Konya
°C
Yeni Meram

Mürettip gazeteciler, Mahir İba

Mürettip gazeteciler, Mahir İba-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.12.2017 13:15
0
7655
ABONE OL
Mürettiplikten gazeteciliğe geçen meslektaşlarımız arasında Mahir İba’nın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Aziz ve sevgili dostum merhum İba, sadece gazeteci değil, aynı zamanda şairdi.Özellikle ramazan manileriyle ünlenmişti. Merhum İba’nın manileri, Konya’da Ramazanın tadı ve rengiydi. Kıvrak ve ince zekasıyla mani dizleri içine eleştiri ve espri yüklemeyi de ihmal etmezdi. Öyle ki, ramazan manisi deyince akla Mahir İba gelirdi. Yeni Meramda yazardı. Ramazan süresince politikacılar, bürokratlar, iş adamları, Yeni Meram’ı heyecanla alır ve Mahir İba’nın kendileri için mani yazıp yazmadığını araştırırlardı. Öyle maniler yazardı ki, mutlaka muhatapları, onları ve yakın çevresini iftira çağırmak zorunda kalırlardı. Anımsadığıma göre, Zamanın Ziraat Bankası Müdürü Merhum Hasan Mirza, Ramazan boyunca bizim takımı birkaç kez, iftira sofrasına davet eder nostalji yüklü saatler yaşardık. İftar sofrası deyip geçmeyin, sadece yemek yenmez, yurt sorunları tartışılır, latifeler biri birini izlerdi. Bu bağlamda şimdi Mahir İba’sız Ramazanlar da tek düze geçiyor. Mahir İba, yazılarına “Yeşil Köşe “ adını vermişti. Olayları irdelerken, satır aralarına mutlaka kendi şiirlerinden dizeler de yerleştirirdi. O dönemlerde gazetecilik karın doyurmadığı için, meslektaşlarımız ikinci bir işe daha soyunurdu. Ekmek parası için Girişkenliği ve can yakınlığından doğasına uygun bir İlaç Şirketinin temsilciliğini (propagandist)yeğlemişti. Konya merkezli ilaç temsilciliklerine genelde, Niğde, Nevşehir, Kayseri ve İlçeleri de dahil olurdu. Dış gezilere, çeşitli firmaların temsilcileri bir grup halinde birlikte giderlerdi. Mahir İba, grubun sözcüsü ve aranan simasıydı. Hem iş yapılır, hem eğlenilirdi. Birkaç kez, grupla beni de götürmüşlerdi. Aksaray’da, Kayseri’ de Karaman’da, Seydişehir’de ne tatlı günler yaşamıştık, iyi anımsıyorum. Ankara’da yüksek öğrenimimi sürdürürken, Mahir İba ile Demirtepe’de bir apartman dairesini ortaklaşa kiralamıştık. Sıkça bütün dostlarla buluşur gülüşürdük. Apartman Dairemizin kapısındaki levha bugün geçmişimizi de okşuyor; Yeni Meram Ankara Bürosu Levhası” Mahir İba, dost, sevecen, iş bilen ve bitiren, geniş çevresi olan bir gazeteciydi. Herkesin yardımına koşar, gönül yapardı.Biz oğlu Celal ile ders çalışırken, o bize moral enjekte eder, uykusuz gecelerimizin yorgunluğunu hafifletirdi. Mahir İba, Posta Kutusunu açmak için Büyük Postaneye gitmiş, Wosvogen otomobiline binmiş, hareket edeceği sırada yüksek tansiyondan kriz geçirmiş, olduğu yerde kala kalmıştı. Tesadüfen Ahmet Tapu, oradan geçerken, İba’yı otomobilin içinde hareketsiz görünce, koşarak büroya gelmiş, durumdan ailesi haberdar etmiş, tedavisi için seferber olmuştuk. Ne yazık ki, bu şirin , espri ve duygu yüklü insan felç olmuştu. Birkaç yıl böyle yaşadı, sonra oğlunun işi dolayısıyla Antalya’da ev alarak yerleşti.Eşini orada yitirdi. Ölümünden sonra da vasiyeti üzerine Antalya’da eşi Sabri’ye hanımın ( Mahir İba ona Sabır derdi) yanında toprağa verildi. Konya Gazeteciler Cemiyetinin kuruluş yıllarında görev alan, bu basın emekçisini şimdi kaç kişi biliyor ve anımsıyor? Meslek örgütleri ne yaptı? Maalesef diğerlerinde olduğu gibi, hiçbir şey. Cahit Sıtkı’nın vurguladığı gibi, ölüm bir gün herkesin başına gelecektir.Önemli olan bu dünyada iyi izlenimler bırakarak gitmektir. Hz. Mevlana’ da diyor ki; “Uyku ölümün kardeşidir.-Ölümden sonra hayata giden bir yol bulunur.” Sevgili İba, şimdi uyumaktadır.Ne yapmış ne etmiştir, yaşama giden bir yolu da bulmuştur. Toprağı bol olsun!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.