unsurları değil mi? Millet olmadan cumhur(halk) olmaz, cumhur olmadan da millet!   İşte bizler Cumhuriyetin evvelinde de Türk Milletiydik, Cumhuriyetten sonrada Türk Milletiyiz, olmaya da devam edeceğiz.   Bunları bilelim elimizi vicdanımıza koyalım, diğerkam olmaktan vazgeçmeyelim. Cumhuriyetin aziz milleti olan cumhurlar her zaman devletten yanadır. Devletten taraf olalım, çocuklarımıza emanet edeceğimiz devletin bekasından yana olalım! Bizleri hep bıraktığımız büyük miraslarla hatırlasınlar, bölünmesinler, bir olsunlar büyüsünler düşmana iri olsunlar!   Bizler ki bugün geldiğimiz noktada Aziz ruh Mustafa Kemal Paşanın emaneti olan Cumhuriyetin hükmünü sürüyorsak bunu onun mirasına borçluyuz değil mi? O yüzden bugün hep minnetle yad ediyoruz ve anımsıyoruz.  O emaneti bize bıraktı gelecek sizsiniz diyerek, bizde şimdi arkamıza bırakacağız!   Baki olan devlet her zaman cumhurla, milletle var olacaktır. Partiler geçicidir, kalıcı olan tek şey devlet ve bekasıdır. Bizler her şeyi abarttığımız gibi particilik anlayışını da abartıyoruz. Holiganizmi zirvelerde yaşıyor, ortaya bir kıyım çıkarıyoruz. İnsana göre bir kıyma makinası olsa herkes birbirini bu makinadan geçirecek havasındayız.     Bırakın her şeyi bir kenara, biz çok partili yaşamdan bu yana halkın iradesi ile seçimlere gidiyoruz. Her dönem seçim tartışmalarına maruz kalıyoruz. Geçmişte olan sancılı dönemlerde bu kadar ağdalı bir yapı göremiyorum, göremezsiniz de. Aslında A partisinden, B partisine bizlere vaat edilen her zaman birliktelik olmalı, bu toplum sevgi ve barış gölgesinde kucaklanmalıdır.   O zaman hem cumhur şuurunu kaybetmeyiz hem de millet. O yüzden sizlere naçizane bir tavsiyem var gelin sandık öncesinden ziyade sandık sonrasını düşünelim, ne cumhur olduğumuzu unutalım ne de millet. Hep diyorum, diyeceğimde cumhursuz millet, milletsiz cumhur olmaz!