Konya
°C
Yeni Meram
23.12.2020 01:31

MODERN VE SİSTEMATİK KÖLELİK

MODERN VE SİSTEMATİK KÖLELİK- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.12.2020 01:31
22.12.2020 15:32
0
9369
ABONE OL
ABD' de klasik kölelik yüzyıllarca uygulanmıştır. Kölelerin/zencilerin/Kızılderililerin İngiliz antropologlar tarafından insan olarak kabul edilmediği empozisyonu kölelere de kanıksatılmıştı. Kölelerin beyinlerinin nöron hücreleri kullanılmaya başlamış, artık insan olduklarının farkına varmış olmalılar ki; tepkiler ve iç isyanlar başlamıştır. Yüzyıllarca iç savaşlar devam etmiştir. Nihayet 1865' te kölelik John Brown tarafından kaldırılmıştır. ABD’nin soysuz devşirmeleri köle edinme alışkanlıklarından kurtulamamışlardı. Kapsamı geniş, daha sistematik, daha sempatik, okşayıcı, uyuşturan, güdükleştiren, modern kölelik sistemini kurdular. Yaklaşık 150 yıldır emperyalist yandaşlarıyla birlikte modern kölelik uygulamalarını sürdürmektedirler. Kim bu düzene baş kaldırırsa başına balyozu indirmektedir. Bunun yüzlerce örneklerini sıralamak mümkündür. Çok gerilere gidersek içinden çıkamayız. Son yirmi beş-otuz yıla bir göz atalım. Bizimle ilgili boyutunu kabaca analiz edelim. Bizim üniversite tahsili yaptığımız 1970 küsurlu yıllarda Türkiye' de üniversitelerimiz ciddi hamleler yapmaya başlamıştı. Pek çok alanda bilim adamlarımız varlığını hissettiriyordu. Hele Necmettin Erbakan isminde bir hoca çıkmıştı. Bir de siyasi parti kurmuştu. İki cümlesinden biri dünyayı sömüren köle düzeniydi. Kalkınmadan, ağır sanayiden, tam bağımsız Türkiye'den İslam birliğinden, ortak para biriminden bahsediyordu. ABD’nin ve emperyalistlerin yüreğine indi. İçimizdeki satılmış beyinli maşaları devreye soktular. Başta işbirlikçi medya ve zinde güçler olmak üzere dezenformasyonlarla bombardıman başlatılmış, halkın beyni uyuşturulmuş partisi alelacele kapatılmıştı. Elbette Hocamız bunlarla yıldırılacak hizaya getirilecek bir lider değildi. Kısa sürede gençlik örgütlenme ve eğitim çalışmalarına hız verildi. Yeniden Büyük Türkiye bir davaydı, sevdaydı. Siyonistler de devredeydi. En büyük korkuları halkın, milletin davayı anlamasıydı. Bunu engellemek için yeni gündemler ve iftiralar sahaya inmeliydi. Üniversiteler sağ-sol çatışmalarıyla çalkalanıyordu. Her gün 15-20 öğrenci ölüyor. Bir silah sağcıya veriliyorsa bir de solcuya veriliyordu. Ateş talimatıyla silahlar patlıyordu. Bir yandan da irtica geliyor yaftaları savuruluyordu. Bir anda bastonlu, tipsiz sakallı, şalvarlı adamlar, çarşaflı kadınlar sokaklarda beliriverdi. Ali Kalkancılar, Müslimler, Fadime Şahinler önlerinde arkalarında kameralar... Bu sahneler aylarca devam etti. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan kardeşimiz ve bizler o dönemin gençleri ve delikanlılarıydık. O yıllarda Tayyip Erdoğan'ın karizması, kararlılığı, liderliğe yatkınlığı çok belirgindi. Erbakan-Ecevit hükümeti Siyonist emperyalistleri hayal kırıklığına uğrattı. Onlarca ağır sanayi tesislerinin temelleri atıldı. Bugün ASELSAN, Tümosan, Mercedes, Taksan, Temsa gibi sanayi tesisleri o dönemin eserleridir. Ecevit sık sık ABD’ye çağırılıyor, uyarılıyordu. O dönemde ambargolar başlamıştı. Kıbrıs’ta Yunanistan kışkırtılıyor; Rumlar, Kıbrıs Türklerine soykırım uyguluyordu. ABD’nin ambargosuna rağmen 1974 Kıbrıs Harekatı gerçekleşti. Kuzey Kıbrıs Türk Devleti kuruldu. Talimatla, Ecevit tek taraflı olarak hükümeti bozdu. Artık halkımız da bir şeylerin farkına varmıştı. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirler Refah Partisi'ne geçmişti. Gözler öncelikle İstanbul ve Ankara’yı takip ediyordu. Şehirlere yapılan hizmetler halkın gözünü doldurmuş gönlünü kazanmıştı. Erbakan Hocamız var gücüyle kadrolarını hazırlıyordu. Hiçbir engel onu durduramıyordu. Kökünü "Milli Görüş"ten alan yeni bir siyasi yapı doğuyordu. Tayyip Erdoğan, AK Partiyi kurmuş sahaya inmişti. Meclisin 2/3'ünü almıştı. ABD "Biz kimlerin defterini dürdük, bazıları hesabı dar ağacında verdi, bunun da harcı kolay" diyordu. Fakat bu ceviz çok çetin çıkmıştı. İlk yedi yılı gözlemlediler. Önlerinde ne zaman diz çökeceğini bekliyorlardı. Hiç de bekledikleri gibi olmuyordu. Sanki kurdukları modern kölelik sisteminin farkındaydı. “Artık daha fazla beklemenin anlamı yok, planlarımızı uygulamanın zamanı geçiyor" diyorlardı. 27 Nisan e-muhtırasını sahnelediler. Her dönemde olduğu gibi o dönemde de kullanışlı maşaları vardı. Şapkasını alıp gidenlerin devri kapanmıştı. Şaşkınlık içindelerdi. Karşılarında omurgalı, dik duran bir başbakan ve hükümet vardı. Dilini yutmuş, lafa geldiğinde kendisini demokrasi şampiyonu ilan eden muhalefette çıt yoktu. Bu hesap yiğitçe bir direnişle boşa çıkarıldı. Daha etkili, daha kapsamlı, halkın da içinde olabileceği ikinci planı devreye soktular. Bu planın ortakları büyük ölçüde devleti ele geçirmişti. FETÖ örgütüydü. HDP, PKK, DHKP-C, DEAŞ adlı çakal sürüleri diğer ortaklarıydı. Otuzdan fazla büyük şehirde aynı anda Gezi Olayları'nın fitili ateşlendi. Bu sürecin en korkunç ve utanç olayı CHP’nin teşkilatıyla, söylemleriyle, eylemleriyle sahada olması idi. Başbakanımız yurt dışından hemen dönmüştü ki, üç gün içinde çakal sürüleri dağıtıldı ateş söndürüldü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Meclis Başkanı Bülent Arınç kılkuyrukluk yapıyorlardı. Olayları seyretmekle yetiniyorlardı. İkinci plan olarak 17-25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz işgal ve iç savaş girişimi sahneye konmuştu. Birileri tarafından CHP’nin kulağına "kontrollü darbe" söylemi sufle edilmişti. Daha sonra Doğu ve Güneydoğu' da hendek ve çukur eylemleri, Kobani olayları. Bir yandan da Doğu ve Güney Doğu'da sınır ötesinden roket saldırıları. Sadece bu olaylarda verdiğimiz şehidimiz 1500 civarındadır. Devletimiz bu çakal sürülerine hak ettiği cezayı verdi, tarihin çöplüğüne gömdü. Değerli dostlarım bütün bunlar ne içindi? Artık Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ABD’nin ve AB’nin modern kölelik projelerine baş kaldırmasıdır. Türkiye artık emir alan değil, oyun kuran bir devlettir. Savunma sanayiimizi kurduk, en modern silahları üretiyoruz. Her türlü gemiyi üretebiliyoruz. Alçak irtifa ve orta irtifa füzelerimizi ürettik. İki yıl içinde yüksek irtifa füzemizi, beş yıl içinde de muharebe uçağımızı üretiyoruz. ABD’nin son yaptırım kararlarının detayına girmeyeceğim. Yaptırımlar karşısında muhalefetin gaflet ve acziyetine, tükenmişlik sendromu enjeksiyonlarına şaşırıyorum. Kısık bir sele tepkilerinin arkasından gelen ama, fakat, lakin kelimelerinin devamına hiç kulak verdiniz mi? S-400 alımı baştan beri büyük bir hataymış. Onlar gelirlerse hangara çekeceklermiş. Peki, Amerika ne diyor? S-400 ileri kendi güvenliği için tehlikeli görüyormuş. Bunun tefsiri şu: "Gün gelir ben veya benim maşalarım sana saldırırsak sen bunları kullanırsın” diyor. Ey CHP senin içinde bunu anlayacak dış politika uzmanın yok mu? ABD yeni hükümetinden, CHP’nin üst düzey uzmanı Ünal Çeviköz ne istedi? "Demokrasinin uygulanması, gazetecilerin, basının özgürlüğü, yargı sisteminin düzenlenmesi konusunda bizim elimizden tutun" diyor. "Türkiye Azerbaycan’a silah ve cihatçı desteği veriyor" diyor. Daha hangisini sayalım ki. Geçtiğimiz hafta Ahmet Davutoğlu’nu dinledim. Hükümetin "S- 400 alımı, Suriye politikası, sınır ötesi harekatları, belediyelere kayyum atmaları, HDP milletvekiline terörist suçlaması, Kıbrıs politikası, AB politikası, ABD politikası, demokrasi anlayışı baştan sona yanlış" diyor. Anlatırken kendisinin o dönemde bırak hükümetin başı olmayı, Türkiye' de bile değilmiş algısı empoze etmesine şaşırdım. Bir insan bu kadar mı vefasız ve sorumsuz olur, anlamak mümkün değil. FETÖ ile ilgili bir cümlesini duymadım. Bir başkası Türkiye 2021 yılını görmeyecek, iflasını ilan edecek demişti, iki ay önce. Şimdi yaptırımlar açıklanınca, ABD kulağına bir sufle mi yaptı ki? Acaba ABD ve AB kimden cesaret alıyor demiştim. Şimdi anladık mı kimlerden cesaret aldığını. Elbette bu yaptırımlar çok boyutlu bir travma oluşturacaktır. Bunları ilk defa yaşamıyoruz. Bir tek sorunumuz var. Aynı dili konuşamıyoruz. Ortak düşmanlarımıza ortak tavır koymada sapmalarla karşı karşıyayız. Mili davalarda özümüz, sözümüz, gözümüz, yüzümüz aynı yöne bakmalı. İşte o zaman yürekler toplu vuracak, hiçbir top o yüreği sindiremeyecektir.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.