Konya
°C
Yeni Meram

MEVLANA MI, MAWLANA MI?

MEVLANA MI, MAWLANA MI?-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
19.12.2018 00:38
18.12.2018 15:40
0
2761
ABONE OL
745. Vuslat törenleri bitti. Mevlana’yı anma, anlatma, tanıtma, şehrimizin köşesinde bucağında onun hissedilmesi konusunda laflardan kuleler, laflardan tepeler yaptık, bir anma törenini daha savuşturduk gitti. Mahalli seçimlere üç aydan az biraz fazla zaman vardı! Büyükşehir adayı dışında, diğer adaylar açıklanacak diye beklentiler vardı! Sosyal Medya kendince uygun gördüğü isimleri aday diye daldan dala uçurdu! Biliyorum amma söylemem diyen arkadaşlar, ağızlarında bakla ıslanmayanlar, sır küpü kesildiler, ima yollu anlatımlarla bazı isimleri işaret ettiler! Toplu açılışlarda Doksan dokuz açılış yapıldı… Ve akşamda Şeb-i Arus’ta Mevlana anıldı! Mevlana’yı anma törenlerine dönüşen geçtiğimiz yılların Alternatif Şeb-i Arusları, programlarıyla, sanatçılarıyla, anma programına kattıkları coşku ve heyecanla şehrimizi gölgede bırakmaya devam ettiler! Biz ne mi yaptık? Heyecanı, coşkuyu sinesinde barındırmayan, artık bir sinerji oluşturmaktan çoktan vazgeçmiş sanatçıların, yıllardan beri icra ettikleri tıpkısının aynısı programlara yeter artık diyemeyen anlayışlarla bir Şeb-i Arus’u daha tamam eyledik! Gelecek yıl ne mi yaparız? Bir sonraki Şeb-i Arus’a, koskoca bir 365 gün var. Mahalli seçimler biter, birkaç ay hayırlı olsun fasıllarıyla geçer, Sonra 3 Mayıs gelir, Mevlana ailesinin Konya’ya geliş yıldönümü diyerekten karşılarız Mevlana’yı Mevlana meydanında. 30 Eylül gelir, Şerbet-i Veladet’te yarım günle işleri hallederiz… Aralık ayı gelende, lale sümbül bitende ona da düşünürüz bir şeyler, zaten Allah ömürlerini uzun etsin sanatçılar hazır, semazenlerimiz hazır, rutin rutin takılırız gideriz! ***** On bin kişilik Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezini Mawlana yazılı dev lehvalarla donatmaktan da kendimizi alamadık! Rahmetli Orhan Veli, “ Beni bu havalar mahvetti” demişti ya…Bu şehri de, bu şehrin değerlerini, bir yerlere şirin gözükme uğruna, en çok tanınan, en çok bilinen ve en çok sevilen isminin, yabancı dillerde söylenme ve yazma hevesi ve inadı mahvediyor. 2007 Mevlana yılında, davetiye bastırmış ve “Mawlana Jalal al Din” diyerek, Mevlana Celaleddin demekten imtina eylemiştik. Ne oldu? Yapılan jestten batı mest mi oldu? Yoksa, bizim dediğimiz yere nasıl geliyorlar diye bıyık altında gülüp geçti mi? Batıyı Mevlana demekten, Mevlana diye yazmaktan ve konuşmaktan kurtarmak için elimizden geleni yapmıştık. Şu gün içinde aynı yolda yürümekte bir yanlışlık, bir hata, olumsuz bir davranış görmüyoruz! Böyle olmalı, böyle olur, işin doğrusu budur demekten de vazgeçenimiz yok! Batı, Mevlana Celaleddin diye yazıp, okusaydı ve konuşsaydı ne olurdu? İstediği zaman dönen, sürçmeyen, bülbül misali şakıyan dilini, döndürseydi, zorlasaydı ya Türkçe konuşmaya… Kalemi, Mevlana diye yazmaya çalışsaydı, alışsaydı, literatürlerine Mevlana diye bir kelime, kavram ve anlam zenginliği girerdi! Allamelerimiz, çok bilmişlerimiz, ahkam kesicilerimiz, işin içine her zaman olduğu gibi karışanlar, müdahale edenler nasıl göremediler bu inceliği? Nasıl göremediler de, Mawlana diye başladılar döktürmeye… Bizi özentiler, Duruş ve tanıtım zafiyetleri, Önünü-ardını hesap etmediğimiz, edemediğimiz düşünceler zora sokuyor! 2007 yılı üzerinden tam 11 yıl geçti. Mawlana yazmaktan vazgeçemedik! Mevlana desinler diye bir gayretimiz olmadı. Şehrimizde , ne böyle bir duruş nede böyle bir tavır geliştiremedik! 17 Aralık 2018 gecesi Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezindeki Şeb-i Arus programında kocaman bir levha dikkatimizi çekti. “745. Vuslat Yıldönümüne Hoşgeldiniz” cümlesinin altında “Welcome to the 745 st Mawlana Jalaluddin Rumi Commemoration Ceremonies” yazılmış. Bizi ilgilendiren kısmı ise her zaman olduğu gibi “Mevlana Celaleddin” kısmıydı. Bu seferde Mawlana Jalaluddin diye yazılmıştı. Mevlana Celaleddin Rumi diye yazılsa kıyamet mi kopardı? Dahası… Salondaki bazı yazılarda ise yine Mevlana yerine “Mawlana” diye yazmaktan ve asmaktan kendimizi alamadığımızı nasıl anlatsak? Yıllardan beri aynı hatayı aynı yanlışı yapın diye bizi bir zorlayan mı var? Bu zaafın ve zafiyetin adı ne sevgili okurlar? İngilizce bildiğimizi göstermek mi? Yabancılar, misafirler zorlanmasın filan diye mi? Hoşgörü şehriyiz, biz hoşgörülü olalım da, varsın anlamayan anlamasın babından bir yaklaşım mı? İşte böyle sevgili okurlar! Mevlana mı, Mawlana mı? Siz ne dersiniz?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.